1. Bölüm

585 155 203
                                    

Bu benim kitabım.
Bu hepimizin hikayesi..

Arkadaşlar öncelikle merhaba. Bu benim yazdığım ilk kitap. Tabiki de kusurlar olucak ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Okurken lütfen ön yargılarınızı bırakıp başlayın. Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim. Yukarıdaki şarkı çok hoş bir şarkı.  Açmayı unutmayınn...

1. Bölüm. Ruhum Halsiz Benim

💜

Bardağın içindeki kahvenin sıcaklığı elimi yakıyordu. İnsanlar buz gibi olduktan sonra kahve sıcak olsa ne olurdu ki. Hava serindi. Gökyüzünde tek bir yıldız dahi yoktu. Sanırım dünyanın tüm pisliğine karşı kendilerini korumak için gizlenmişlerdi. Onların yerinde olmayı çok isterdim. Bir keresinde babam "Her insan bir yıldızdır. Ölünce kendi yıldızı da onunla birlikte söner" demişti. Sahi insanların duyguları ölmüştü. En başta annemin. Belki de bu yüzden gökyüzünde yıldız kalmamıştı. Duygular öldükten sonra beden ayakta olsa ne olur ki?

Kahvemden bir yudum aldıktan sonra soğuduğunu hissedip balkondan aşağı döktüm. Hep böyle oluyordu. Düşünmekten unutup içmiyordum. Sonrasında da soğuyordu. İşte hayatım da bu kahve gibiydi. Unutulmuş gibi. Hatırlandığında ise fırlatıp atılmış.

Ben Zeynep Ateş.
Sizlere çok güzel bir hayatım var demek isterdim ama öyle değil. Hayat herkese adil davranmıyor. Ben her zaman kendi ayaklarının üzerinde duran, fakat buna mecbur bırakılan 18 yaşında biriyim.

Bardağı mutfağa koyduktan sonra içeriye geçtim. Berna uyuyordu. Yurtta yaşarken çalışıp para biriktirdikten sonra buraya taşındık Bernayla. Şu hayatta ailem olan tek insan.

Üzerine her zamanki gibi yorgan örtmeyi unutmuştu. Bende her zamanki gibi çekmeceden çıkarıp üstüne attım. Kısa kahverengi saçları vardı. Bir de toplamaya çalıştıkça alttan sarkmıştı birkaç tel. Kendimi gülmemek için zor tuttum.

Açık kalan televizyonu kapatıp kendi odama doğru yürüdüğüm anda sesler duydum. Bağırış sesi. Gene üst komşumuz eşiyle kavga ediyordu. Alışmıştım artık buna. İçeri geçip odamın kapısını kapattım.

Yarın yine 2 haftadır gittiğimiz, yeni okulumuza gideceğiz. Ben o okuldakilerin çoğundan nefret ediyorum. Hepsi kendini beğenmişin teki.

Günlüğümü elime aldım ve yazmaya başladım. Sadece yazıyordum. İçimden geçen her şeyi. Bir Bernaya anlatır bir buraya yazardım. Yeni keşfettiğim şarkı sözünden birkaç kelime yazdıktan sonra kapattım defteri. Yatağa uzandım. Uyku tutmuyordu şu sıralar beni. Bu yüzden kahve içiyordum. Çünkü bende ters etki veriyordu. Fakat o bile işe yaramamıştı. Saat 2'ye geliyordu, uyumak için gözlerimi kapattım ve içimden saymaya başladım. Önceden saçma gelen bu yöntemler, muhtaç kalkındıkça uygulanıyordu.

Dişlerimin ve çenemin ağrısıyla sıçradım. Saate baktığımda alarma beş dakika vardı. Yani 7'ye. Çoğu zaman böyle uyanıyordum. Uykudayken dişlerim kilitleniyordu ve fazla sıkıyordum. İstemsiz oluyor. Bu da sabah kalktıgımda çene ağrısı yapıyordu. Yataktan kalkıp banyoya yürüdüm. Yüzüme su çarptıktan sonra mutfağa geçtim.

"Günaydın" dedi Berna. Kahvaltıyı hazırlamıştı.
"Günaydın. Neden beni uyandırmadın? Beraber hazırlardık."
"Kaç günden beri uykusuzluk çektiğini biliyorum. Uyandırmak istemedim. Çok konuşmada otur yiyelim."

Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra masaya oturdum. Hiç iştahım yoktu fakat Berna hazırladı diye yemeğe karar verdim. Çayımdan bir yudum alıp Bernaya döndüm.

"Bu gün gitmesek mi okula?"
"Hayır Zeynep. Boşuna mı kazandık orayı. Gidicez tabikide."
"Şey ben hiç gitmek istemiyorum."
"Oradaki bir çok bizimle uğraşan salak kişileri kafana takıyorsan gebertirim seni."
"Tamam" dedim sadece.
"Tamam mı? Böyle cevap olmaz olsun"

Sana Gül Bahçesi Vaad EdiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin