sabahın ilk saatlerinde ilk müşterimi beklerken bir yandan da önlüğümü takıyordum.kapının üstündeki zilin tiz sesiyle kapıya döndüm.yeşil mavi arası saçları,üstüne giydiği siyah beyaz çizgili tişörtü uyum içindeydi.
jimin:merhaba efendim.ben bir ice chocolate mocha alabilir miyim?yanında da mochi olsun lütfen.
tae:peki efendim.siz oturun ben getiriyorum.
karşımdaki genç gülümsedi ve masalardan birine oturdu.siparişlerini hızlıca hazırlayıp götürdüm.
tae:afiyet olsun efendim.
jimin:teşekkür ederim.
önünde hafifçe eğilip tezgahın arkasına geçtim.telefonumu elime aldım.benimle birlikte kafede çalışan Jin hyungu aradım.
tae:jin hyung nerdesin?
jin:tae kusura bakma biraz geç kaldım ama 5 dakikaya ordayım.
tae:tamam hyung.
telefonu kapatıp yeni gelen müşteriye baktım.içine giydiği yeşile benzer tişörtü ve siyah ceketi ile âdeta bir şaheserdi.
jungkook:merhaba ben bir filtre kahve alabilir miyim?
tae:tabii siz oturun getiriyorum.
kafasını salladı ve cam kenarında bir yere oturdu.elindeki siyah sırt çantasından bilgisayarını çıkarttı.yuvarlak gözlüklerini takıp bir şeyler yazmaya başladı.kahvesini bir tepsiye koydum.seviceğini düşünerek yanına 3 tane ikramlık limonlu mochi de ekledim ve masasına doğru güler yüzle ilerlemeye başladım.
tae:buyrun efendim.
getirdiğim tepsiye baktı bir süre.kaşlarını hafifçe çarparak bana döndü.
jungkook:bu ne?
eliyle gösterdiği limonlu mochilere döndüm.gülen yüzüm solmuştu.
tae:mochi efendim.
jungkook:onu bende biliyorum.ben mochi söylemedim?
tae:ikram olarak getirdim sev-
jungkook:ikramlarınızı kendinize saklayın.götürür müsünüz lütfen.
neden böyle yaptığına anlam veremeyerek mochiyi aldım ve tezgahın arkasına geçtim.
jimin:borcum ne kadar?
yanıma gelen müşteriye baktım.
tae:20 won.
jimin:buyrun.
cüzdanından 20 won çıkartıp uzattı.
tae:yine bekleriz efendim.iyi günler dilerim.
hafifçe gülümsedim.gözlerim istemsizce kafedeki tek müşteriye kaymıştı.giydiği siyah ceketi onu resmen bir tablo gibi yapıyordu.bakmaya doyamıyordum.baktığımı anlamış olacak ki hafifçe öksürdü.ama ben hala bakmaya devam ediyordum.salak kafam.kızgın bakışlarını bana doğru dönderince yüzümdeki aptal gülümseme yok olmuştu.
jungkook:bakmaya devam edecek misiniz?
tae:b-ben ç-çok özür dilerim efendim.
yüzümün yandığını hissediyordum.utangaçlıkla bakışlarımı çevirdim.göz ucuyla ona baktığımda sırıttığını gördüm.ukala.iki dakika baktık diye hemen kendini bir şey zannetmişti.iki dakikadan daha uzun bakmış olabilirim orası başka.
kapının hızlıca açılmasıyla kapıya döndüm.bu jin hyungdu.
jin:tae çok özür dilerim!cidden alarm çalmamış!
nefes nefese kalmış jin hyung tezgahın arkasına geçti ve önlüğünü aramaya başladı.
jin:ahh nerde bu lanet olası şey!?
jungkook:AİSHH!CİDDEN!Rica etsem biraz daha sessiz olur musunuz?!
jin hyung mahçup olmuşçasına eğildi.bu kendini ne zannediyordu ya böyle!?kızgınlıkla ona baktım.
jin:özür dilerim efendim.
derin bir iç geçirmiş bilgisayarını kapatmıştı.çantasını açıp bilgisayarı içine koydu.çantayı sırtına taktı ve tezgaha geldi.
jungkook:borcum ne kadar?
tae:10 won
cebinden 15 won çıkartıp uzattı.gözlerimi devirdim.10 won verse elleri yorulur beyefendinin...kasadan 5 won çıkartıp para üstü olarak uzattım.alıp cebine koydu.cebine koyarken cebinden kart gibi bir şey düştü.ama o bunu fark etmemiş çıkıp gitmişti.tezgahın arkasından çıkıp yerden kartı aldım.kimlik gibi bir şeydi sanırım.arkasından yetişmeye çalışarak koşar adım ilerliyordum.
tae:PARDON BAKAR MISINIZ!?
durup arkasını döndü.ona yetiştim ve kartı uzattım.
tae:çıkarken bunu düşürdünüz.
elimdeki kartı alacakken gözlerim ismine takıldı.Jeon Jungkook.Bir dakika...NE?!
tae:isminiz jungkook mu?
jungkook:Evet?
tae:peki 10 yaşınızda Amerika'ya taşındınız mı?
jungkook:Evet de siz bunu nerden biliyorsunuz?
tae:bir dakika..peki tae diye bir arkadaşınız var mıydı?!
heycanla sorduğum soruma karşılık gözlerini büyüttü.
jungkook:yoksa sen-TAETAE!?
tae:KOOKIE!?
oy vermeyi unutmayın 💕🤟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
darling // taekook
Fanfictiondarling -5 yaşından beri birbirlerini seven jeon jungkook ve kim taehyung 10 yaşına kadar çocukluklarını beraber geçirmiştir.Ancak jungkook babasının işinden dolayı Amerika'ya taşınır.Taehyung ise hayalindeki kafeyi açar ve işletmeye başlar.Bir gün...