-3-

3.2K 346 403
                                    

Bu kadar güzel gülümsemesi kalbime hiç iyi gelmiyordu...
~


Her insanın hayatında belirli bir dönüm noktası olmuştur. Benim de oldu. '05.01.2018' tarihinin akşamı benim hayatımın dönüm noktasıydı. O bana yaşamaya dair bir sebep sundu. Onunla tanışana kadar tanrının varlığına bile inanmayan ben, bir anda onu hayatıma soktuğu için tanrıya teşekkürler sunarken buldum kendimi.

O; kelimelere dökemiyeceğim güzellikteydi. Her iş çıkışı mutlaka sokak kedileri için kaldırım kenarlarına mama kapları bırakması, kendisinden not isteyen veya soru soran kimseyi kırmayıp vakit ayırması ve tapılası gülüşünü herkese sunması... Kesinlikle  melek kelimesi yetersiz kalırdı onun yanında.

Belki abartıyorum, belki ilk defa tattığım ve insanların 'aşk' olarak adlandırdığı bu duygu yüzünden gözümde bu kadar mükemmel bir duruşu var. Ama bana sunduğu o gülüşten sonra onu tam olarak gülümsemesinden öpme isteği gerçekten kaçınılmaz bir arzu.

'Acaba onu benim kadar seven birileri var mıdır?' diye soruyordum bir zamanlar kendi kendime. Ama olmaz, olamaz. Başkasının ona karşı benim gibi hisler besleyebileceğini kafamda kurgulamak bile vücudumun sinireden kasılmasına neden oluyor. O sadece bana ait. Bedeni olmasa da ruhu benim. Ve kimseyle paylaşmaya da niyetim yok.

Ella es solo mia...

Şuan ise bu cümleyi içimden tekrarlayarak yürüyorum çalıştığı kafeye doğru.Belki ne diyeceğimi bilmeden boş boş duracaktım karşısında, belki de konuşup saçmalayacaktım.
Ama hiçbiri umrumda değildi. Şuan tek isteğim bana karşı gülümsediğini bir kez daha görmek ve o gülüşün bana verdiği mükemmel duyguyu tekrar hissetmek.

İçeri tabiri caizse daldığımda meleğim ve Lalisa'nın şaşkın bakışları anında beni bulmuştu. Çünkü heyecandan girerken kapıyı çok sert itmiştim ve kafenin içinde kapının sesi yankılanmıştı.

Tamam, iyi bir başlangıç yapmadım ama bu düzeltemeyeceğim anlamına gelmez.

Onlar bana şaşkınca bakarken ben kendimi açıklamam gerektiğini yeni yeni farkediyordum. Elimle ensemi kaşıyarak mahçup bir ifade takınıp konuşmaya başladım.

"Iıı şey ben... Açıkçası kapının bu kadar hafif olmasını beklemiyordum. Birden sertçe ittirince böyle oldu korkuttuysam özür dilerim. Tekrar kusura bakmayın." deyip eğildiğimde. İkisi hâlâ şaşkınca bana bakıyorlardı.

Sessizliği bozan kişi Rosé'ye ulaşma konusundaki en büyük 'rakibim' Lalisa oldu.

"Önemli değil beyfendi. Biz de dükkanı yeni açmıştık. Dilediğiniz masaya geçebilirsiniz. Birazdan siparişinizi almaya gelirim." dediğinde gözüm yanında hâlâ şaşkınca bana bakan meleğime kaydı. Lalisa onu dirseğiyle dürttüğünde olayın farkına varıp o da bana gülümsedi ve mutfağa doğru ilerledi.

Bu kadar güzel gülmesi kalbime hiç iyi gelmiyordu...

Ben de elimden geleni rahat gözükmeye çalışarak gözüme kestirdiğim bir masaya doğru ilerledim. Meleğimin mola verdiği zamanlar oturup yemek yediği masaya doğru.

Şuan tüm bu yaşadıklarım bana gerçekten rüya gibi geliyordu. Kafenin karşısındaki parkın bankında oturup bu masayı izlerken bir gün buraya oturacağım asla aklımın ucundan geçmemişti.

Masaya vardığımda cebimden birkaç adet ıslak mendil çıkarıp masayı silmeye başladım. Bu masaya sadece Rosé oturmuş olsaydı silmezdim ama onun dışında bir sürü insan oturabiliyordu bu masaya. Masanın temizliğinden emin olduğumda cam kenarına doğru bakan sandalyeye yerleştim. Elimdeki eşyaları ve boynumdaki fotoğraf makinesini masanın bir köşesine bıraktım.

Ella Es Solo Mia || roséggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin