red

4.3K 294 42
                                    

Gri gök yüzü ve beyaz bulutlar.

Sadece siyahın ve beyazın tonlarını görebiliyordu Harry. Bu lanet, bu iki zıt renk tüm hayatı boyunca onunlaydı. Saçları siyahtı. Vücudu açık gri, gözleri ise biraz daha koyu gri. Her şey sıradandı. Her şey aynıydı onun gözlerinde. Tek bir şey dışında.

Harry aynı zamanda kırmızıyı da görebiliyordu. Küçükken yere düşüp dizi kanadığında görmüştü ilk defa rengi. Kırmızı. Kan rengi. O kadar şaşırmış ve sevinmişti ki bacağındaki acıyı unutmuştu. Oturup dizinden akan oluk oluk kırmızı kanı izlemişti.

Harry o zamandan beri gördüğü bu renge takıntılıydı.

Ne yazık ki evinde pek kırmızı şey yoktu. Halası ve kocası evli olmalarına rağmen renkleri göremiyorlardı. Bu yüzden evi sadece siyah-beyaz eşyalarla döşemişlerdi. Başka renkleri görememenin acısını bastırmak için sadece siyah ve beyaz varmış gibi yaşıyorlardı. Başka hiçbir renk yoktu hayatlarında.

Ah, evet. Diğer renkler. Harry gökyüzünün mavi olduğunu duymuştu. İnsanlar ağaç yapraklarının yeşil olduğunu söylüyordu. Aynı gözlerinin yeşil renk olduğunu söyledikleri gibi. Ama bunların hiçbirine anlam veremiyordu. O sadece kırmızıyı görebiliyordu.

Renklerin apayrı bir önemi daha vardı. Aynı rengi gördüğün kişi senin ruh eşindir. Tabii bu kadarla kalmıyor. Renkler yalnızca aynı rengi gören iki kişi birbiriyle öpüştüğünde ortaya çıkıyordu.

Kırmızı rengi gören dünyada kim bilir kaç insan var.

Bu yüzden Harry o kişiyi aramıyordu. Kimseye hangi rengi gördüğünü söylemiyordu. Kimseye sormuyordu. Çünkü ruh eşlerinin gerçek olduğunu bilse bile ona imkansız geliyordu. O şanssız biriydi, ruh eşini bulmasına imkan yoktu. Kadere inancı yoktu.

Bu yüzden şapka ona sorduğunda Gryffindor demişti. O gün salonda sadece parlak, asil kırmızı rengini görmüştü.

Kırmızı ona yetiyordu.

C O L O U R S | drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin