Ne kadar koşarsan koş kendini geride bırakamazsın. Çünkü dün unutmak istediklerin hep peşinden gelir.
Şimdi sen uyuyorsun ya, rüyalarına girmek isterdim. Çocuklar gibi çıplak ayakla koşalım çimlerin üzerine, tartışmalar olmasın aramızda, mutlulukla şarkıları söyleyelim, dudağından defalarca öpeyim seni, uyandığında sadece ben olayım aklında.
Olur mu ki hiç böyle bir şey ? .. Aslında olmayacak bir şey değildi. Neden hep her şey bizlere çok zor geliyordu.
İnsanın ölüm fermanını okurken zor gelmiyor da sevip, sevgini haykırmak neden insan oğluna bu kadar zor geliyordu. İşte belkide bu yüzdendir kaybetmemiz.
Her yer mahşer yerine dönmüştü o gün...
Şaytan o gün fink atıyordu. Azrail ise herkesin baş ucundaydı alıp gitsem insanların ruhları onun için ne kadar kolaysa insan oğlu içinde aynı şekilde yıkıp dükmek kolay gelmişti.Çığlıklar artık dayanacak kadar yükselmiş olsada sıkan kişiyi engel olmaları mümkün olmamıştı.
Çünkü sadece onda silah vardı ve kahyanın bir anlık dalışıyla çoğu kişinin acı sonu olmuştu.Son kurşunu Hasan kafasına sıkınca ancak ortalık sakinleşmişti ama ne sakinliği.
Aradan on gün geçmiş ölenler def edilmiş taburcu olanlarda evlerine dünmüştü.
Aralarında kendini asla afetmeyen biri vardı o da Berivan 'dan başkası değildi.
Herşeyden nedensizce kendini suçluyordu. İlk defa kocasına hak veriyordu, keşke tüm her şeyi onunla paylaşmış olsaydı, belki o bu olanlarının önünü kese bilirdi ama maalesef söylemedi ve tüm ölen kişilerin tek suçlusu kendisi olarak görüyordu.
Esma küçük kızını daha kucağına almadan onu kaybetmenin işkencesi bir yana, babasının kalbi olanlara daha fazla dayanamayarak hayata son vermesi diğer yana, sevdiği kıymet verdiği iki insan ise diğer yana. Civan ile yusuf'ta o gün kurşunlardan nasiplerini almışlardı.
Yusuf küçük bir sıyırık olduğu için hemen taburcu olmuştu ama Civan öyle değildi ve hala yoğun bakımdaydı.
Gafur ağada o gün kurşunlardan bir tanesinde nasiplenmiş ve ölmüştü.
Ferhat ağada kolundan küçük bir sıyırla hastanaden sadece pansuman yapmıştı.
Berivan da kurşunlardan bir tanesini nasiplenmiş ve bir hafta sonra gözlerini açıp ölen kişileri duyduktan sonra herşeyi tek sorumlusu benim deyip kendini hırpalamaktan bir türlü alı koyamıyordu. Bunca ölen insanların veballeri deyip durduğu sırada Ferhat kapı eşliğinde karısının söylediklerine kaşı verdiği cevap şunlar
"Tüm bu olanlar senin veya bir başkasının suçu değil. Tüm Bu olan biten sadece Hasan ile Esma'nın babasının suçuydu ve şimdi ikisinden de hesap soramayız.
Tek suçun olanları bilip bana anlatmaman ama sen bu konuda gene suçlu değilsin çünkü Esma sana güvenmiş ve sırrını seninle paylaşmış. Aslında sen o gün öyle konuşmasaydın belki daha farlı şeyler olabilirdi ama inan tam olarak ne olacağını ben bile tahmin ediyordum. çünkü Hasan ile Yusuf çok hıçın insanlardı ve ben ne hüküm verirsem vereyim onlar kendi bildiklerini okuyacaktı bu yüzden hiçbir şey senin suçun değil "demişti.
Berivan kocasının böyle konuşmasına şaşırmıştı doğrusu. Ferhat konuşmadan önce herşeyden beni suçlar diye düşünmüş ama umduğu gibi olmayınca şaşkındı ama Berivan yinede Esma'la konuşmadan rahat olamazdı.
Yinede Berivan bir türlü yan odaya gidip Esma'yla konuşmaya cesaret edemedi. Aradan iki gün daha geçti ve on gün oldu Berivan tam olarak ileşmemiş olsada Mehmet ağa gelininin taburcu olmasını istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağ Çiceği.ASİ
Tiểu Thuyết Chung7 yaşında küçük bir kız çocuğuyken annesini töreye kurban verdiği gün kendine bir söz verdi. Bu töreleri birtirmek için öğretmen olup doğunun tüm çocuklarına asıl törenin ölüm olmadığını öğretmekti ama o küçük çocuk nereden bile bilirdiki. O töreler...