ay benim gece senin

337 71 110
                                    

Günlerden salı ve gece saatleri, ay kendini belli edercesine parlıyor.

Güzel bir tepedeyiz ve papatyaların kokusu geliyor burnuma.

Beni buraya davet eden arkadaşlarım benim gibi çimlere oturmak yerine arabalarının içinde içkilerini içimeyi tercih ediyorlar.

Onlara katılamıyorum, çünkü henüz reşit değilim.

Bacaklarıma yaslanıp gökyüzünü izlemeye devam ediyorum.

Buranın henüz keşfedilmemiş bir yer olması beni mutlu ediyor.

Yalnız olmak beni çok iyi hissettiriyor çünkü.

Dalgın bir şekilde bu ferah alanda biraz da olsun ruhum temizleniyor gibi hissediyorum.

Sonra burnuma kokular gelmeye başlıyor.

Papatya veya başka bir tür çiçeğin değil.

Yanıma bir çocuk, kollarımızın değebileceği kadar yakın bir şekilde, oturuyor.

Parmaklarının arasında daha yeni yakmaya başladığı sigarası var.

On dakikalık huzurumun bir anda bölündüğünü hissediyorum.

Ve temas...

Temastan kendimi bildim bileli nefret etmişimdir.

Ondan biraz uzaklaşıyorum ve görmezden gelmeye çalışıyorum.

Yanımda sigara içiyor ve ben rahatsız olduğumu belirtemiyorum.

Belli bir süre bana bakıyor, gözlerini benden hiç alamıyor.

Daha sonra kokusu çekilemez bir hal alıyor ve ayağa kalkıp büyük arabaya yürüyorum.

Arkamdan şaşkın bir şekilde bakıldığının farkında değilim.

***

O yere dün arkadaşlarımla gittiğim saatlerde bu sefer yalnız bir şekilde gidiyorum.

Yine aynı yerime oturuyorum, burada papatyalar daha yoğun olduğu için anlaşılıyor hemen.

Etrafıma bakıyorum, geçen seferkinden daha fazla kişi var bu sefer.

Yavaş yavaş keşfedilmeye başlıyor burası tahminimce.

Fotoğraf makinemi çıkartıp karşımda gözüken ve ayla bütünleşmiş denizin fotoğraflarını çekiyorum.

Çok güzel bir görüntü çıkmış ortaya, her açıdan fotoğraflanmaya değer.

Sonra fotoğraf makinemi yanıma koyup çimlere uzanıyorum.

Benim yaşıtlarım ergenliğinin tadına varırken ben burada oturup saatlerce yıldızları izlemeyi tercih ediyorum.

Hiç olamadığım kadar mutlu hissediyorum.

Sonra çimlerin hışırtısı doluyor kulaklarıma gözlerimi gökyüzünden çekip sesin geldiği yere bakıyorum.

Yine onu görüyorum.

Bu sefer sigarası yok ve benden uzak durmaya özen göstermeye çalışarak çimlere uzanıyor.

Onu izlediğimi fark etmesin diye gözlerimi kaçırıyorum başka tarafa.

Bu konumdan rahatsız olmaya başlayıp doğruluyorum ve ondan istemsizce biraz daha uzaklaşıyorum.

Fotoğraf makinemi de ondan tarafa koyuyorum.

when the moon meets the nightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin