TANRI'NIN VARİSİ

Herkese Merhabaa...

Yeni kurgum olan, Tanrı'nın Varisi' ne öncelikle hoş geldinizz❤️

Şu son iki haftadır aklımda olan bir kurguydu.. Tabi yayınlamak için Leke'nin Finali bekliyordum ama her şeyi hazır olunca dedim yayımlayayım bölümlere de Leke'nin finalini verince başlarım...

Şimdi şuraya kurgum başladığınız tarihi, saati alayım... Birde tarafınızı... Melek misiniz yoksa Şeytan mı :))

Çok fazla bir şey demeyeceğim ama şunu bilin aşırı heyecanlıyım... Umarım kalemimden Fantastik bir kurgu okuyacak olmak sizleri de benim kadar heyecanlandırır :)

Bölümü oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın :)

O haldeee...

İyi Okumalar :)

🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️🧚🏻‍♀️

Ölmek.

Kendime hep acaba nasıl bir his diye sorardım ve artık sorumun cevabını biliyorum, artık görüyorum.

Ama neden?

Neden bu kadar acı?

Nasıl bu kadar can yakabilir?

Nasıl bu kadar acıtabilir?

Bu kadar hızlıyken nasıl böyle süründürebilir?

Ölümün tadı nasıl bu kadar ekşi olabilir?

Aydınlık.

Nerede o filmlerde görmüş olduğum beyaz ışık?

Neden gördüğüm tek şey karanlık. 

Kocaman, dipsiz bir karanlık.

Sadece karanlık.

Kulağımı dolduran su sesi de neyin nesiydi böyle? Ölen kişiler suyun sesini mi duyardı? Peki vücudumu aniden esareti altına alan sıcaklık? O neydi?

Dört bir yanımı kaplayan karanlığın yerini aydınlık almaya başladığın da gözlerimi açtım. Bulutsuz masmavi gökyüzü ile karşılaşınca uzanmış olan bedenimi hızla doğrulttum. Görmüş olduğum manzara küçük dilimi yutmama sebep olurken bulunduğum yerin varlığını sorguladım bir an için.

Havadaydım...

Etrafta kara parçaları vardı ve dört bir yanlarından gürül gürül akan şelaleler bulunuyordu. Kulağımı dolduran su sesi demek ki şelalelerin sesiydi. Oturduğum yerden kalkarak etrafa baktım. Önüm uçurumken arkam ormandı, sağımda çeşit çeşit çiçeklerden oluşmuş güzel bir yol varken solum cehennem sıcaklığını hissettiren ateşti.... Olduğum yerde dönerek tekrardan etrafa baktım.

Burası da neyin nesiydi böyle?

Ölmemiş miydim ben? Yoksa rüya falan mı görüyordum?

Uçuruma doğru yaklaştığımda kollarımı vücuduma sardım. Etraf sessiz ve sakindi... Kulağımı dolduran su seslerinin yerini cıvıl cıvıl öten kuşlar aldı. Yavaş yavaş uçurumun kenarına geldiğim de dikkatlice aşağı baktım. Sadece bulutlar vardı ve sonu yokmuş gibi gözüküyordu...

Böyle şeyler gerçek dışı şeylerdi...

Bu bir rüyaydı...

Evet, evet ben bir rüyanın içindeydim ve hemen uyanmam gerekiyordu.
Kollarımı iki yana doğru serbest bıraktım. Rüyada olduğuma göre uçurumdan atlarsam canım yanmazdı ve uyanırdım.