-2- {Düzenlendi}

1.3K 64 6
                                    

-2 HAFTA SONRA-

2 hafta geçti. Emir Çağlayan'ın o sözcüklerle bir araya getirdiği rahatsız edici cümlesini bana söylemesinin üzerinden tam 2 hafta geçti.

Bu okul. İnsanlar. Gördüğüm muamele. Beni değiştirdi.

Ben değiştim.

Tavrım değişti ilk başta. Kendimi fazla cesur ve yenilmez hissediyorum. Sanırım bu da Emir'le takılmanın yan etkisiydi. Takılmak? Kendiliğimden güldüm. Hayır takılmıyorduk. Sadece... Sadece benimle uğraşıyordu işte. Başıma aldığım bir bela olarak.

Peki, bu halimden memnun muyum?

Mmm, evet. Sanırım. Sanırım bu yeni beni sevdim. Kimi kandırıyorum! Eskiden Bilge'yle, arkadaş grubumla şakalaşırdım. Tamam, yani eskiden dediğime bakmayın sadece iki hafta oldu. Hâlâ eskisi gibiydik aslında. Ama kendi içimde bir şeylerin değiştiğini ve eskisi olmayacağını tekrarlayıp duruyordum, çünkü artık Emir denen bir yan etki vardı hayatımda.

Ve işte iki hafta içerisinde olanlar;

Sevgili Emir Çağlayan bana gözdağı verip 'düşman edindin' gibi klişe cümlelerinin sonunu iyi yaşattı. Tam iki hafta boyunca onun gereksiz artislik çabalarıyla uğraştım. Beni duvarla arasına alıp uyarı dolu cümleler falan filan. Sahi neden birdenbire bu aşamaya geldik biz?

Biz mi?

Bu aşamaya gelmemizin sebebi tamamiyle benim aptallığımdandı. Sadece merakım yüzünden bu durumdaydım. Ve benden siz bir tavsiye; merakınıza yenik düşmeyin.

Sadece merak için aldığım sınıf defteriyle işte böyle bir konumdayım.

Kısacası fazla bişey olmadı. Hatta bu 2 hafta boyunca sadece 2 kere konuştuk denilebilir.

Tabii, beyefendinin altına aldığı kızlarla uğraşmaktan bana düşmanlık yapamadı. Ne acı ama. Bunu da nerden biliyorsun diye soracak olursanız, geçen hafta gecenin 3'ünde beni aramıştı ve konuşmak yerine derinden bir kadın sesi işitmiştim, ben de sinirle kapatıp uykumu böldüğü için küfretmiştim.

İki haftamızın sonunda tekrar pazartesi gününe gözlerimi açmış, saatlerdir tavana bakıp bunları düşünüyordum.

Annemin sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp irkildim. "Deniz! Geç kalacaksın!" Nefesimi verdim "Of! OF!" Bana dik dik baktığını farkedince gözlerimi devirdim.

"Diyorum ki, sana da günaydın annecim."

"Gün çoktan aydı bi sen ayılamadın" diyip odadan çıktı. "Çabuk ol!"

Gözlerimi tekrar devirip, bu sefer mantıklı bir cevap vermeyi düşünerek "Tamam. 5 dakikaya geliyorum!" diye bağırdım. Hemen ayağa kalkıp tuvalete gittim. İşlerimi halledip dışarı çıktıktan sonra spor bir tayt ve tişörtü üzerime geçirdim. İlk dersimiz beden eğitimiydi.

Annemin hazırladığı kahvaltıdan birkaç şey atışırdıktan sonra ailenin diğer fertlerine günaydınlarımı ilettim. Tabii ki de beni tersleyen bir tek Berke olmuştu ve babam onu yine uyarmıştı.

Her sabahki rutin işlerden sonra okula sonunda gelebildim. Bilge'yle sınıfa çıkmaya üşendiğimiz için bahçedeki banklardan birine oturup ders zilini beklemeye başladık. Bu sırada bizimkiler de yanımıza gelmişti. Yine gülüp kahkahalara boğulurken zil çaldı.

Hepimiz okulun bahçesindeki voleybol sahasına koşuştururken sevinç nidaları atıyorduk. Yani hepimiz dediğime bakmayın ben hariç. Oldum olası voleybol oynamayı becerememiştim.

ÇÖMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin