"Kimsin?"
Anlamayarak kaşlarını çattı.
"Ne?"
"Cesetler içerisinde bulduğum yabancı bir insanın hangi türden bir manyak olduğunu merak ediyorum.Sence de normal bir soru değil mi bu?"Yarım saattir salonun içerisindeydik.İlk yardım kutusunda bulduğum bir kaç eşyayla yarasını bir nebze olsun kapatabilmiştim. Şimdi ise kan içerisinde kalan ellerimi çeneme sabitleyip sorularıma yanıt bekliyordum.
"Bu yabancı insanı tanımak istemezsin. Boşuna soru yöneltmeyi keste bir an önce buradan git."
"Gitmek mi? Ne yani onca yardımdan sonra beni yanından kovuyor musun?"
"Kovmak değil korumak .Senin başını belaya sokmak istemiyorum bu yüzden biran önce benden uzaklaş ve evine git."
"Sana gerçekten inanamıyorum bir suç ortağın olduğumu söyleyip beni kandırıyorsun ve de beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyorsun.Senin amacın ne ? "
"Benim tek amacım o pisliklere aileme yaşattıklarının aynısını onlara yaşatmak.Bu yüzden yakınımdaki insanların daha fazla benim yüzümden zarar görmesini göz alamam anlıyor musun?"
Bunu yüksek sesle söylemişti .Sinirden boynunda çıkan damarlarını görebiliyordum.Onu öfkelendirmiştim. Kendimi kötü hissetmeye başladım.
"Şeyy...ben ailene ne oldu bilmiyorum ama artık senden uzaklaşamam. Depodayken silahların bir tanesine dokunup iz bıraktım artık bende bir suçlu gibi gözüküyorum.Lütfen daha fazla gitmemi söyleme çünkü korkuyorum sana nasıl güvendim bilmiyorum ama beni koruyabilecek tek insan olduğuna inanıyorum.Senin suç ortağın olarak kalmak istiyorum.Bundan sonra sana yardım edeceğim."
"Sen aklını kaçırmışsın söylediklerin hiç akıllıca değil benim kim olduğumu bile bilmiyorsun seni her an öldürebilir suçu senin üstüne atabilirim fakat senin bu soğuk kanlılığının bunlardan bir tanesi bile umrunda değil.Acaba o kafatasının içinde bir beyin değil de yürek mi taşıyorsun ?"
Cevap vermek yerine onu izlemeyi seçtim.Bana kendinden bahsetmemeye inat etse de sanki onu tanımaya başlamıştım.Neler hissediyordum ben böyle ?Bunca zamana kadar kimseye güvenememiş bir insan olarak onun yanında kalmaya ısrar etmek benlik bir şey değildi.Yalnız hissetmekten sıkılmış mıydım acaba?Karşımda ki bu daha önce görmediğim adam neden böylesine güvenilesi duruyordu ki? O sadece bir yabancı ama sanki sonsuza kadar güvenebilecek bir insan. Ah tanrım aklımı kaçırmış olmalıyım. Neler oluyor böyle?
" Ah tamam anlaşılan inatçı keçi rolünü oynamaya devam edeceksin.Fakat senin bir hayatın var devam eden bir okul, güvende hissettirecek bir aile bunları sence de seçiminle yok etmiyor musun? Şuan delicesine seni arayan insanlar var belki de. Neden yarım saat önce bulduğun yaralı bir yabancıya güvenebilesin ki?"
Telefonumun ekranını açtım ve ona doğru doğrultarak,
" Benim kimsem yok ya da beni merak eden birileri. Bu lanet olası dünyada tek başımayım aile demişken bir ailem vardı fakat onlardan kaçtım.Kim uyuşturucu bağımlısı bir aileyle yaşamak istesin ki anlayacağın ben tekim sadece ben varım hayatımda ."
Bu sefer o sessiz kalmayı tercih etti. Bir süre konuşmadık gergin düşüncelerimizle baş başa kalmıştık.Dağınık saçlarını karıştırdı. Bana bakmıyordu bile. Ne düşünüyordu bilmiyordum ama beni başından savacağı belliydi .Umutsuzca sadece bekledim bir şey demesini fakat tek kelime bile çıkmamıştı ağzından. Sonunda pes etmeye karar vererek inatçı keçi benliğimden ayrılmaya karar verdim. Anlaşılan onun için sözlerimin hiçbir anlamı yoktu .Ne de olsa kim aksiyona meraklı bir lise veletiyle gezmek isterdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ ORTAĞIM
Azione"Aptallığın temeli midir kaçmak yoksa aptallık mıdır içindeki meraka kapılmak?" Bu ses... Soluk seslerin arasına karışan bu sözlerle vurulmuştum adeta ... Durdum,hatta donmuştu zaman, Çınlayan bu sesle kalakalmıştım o an , Bir mermi sesi değildi bu...