🌸Okuduğunuz Saati ve Tarihi rica edeyim.
🌸Hazırsanız başlıyoruz.
|🍒🌸🍒|
Kapıyı çarpıp odadan çıkmıştım. Derin nefes alıp verdim. Ama yok o bunu haketmişti. Sen kim köpeksin de bana emirler yağdırıyorsun? Ulan ben zavallı anamdan bu kadar emir almadım. Bu adama iyi katlanmıştım
bile.Şimdilik sessiz kalmalıydım. Acaba kovacak mıydı? Yok ya sanmıyorum, kovmaz. Çünkü benim pes etmemi bekliyordu. Peki ben pes eder miyim?
Asla.
Aslında bir nevi bir iddiaya girmiştik. Ve ben asla girdiğim bir iddiayı kaybetmezdim.
İşime kaldığım yerden devam ettim. İstenilen siparişleri masalara götürdüm. Ama çok yoğundu burası be. Resmen mutfak ve müşteriler arasından koşturup duruyordum.
Geçen bu süre zarfında aklıma hiç Siraç'ı getirmedim. İşime odaklanmıştım. Tâ ki Siraç'ın odasından çıkan siyah saçlı, uzun boylu kız yanıma gelene kadar. Önlüğüne bakılırsa o da burada çalışıyordu.
"Ahh merhaba biz tanışamadık. Hoşgeldin yeni işin hayırlı olsun. Ben Kübra." Iyy bu ne yapmacıklıktı be midem bulandı doğrusu. Uzattığı elini ucundan tutup salladım.
"Hoşbuldum ben de Kiraz." Aynı zamanda yüzüme zoraki bir gülümseme kondurdum. Tabi becerebilmişmiydim orası muamma.
Kızın kaşı gözü ayrı oynuyordu bu ne. İnsan ilk görüşte birine bu kadar kıl olur muydu?
Ben olmuştum.
"A-aa kartın yamulmuş. Dur düzelteyim." dedi yapmacık şekilde şaşırarak. Yaka kartıma uzandı. Biraz oyalandıktan sonra elini geri çekti.
"Hah şimdi oldu." dediğinde kafamı aşağı eğdim ve göz ucuyla yaka kartıma baktım. Ama tepeden bakınca bir şey görememiştim. Sadece düzeltmiş olmalıydı sonuçta. Bu kadar şüphelenmeme gerek yoktu belki de.
"Neyse ben işimin başına döneyim. Kolay gelsin sana da." dedikten sonra gitti.
Ulan nasıl bir yere düştüm. Bir yandan Siraç denen öküz. Bir yandan bu cıvık Kübra. İnşallah bu kadarla sınırlı kalır. Zira ben burada daha fazla dayanabilir miyim bilemiyorum.
Ben de daha fazla oyalanmayıp işe koyuldum. Mutfağa gidip hazırlanan siparişleri masalara götürdüm.
Zaten bütün gün aynı şekilde siparişleri maslara götürüp getirmiştim. Ayaklarıma kara sular inmişti. Bu kadar yorucu olabileceğini tahmin etmiyordum.
Bir de bu yorgunluğun üstüne gittiğim her masada sinirlerim bozulmuştu.
Tabiki de durduk yere değildi. Durmadan bana acayip acayip, uzaylı görmüş gibi bakmaları hiç hoşuma gitmemişti. Ve hala neden öyle baktıklarını anlamamıştım.
Ha bir de nedense gittiğim her masada bana bakıp bıyık altından gülmüşlerdi. Ya da ben öyle anlatmıştım bilemiyorum. Yalnız duyduğum her dört kelimeden üçü "Muzaffer" olmuştu. Evet yanlış duymadınız "Muzaffer".
Nedenini ben de bilmiyorum.
Ama bildiğim tek şey sinirlerimin tepeme çıkmış olması. Üzerlerine atlamamak için zor tuttum kendimi. Kimdir bu Muzaffer be! Niye herkes bana bakıp gülerek "Muzaffer" diyordu?
Kafamda binlerce soru vardı. Ama dur bakalım yakında çıkardı kokusu.
Verilen yeni siparişler üzerine tekrar işe koyuldum. Mutfağa gidip hazırlanan siparişleri masaya götürdüm.
Siparişler üç kişilik bir tayfa içindi. Biri kız diğer ikisi ise erkekti. Tabakları masaya yerleştirirken yine kaçamak bakışlara maruz kaldığımı hissettim. Kendi aralarında fısıldaşıp gülmeleri ile kaşlarım yine çatılmıştı.
Bu dangalozlar ne için gülüyordu tam olarak bilmiyorum ama bana bakarak güldükleri kesindi.
Sakin kalmaya çalıştıkça bu teşkoların gülmeleri daha da artmıştı. Daha fazla dayanamadım.
"Hayırdır oğlum! Maymun mu oynuyor burada. Ne inek gibi sırıtıyorsunuz?"
"Hah tam üstüne bastın. Aynen maymun oynuyor." dedi aralarından bir erkek. Ve bunun üzerine sinirlerimi tavan yapan kahkahayı da eksik etmedi. Şu an tarifi olmayan sinir krizleri geçirdiğime emindim.
"A-aa yanlış oldu kanka maymun değil Muzaffer oynuyor Muzaffer." dedi sarı lüle saçlı kız. Ulan yine mi Muzaffer! Sanki buradaki herkes anlaşmıştı da hepsi beni sınıyordu.
"Ulan siz ne diyorsunuz kuş beyinliler! Allaaahhh! Kimse tutmasın benii!" diye avazım çıktığı kadar bağırdım müşterilerin dikkatini çekmeme aldırış etmeden.
İşte orada olanlar oldu. Ortam çarşamba pazarına döndü. Kendimi en son çocuklardan birinin sırtına binmiş kafasını dişlediğimi hatırlıyordum.
Sarı Çiyan'ın "Bırak sevgilimii!" deyip bacağımdan çekiştirmesiyle çocuğun sırtından düşüp yere kapaklandım. Elimden kurtulan çocuk da başını tutmuş sızlanıyordu.
"Ulan Sarı Çiyan! Sen bekle!" dediğimde ayağa kalkıp masanın üzerinden aldığım portakal suyunu kafasından aşağı boca ettim.
"Aaaa Saçımm!" Oh canıma değsin az bile sana. Bekle sen bu az oldu. Bak ben sana daha ne yapıyorum.
Ben tam masanın üzerindeki yoğurt kâsesini alıp kızın başına dökecekken arkamdan birinin saçımı tutup çekmesiyle etrafımda geriye döndüm. Ve elimdeki yoğurt kâsesi, saçımı çeken çocuğun yüzünü boyladı.
"Al sana hıyar! Pardon hıyardın şimdi cacık oldun." deyip kahkaha attım. Evet kendimi tutamadım maalesef.
Ortalık savaş alanına dönerken etraftaki insanlar ne mi yaptılar?
İzlediler...
Evet hepsi duruma sadece seyirci kalmışlardı. Hatta aralarından birkaçının tezahürat yaptığını bile duymuştum.
"Sen şimdi bittin kızım!" Arkamdan duyduğum cırtlak bağırma sesiyle refleks olarak arkamı döndüm.
Bana doğru gelen bir adet Sarı Çiyan ile göz göze geldim. Yalnız elinde gördüğüm cam şişe gözlerimin faltaşı gibi açılmasına neden oldu. Buna engel olmalıydım. Eğer o şişe benim başıma isabet ederse ömrüm boyunca komadan çıkamayabilirdim.
Şişenin gazabından kurtulmak için yaptığım son hareket kızın iki seksen yeri boylamasına neden oldu. Ne mi yapmıştım?
Tabiki karnına tekmeyi savurmuştum.
"Ahh...yardım etsenize ne bakıyorsunuz öylee.." Kız yerde sızlanırken bir yandan da etraftaki insanlardan yardım istiyordu. Ben ise sadece gülüyordum.
Ama o sırada ne olduğunu anlamadığım şekilde birinin beni tişörtümün yakasından tutup havaya kaldırmasıyla ayaklarımın yerden kesilmesi bir olmuştu.
Bunu hangi salak yapmıştı göremiyordum ama ayaklarım havada sallanıyordu. Var gücümle çırpınmaya başladım bir yandan da bırakması için söylenirken. Ama görünen o ki bütün çırpınışlarım boşunaydı.
Kulağımda hissettiğim sıcak nefesle donup kaldım. Duyduğum sesle çırpınmayı kestim.
"Seni küçük Sıçan. İşte şimdi bittin."
|🍒🌸🍒|
Merhaba Sevgili Okurlarım bir bölümün daha sonuna geldik.
Bu bölüm biraz kısa oldu farkındayım. İnşallah bir sonraki bölüm daha uzun olacak.
🌟Bu bölümü nasıl buldunuz?
🌟Peki sizce Kiraz'ı deli eden ve durmadan duyduğu "Muzaffer" ismi neden olabilir? Tahmininizi merak ediyorum.
🌟Peki sizce Siraç'ın Kiraz için planları ne olacak?
🍒Sizi seviyorum bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın..🍒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKURA ZAMANI
Teen FictionKim bilebilirdi ki bu inatlaşma ile başlayan komedinin sonunda , onların kalplerinin birbirine kenetleneceğini. Bu hikaye sizi bilinen tüm klişe hikayelerden uzaklaştırıp, kendinizi sımsıcak mahalle ortamında bulacağınız bir aşk hikayesidir. 'Sakur...