ch. 9 - Zaman

658 39 10
                                    

   "Onca işin gücün ardından zaten yoruluyorsun Ayşegül, bir de zahmet edip buralara kadar gelmene inan hiç gerek yok! Ben gayet iyiyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   "Onca işin gücün ardından zaten yoruluyorsun Ayşegül, bir de zahmet edip buralara kadar gelmene inan hiç gerek yok! Ben gayet iyiyim... Senin de akşam eve yorgun dönmüş her normal insan gibi yatağında mışıl mışıl uyuyor olman gerekiyordu şu an."

   Doktor kadın, Ecem'in hayıflanmalarını ciddiye bile almamıştı. "Bir rahat durmuyorsun ki. Kim bilir yine ne yapacaksın da yaran tekrar kanayacak diye düşünmekten gözüme uyku girmiyor. 'Otur' ne demek bilir misin?"

   Yanı başlarındaki tekli koltukta oturan Heves dik dik Ecem'e bakmıştı. "Söylüyorum ama dinleyen mi var? İki dakika arkamı dönüyorum, bir de bakıyorum ki kalkmış salonu turluyor." Arkadaşını öğretmenine şikayet eden bir ilkokul çocuğuna benziyordu. 

   "Bana bak," dedi Ayşegül naif doktorluğuna ters düşen bir kabalıkla. "O yara bir daha açılırsa alırım silahı, öbür omzunu da ben vururum bilmiş ol."

   "Tabii... İkiniz kurmuşsunuz kutsal ittifakı, sağdan soldan üzerime geliyorsunuz. Ne yapayım yani? Oturmak bana göre değil, hele ki peşimizde bir ruh hastası varken oturmak hiç bana göre değil..."

   Ayşegül malzemelerini çantasına doldururken sırtını ona döndü. Daha fazla laf anlatmak istemediği barizdi. Göz ucuyla Heves'e bakarak, "Sen ilgilenirsin." dedi. 

   "İlgilenirim. Eğer az daha lafımı sözümü dinlemezse en son ben geberteceğim zaten." 

   Doktor kapıya yönelirken Ecem son kez arkasından bağırarak teşekkür etti ve el salladı. Onu yolcu etmeye giden Heves geri döndüğünde ise yine ayağa kalkmıştı. Heves'in gözleri ardına kadar açıldı. Sonra alnını buruşturdu, kaşlarını çatabildiği kadar çattı. 

   "Sen benimle alay mı ediyorsun yoksa bana mı öyle geliyor?"

   "Beş gündür burada yatıyorum Heves... İyi hissediyorum diyorum. Hem bu şekilde çok savunmasız olduğumuzu sen de biliyorsun. Hayır yani unuttuysan söyleyeyim, o gece adam ikimizi de gebertecekti. Bunu bile bile burada beklemeye dayanamıyorum."

   Heves sertçe iç çekti. Yüzünü tamamen elleriyle kapatıp bir süre öyle kaldı. Sessizliğin ardından ellerini indirdi. "Emre katil herif bizi bulamasın diye özellikle ayarlamadı mı burayı? Herifin dağın tepesinde ne işi var?"

   "Azra'yla hesabı olan bir adamın senin evinde ne işi varsa burada da o işi vardır."

   "İnanılmazsın." Heves dayanamayarak giydiği sabitleyici lacivert eldiveni çıkarıp Ecem'e fırlattı. Adamla olan kavgası sırasında elini incittiğinden Ayşegül bu eldiveni bir süre giymesini istemişti. "Yemin ederim insanı deli etmek için gelmişsin dünyaya." 

   Ecem eski zamanlarındaki gibi tüm sinir bozuculuğu ile güldü ve eldiveni yakaladı ama hemen akabinde gülüşü yok olmuştu. Sanki onu rahatsız eden bir düşünce girmişti aklına. Sükunetle kanepenin ucuna oturdu. 

Siyahtan KoyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin