3. BÖLÜM

1.6K 171 199
                                    

  Medya: Todoroki ❤️

  Üç gün sonra:

  Sonunda üç gün geçmişti ve yeni ev arkadaşlarımız bugün geleceklerdi. Daha doğrusu gelmelerine 20 dakika falan kalmıştı. Bu sabah saat 8'de uçağa binmişlerdi. Saat şimdi 21:10'du. Büyük ihtimalle 20 dakika sonra havaalanına geleceklerdi ve biz onları karşılayacaktık. O yüzden 10 dakika önceden evden çıkacaktık.

  Bu üç günde onlarla gerçekten arkadaş olmuş gibiydik. Midoriya çok şirin ve utangaç bir çocuktu. Bakugou onun aksine çok sinirliydi. Her an patlayacakmış gibiydi. Denki ise... Nasıl denir bilmiyorum. Fazla enerjikti ve bazen, bazı şeyleri biraz geç anlıyordu ama o da çok tatlıydı. Herkese soyadıyla sesleniyordum ama o bunu istemeyince ona adıyla seslenmeye başladım. Bir de Todoroki vardı... O hepsinden daha farklıydı. O... Soğuktu. Etrafına kalın duvarlar örmüş gibiydi. Ancak kaba biri değildi. Aksine çok kibardı.

  "Bunları nereden biliyorsun?" derseniz, bu üç gün boyunca onlarla sık sık görüntülü konuştuk. Bakugou konuşmaktan kaçsa da, sonunda hep Denki'nin çenesinden bezip konuşmaya ikna oluyordu. Daha doğrusu konuşma boyunca somurtuyordu.

  Bunları düşünürken çoktan hazırlanmıştım. Hava soğuk olduğundan kalın giyinmiştim. Tam çantamı hazırlıyordum ki alt kattan bir anırma sesi duydum. Naz "EYLÜÜÜLL! TAKSİ GELDİ, HADİ BE KIZIM!" diye bağırmıştı. Aceleyle çantamı hazırladım. Son anda çantama Shadow'u da koydum. Çünkü onu en son evde tek bıraktığımda bütün perdeleri delik deşik etmişti.

  Çantamı tam kapatmadan sırtıma astım ve koşarak aşağıya indim. Hemen taksiye bindim ve bana ayrılan ön koltuğa oturdum. Ardından telefonumu çıkardım ve çantamdan bana bakan Shadow'un fotoğrafını çektim. Sonra hiçbir edit yapmadan Instagram'a attım.

 Sonra hiçbir edit yapmadan Instagram'a attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    _.eylul._ : Yeni ev arkadaşlarımızı karşılamaya gidiyoruz 👌

  Havaalanına geldiğimizde parayı ödedik ve arabadan indik. Ardından nerede olduklarını sormak için Todoroki'yi aradım. İletişim konusunda sıkıntımız olmuyordu. Onların İngilizcesi çok iyiydi. Biz de dil okuyorduk. Yani bizim de İngilizcemiz iyiydi. Telefon bir süre çaldıktan sonra açıldı. Daha sonra Todoroki'nin sesini duydum:

  "Eylül biz uçaktan indik. Siz neredesiniz?"

  "Sana da merhaba Todoroki. Biz şuan taksilerin olduğu yerdeyiz. Dur, gördüm sizi! Geliyoruz şimdi yanınıza."

  Kızları da aldım ve çocukların yanına gittik. Onların yanına gider gitmez Sinem, Midoriya'nın yanına geçti ve saçlarını karıştırmaya başladı. Bir yandan da "SAÇLARIN ÇOK GÜZEL LAN!" diye bağırıyordu. Midoriya ise onu susturmak istermiş gibi "Sinem-chan. Bağırma lütfen." diye mırıldanıyordu.

  Sinem ise durmuyordu. BENİM MAL ARKADAŞIM DURMUYOR! Daha fazla rezil olmamak için hızla Sinem'in ağzını kapattım ve  "Onun kusuruna bakmayın. Biraz salak olur kendileri." dedim. Ardından taksiye doğru Sinem'le birlikte yürümeye başladım. Tam o anda Naz "DURUN! ZATEN TAKSİYLE GELDİK! DAHA FAZLA PARA HARCAYAMAM!" diye bağırdı. Anlık gelen sinirle "BAĞIRMAYIN ARTIK ORANGUTAN KILIKLILAR! REZİL OLDUK HERKESE!" diye bağırdım. Naz da böyleydi işte. Tek kuruşun hesabını yapan bir manyak olur kendileri.

  Benim bağırmamdan sonra herkes susmuştu. Erkekler şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ne yani?! 160 cm boydan bu sesin çıkamayacağını mı düşünüyorsunuz?! Bu rahatsız edici sessizliği Shadow'un miyavlaması bozdu. Birden herkesin gözleri, kafasını çantamdan çıkarmış bana bakan Shadow'a odaklandı. Bakugou, Todoroki'ye baktı ve alayla "Al sana kedi." dedi. Denki şaşkınca bana baktı ve "Kedini niye buraya getirdin ki?" diye sordu. Eh, haklıydı tabii. Sonuçta her gün havaalanına çantasında kediyle gelen bir manyak görmüyordu. Sorusunu "En son onu evde tek bıraktığımda bütün perdeleri yırttı da, o yüzden." diye cevapladım.

  Ben onlarla konuşurken Todoroki yanıma geldi ve "Sevebilir miyim?" dedi. Kafamı tamam anlamında sallayınca Shadow'u çantamdan çıkardı ve kucağında sevmeye başladı. Tabii benim şirin kızım bulunca yakışıklı çocuğu hemen yılışmaya başladı. Ulan bırak arkadaşlarımı, benim kedim bile normal değil! Shadow, yakışıklı erkek görünce hemen yanına gider ve yılışmaya başlar. Eğer yılıştığı kişi onu sevmezse gidip ona saldırır. Hatta bir keresinde sırf bu huyu yüzünden bir adamı hastaneye götürmek zorunda kalmıştık.

  Ben bunları düşünürken Bakugou sinirli bir şekilde "Hadi gidelim artık!" dedi. Ardından taksilere doğru yürümeye başladı. Naz ona doğru atıldı ve kolunu tutup "Taksiyle gitmeyelim!" dedi. Tutun beni! Yoksa ben bu gerizekalıyı evire çevire döveceğim! Bakugou ona bıkkınca baktı ve "Kızım uzatma işte, ben öderim. Sakın karşı çıkma, beni bu halde otobüse falan bindiremezsin! Hadi gelin sizde! Bütün gün sizi bekleyemem!" dedi ve taksilere doğru yürümeye devam ettik.

  Biz de onu takip ettik tabii. Bir taksiye bindik. Bakugou önde, biz kalanlar da arkada oturuyorduk. Shadow hâlâ Todoroki'nin kucağındaydı ve halinden çok memnun gözüküyordu. Eh, bende taş gibi çocuğun kucağında otursam benim de sesim çıkmazdı. Ne diyom lan ben? İyice sapıklaştım bende.

  Ben kendi kendimi azarlarken biri kolumu dürttü. Solumdaki Todoroki'ye döndüğümde "Kedin çok uysal." dedi. Onun bunu demesinden sonra büyük bir kahkaha patlattım. Helin sırıtarak Todoroki'ye döndü ve "Sen yakışıklısın ya, o yüzden sana kendini sevdiriyor. Yoksa huysuzun teki bu kedi." dedi. Sinem de gülerek Todoroki'ye döndü ve "Bir de yakışıklısın ama eğer onu sevmeseydin, seni hastanelik ederdi." dedi. Midoriya korkarak Sinem'e baktı ve "Ne demek hastanelik ederdi?" diye sordu. Sinem "Bir keresinde adamın birine yılışıyordu. Adam da kedi sevmiyormuş. Bunu ayağıyla itmiş falan, gitmeyince de 'GİT ULAN GİT' diye bağırmış. Bizimki de sinirlenmiş, atlamış adamın üstüne. Biz de tam o arada geldik. Eylül Shadow'u adamın üstünden aldı falan. Adam 'Aptal hayvanına sahip çık!' dedi. Eylül de 'SEN KİMSİN BENİM KEDİME APTAL DİYORSUN AMİP!' dedi ve adamı bir de o dövdü. Ama nasıl dövdü, adamı hastaneye kaldırdılar." dedi ve bizim kızların hepsi kahkaha atmaya başladı. Ben ise "Az bile yaptım. Ulan benim kedim ondan daha akıllı be!" dedim.

  Böyle boş boş biraz daha konuştuktan sonra sonunda eve varmıştık. Eve girdiğimizde yeni ev arkadaşlarımıza boş olan odaları gösterdim. Ardından onların yerleşmesine yardım ettik. Saat 1'de işimiz bitmişti. Onlar çok yorulduğu için hemen yatmışlardı. Biz de yapacak bir şey bulamadığımızdan yatıp uyumuştuk.

🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾
 
  !!!!! OKURSANIZ SEVİNİRİM !!!!!

  Sürpriiiiiizzzzzz! Biliyorum uzun zaman oldu ama gerçekten ilham gelmiyordu. Anlık gelen ilhamla kitaba bölüm yazdım ve artık büyük ihtimalle bu kitaba da hızla yeni bölüm atacağım. Ayrıca daha önce de duyuruyla söylediğim gibi yeni kitabım "SİREN [ BNHA & HAİKYUU!]" yu okursanız çok sevinirim. Ona da bugün 1. Bölümü attım. Neyse oy verip yorum yapın lütfen. Sizi seviyorum. Kendinize iyi davranın.

Moonlight (BNHA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin