Bölüm 1Karanlık Gözler..

85 16 27
                                    

Merhaba ben Asel Mina hikayemi bide benden dinleyin....

'-Hadi ama artık sıkıldık ya yeter!!'  bu söyleyen yine her zamanki gibi Bade'idi. Yine Melis'in haftalık alışveriş krizine girdiği andaydık hepimiz...                                                                                               'Tamam ya geldim işte !Offf kolum koptu!' Melis'in her zaman kim isyanlarından biri iştee 'Bu kadar çok alıyorsun sonra da "off kolum koptuu!"diyorsun' dedim. Tabiki Melis her zaman yaptığı gibi göz devirmekle yetindi.Poşetleri arabaya yerleştirdikten sonra ben şoför koltuğuna yanıma Bade arkaya da Melis bindi.Yol boyunca durmadan aldıklarını anlatınca dayanamadım ve isyan ettim: 'Of yeter ya şiştim!Biz de vardık yanında gördük aldıklarını!' 'Aynen ama Melis sus,yeter!'diye destek çıktı bana Bade,Melis yine cevap vermek yerine göz devirdi.Alışmıştık biz bunun bu hallerine her hafta aynı olaylar yaşanıyodu...

Sonunda eve geldiğimizde zile basıp beklemeye başladık kapı açılınca Canan abla bizi bütün neşesiyle karşıladı " Hoşgeldiniz kuzularım" hemen atıldım"Hoşbulduk Canan abla ama senin kuzun yüzünden kollarım iflas etti" diye cırladım,küçük bir kahkaha attı"Olsun kuzumun canı sağolun" Melis öpücükler atarken biz Bade'ile içeri geçip kendimizi koltuklara attık,bizim arkamızdan Melis de kendini koltuğa atınca Canan abla bu halimize kahkahalar atarak gülmeye başladı, sonra yemek hazırladı yedik felan derken kızlar gitmek için ayaklandılar bende onları geçirip Canoşun yanına gittim "İyi geceler sultanım"yanağına da sulu bi öpücük kondurunca o da gülüp beni sulu sulu öptü ve " İyi geceler bebeğim"dedikten sonra ben odama çıktım ve geceliklerimi giyer giymez kendimi yatağa bıraktım şu bana en iyi uyku gelirdi zaten....

Gözlerimi açtığımda esneyerek yanımdaki telefonumun saatine baktım 11:30 sıçrayarak yerimden kalkarken aşağı koştum merdivenleri paldır küldür inerken mutfaktan Canan abla fırlayarak çıktı ve "Ne oldu kuzum?" Sesindeki endişeyle bende "Geç kaldım üniversiteye !"diye bağırıverdim"Bugün cumartesi gidecek miydin?" Of onu unutmuşum ben ya"Ne?" Diye bağırınca o da anlamış olacakki güldü ve mutfağa giderken "Hadi unutkan kuzu elini yüzünü yıka ve gel kahvaltı hazır " diye seslendi. Bende ayaklarımı yere sürte sürte banyoya gittim bi tıp öğrencisi olduğum 1 dk bile benim için önemliydi, hele ki son seneme 2 senem kalmışken. Elimi yüzümü yıkayıp aşağı indikten sonra sofraya şöyle bi göz attım Canan sultan yine döktürmüştü sofraya oturur oturmaz "Cana sultan yine döktürmüşsün o da gülüp tabağıma kahvaltılık koyuyordu "Yede biraz betin benzin atsın çocuğum" ya ama bu bana söylenir miydi? "Ne varmış Canoş çirkin miyim ben?"  diye cırladım o da gülüp " Yok kuzum benzine renk gelsin diye dedim yavrum" biliyordum o yüzden dediğini ama Canoş Sultan'la eğlenmek güzeldi "Hmm banane bi kere bana çirkin dedin" ani bi şekilde değişen yüz ifadesiyle ben baya eğleniyordum "Ay ben öyle mi dedim!?" Sakin kadını bile çıldırtmıştım"Evet öyle dedin duymadın mı?" Sesimi de sitemli tutup kollarımı bağlayıp arkama yaslandım "Yav  şu haline bak ip gibisin az yede kilo al !" Bi an bana ip demesine şaşırsam da sonradan kahkahamı bırakıverdim " Şaka yaptım sultanım" gülmelerimin arasında bunu söylerken o da "Ay bi an kendimden şüphe ettim" elini kalbine götürüp bana söylenirken bende gülüp kahvaltıma devam ettim...

Kahvaltı Fastı bitince üzerimi giyinip aşağı indim. Canoş'un yanına gidince kapıdan "Canoş ben çıkıyorum " diye seslendim, o da arkasını dönüp " Tamam kuzum dikkat et" deyince ben de " Tamam tamam ederim sen akşam evde misin?" Dudaklarını büzdü ve" Yok kuzum bi eve gideyim kızlar gelcek mi?" Ben kapıdan geri çekilip " Bilmiyorum sultanım neyse görüşürüz" dedim ve öpücük attım o da bana öpücük atıp "Görüşürüz meleğim" derken kapıya yöneldim ve çıktım gözüm arabamı aradı ama onu bugün bakıma verdiğimi hatırladım siteden çıkınca bi tane taksiye binip gideceğim yeri söyledim üniversite nin tatil olduğu günler kızlarla çarşıya gitmeyi severdim ama kızların bugün işleri olduğu için tek gidecektim,onlarsız bi yere gitmek istemezdim çünkü onlar bana hem arkadaş hem kardeş hem anne hem bi aile oldular...Taksi durunca geldiğimizi anlayıp babayı ödedim ve indim ve mağazaların birine girdim bi pantolon alacaktım ama istediğimi bulamazsan akşama kadar sürerdi bu öylede olmuştu artık ümidimi kesip gidecekken son bi mağazaya da girdim ve aradığımı buldum sevinçten havalara ulaşım gelse de etrafım insan dolu olduğu için içimden sevindim bedenime uygun olanı alıp çıktığımda hava kararmış ve hafiften yağmur yağıyordu hemen bi taksi durdurup bindim ve evimin adresini verdim bi süre sonra arabadan sesler gelmeye başladı Ve durdu ben yerimde doğrulup "Bi sorun mu var?"diye sordum adam bana bakmadan "Bilmiyorum bi inip baksam iyi olacak " dedi ve indi ben de arkasından inince ön tarafta bi şeyler yapıyordu "Ne olmuş?" Diye sorunca kafasını kaldırdı ve bana baktı" Motorub kabloları şase yapmış çalışmaz bu" deyince mavi gözlerimi iri iri açtım ve "Yani yolda mı kaldık!?" Diye telaşla sorunca " Sakin olun verdiğiniz adrese 2 sokak kalmıştı maalesef yürümek zorundasınız" etrafıma baktım ve " Sorun değil yürürüm"dedim ve parayı verip yürümeye başladım ama hiç bi şey gözükmüyordu yağmur iyice hızlandığında bende ceketimin şapkonunu iyice kafama cektim ve yürümeye devam ettim bi süre sonra nerde olduğumu anlamak için sokak lambasının altında durup etrafıma bakmaya başladım o anda karşıdan gelen bi karartı gördüğümde gözlerimi kısıp bakmaya başladım siyah paltolununun üzerine siyah kapşonlu ceketiyle rüzgar gibi esip geliyordu kapşonunu yüzüne kadar çektiği için yüzünü tam göremiyordum ne ara geldiğini bile fark edemeden yanımdan geçerken omzuyla bana çarptı ben geriye sendelenip direğe sırtımı vurunca hafif bi"AH!" Sesi çıktı arkasını dönüp bana bakınca bende ona baktım yardım için geri gelecek sanmıştım ama o arkasını dönüp yürümeye devam etti ben de bi cesaretle " BOZ AYI!" Diye bağırdım bi anda durdu arkasını dönecek gibi oldu ama dönmeden yürümeye devam etti ben bu yaptığına ağzım açık bakarken o karanlığa çoktan karışmıştı ...
Biraz daha yürüdükten sonra nerde olduğumu yine bilmiyordum durup etrafıma bakarken sokaktan sesler gelmeye başladı sokağa doğru ilerledikçe sesler biraz da olsa netleşti o an biri var gücüyle bağırdı" SENİ ÖLDÜRECEĞİM BORA ATEŞ!"  Ne diyo bu diye düşünürken karşımda  duvarın dibine çökmüş yaralı bi adam vardı yardım etmek için ona ilerlerken bana doğru döndü ve "Demek bana yardım etmek isteyen minikler de varmış" dedikten sonra iğrenç bi kahkaha attı ne diyo bu derken  biraz yaklaştım ve "İyi misiniz?"diye sordum sonlara doğru sesim titredi çünkü adam elini karnından çekince yere damla damla kanlar akmaya başladı " Sence iyi miyim küçük şu yarayı sararsan iyi olacak ama..." dedi ve durdu ben ona bakarken bi anda bağırmasıyla irkildim "Hadi sene ne bekliyorsun!?" Ben koşar adımlarla yanına gidip diz çöktüm yaraya bakacağım sırada kolumu tuttu ve" Bilmiyorsan beni evime götür"ne diyo bu şimdi " Bi tıp öğrencisiyim ama yardım etmemi istemiyorsanız bırakır giderim" diye taşlayıncaya yine iğrenç bi şekilde güldü ve kolumu bırakıp saçlarıma dokundu "Sakin ol küçük çok çasabisin..." durdu ve bir tutamını eline aldı"Ayrıca çokta güzelsin" dediği an yanından kalktım ve " Ne diyorsun sen be! Ambulansı arıyorum seni burdan alır benden bu kadar!"çantamdan telefonumu çıkarırken kokumu tuttu ve kendine çekti "Öyle bişey yaparsan sonun olur"yüzüme doğru söylerken kolumu çekmek istesem de bırakmıyor ve daha da sıkıyordu ben de son gücümle"BIRAK BENİ! İMDATT!!" O kolumu sıktıkça canım yanıyordu ama şu an onun elinden kurtulmam daha önemliydi o anda arkadan bi ses duyuldu "Hala akıllanmamışsın demek ki!" Arkamı döndüğümde bana çarpan hödüğün olduğunu görünce ağzım şaşkınlıktan aralandı adam kolumu bırakınca hemen ayağa kalktım adam güldü ve "Bu küçük bana yardım edecekti oysaki senin gelmene gerek yoktu "deyince arkama baktım ve o anda silah batladı refleks olarak kollarımı başıma kapattım ve sırtımı duvara verip yere çöktüm kafamı koluma gördüm bi süre sonra bi el koluma değince yerimde sıçrayıp ayağa kalktım "S-sen ne-ne yaptın!?" Diye bağırdım o da aynı şekilde"BANA BAĞIMA!" Diye bağırdı ben geri geri giderken "Öldürmeseydim de seni mi öldürdüseydi ?" Dudaklarından tıslarcasına bu sözler dökülürken durdum ve kafamı iki yana salladım " Ne biliyordun beni öldüreceğini?"  Sesim titrek çıkarken o güldü ve "Çok üzüldüysen sen de git yanına "dedi ve yürümeye başladı ben ağzım açık neler olup biçtiğine bakarken durdu arkasını döndü ve benim yanıma gelip kolumu tuttu"Bunları bir kişiden duyarsam çok fena olur!"yerde yatan adamı gösterip"Sonun onun gibi olmasın!" Dedi ve kolumu biraz sıktı ve " Anlaştık mı?" Ben kolumu sert bi şekilde kendime çektim ve" Ne diyorsun sen be! Kafayı mı yedin!? Böylece bırakacak mısın adamı!?"diye bağırınca çatık kaşları iyice çatıldı ve "Bana BAĞIMA!" İlk yavaş söylerken sonlara doğru bağırınca geri geri gittim ve sırtım ıslak duvarla buluşunca durabilmiştim o da gelip kollarımı tuttu ve " Onu öldürmeseydim seni vu-ar-çak-tı anladın mı küçük!?" Ben ne olduğunu anlayamadan" Hala anlayamadıysan..."durdu biraz daha yaklaştı ve eliyle adamı gösterdi"Ona bakıp bakıp anlarsın"dedi ve göz kırpıp yürümeye başladı nefes almadığımı fark edip nefes aldığımda burnuma tarifsiz bi koku doldu kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım ve hızlı hızlı yürümeye başladım sokaktan çıktım şuna nereye gittiğimi bilmiyordum önemli de değildi yeter ki şu iğrenç yerden bi an önce gitmekti yağmur iyice hızlanırken koşmaya başladım ne ara Anayol'a geldiğimi fark edemeden korna sesiyle hızlıca oraya döndüm ve son sürat bana doğru gelen aracı fark eder etmez gözlerim karardı......

KRANLIĞI İÇİNE GÖM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin