İthaf: suuuuuddeeee
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın:) Tam tempo okumalar!
*Sarah'ın zilini çalıp kapıda öylece beklerken saat akşam sekiz buçuktu.
Sarah'ın Elison'la birlikte yaşadığını biliyordum fakat bu beni kesinlikle rahatsız etmiyordu. Zaten burayı sadece akşam kalabileceğim bir yer olarak görmüştüm.
Böyle düşününce aslında ne kadar berbat bir insan olduğumu düşündüm. Sarah'ı bir otel gibi kullanmak istemezdim.
Ah! Buraya gelmek en başından beri bir hataydı.
Gitmeye kara verip arkamı döndüğümde Sarah'ın sanatsal sesi duyuldu: "Eliza, orayı karıştırma!"
Evet, bir de misafiri vardı. Bu, gitme fikrimi iyice pekiştirdiğinde bir adım attım fakat daha ikinciye geçmeden arkamdaki kapı açılmıştı.
"Bella?"
Rastgele topladığı turuncu saçlarına bir kalem takarken yüzüne sıcacık bir gülümseme yayıldı.
"İçeri geçsene!" dedi kapının önünden çekilirken fakat ben bu isteğe çok çabuk uyamamıştım.
Aslında bunun bir istek olduğunu da iddia etmemişti. Bir teklif de değildi. Açık açık içeri gelmeme bekliyordu. Bu hoşuma gitmişti.
"Teşekkür ederim," dedim. "Ama sanırım misafirin var. Bende zaten öylesine uğramıştım."
"Ne misafiri? Elison ve ben varım sadece."
Arkadan küçük tıkırtılar geldiğinde Sarah'ın dizlerinin dibinde bir alman kurdu cinsi köpek belirdi.
"Tabi birde Eliza." dedi Sarah köpeğin sıtındaki seyrek siyah tüyleri okşayarak.
Eliza...köpek miydi?
Oldukça güzel siyah gözlere sahip köpek sevecen bir tavırla dizlerimin dibind gelip dilini çıkararak benden oyum bekledi. Bu tavrı öyle tatlıydı ki eğilip yüzünü iki avcumun arasına alıp okşadım.
"Senin köpeğin mi?" diye sordum bu oyun delisi güzel kızı okşayarak. Sarah kafasını salladı.
"Ama burada mı konuşacağız? İçeri geç, bizde tam kek yapmıştık."
Ayağa kalkıp Eliza'nın peşinden içeri girdim. Kasabadaki evlerin yapısı genel olarak aynıydı fakat kimisi dekoruyla evi bsmbaşka hale getiriyordu. Bunun en güzel örneği Rosalie'ydi ancak Sarah'ın da dekorasyonu oldukça sportif ve şık duruyordu.
"Elison yok mu?" dedim mutfağa bakara.
"Duştan çıktı, üstünü giyiniyor."
Eliza biraz bacaklarımın etrafında dolanıp kucağıma atladı. Onunla birlikte koltuğa oturdum ve o deli gibi yalanırken tüylerini okşadım.
"Ee?" dedi Sarah yanıma oturarak. "Bu saatte hangi rüzgar attı seni buraya?"
Bu soru ilgimi tamamen Eliza'dan çekip beni durgunlaştırmıştı. Yalan söyleyemeyecektim çünkü gecenin sonunda yalanımın bir yerlerde patlayacağı malumdu. Ben bu filmi defalarca izlemiştim.
"Evi terk ettim." dedim büyük bir marifet işlemişim gibi. İçimde bir yerlerde bu yaptığım hareketle gurur duyan bir ergen vardı.
Sarah beni daha fazla yormadan mevzuyu kısaca anlamıştı, hiçbir şey sormadı. Beni baştan aşağı süzüp, "Bak ne diyeceğim," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMGE - I
Teen Fiction•Fantastik #1 • Onlar bana hem yaralamayı, hem de yaralanmayı öğretmişlerdi. Hem acı yaşatmayı, hem de acıya dayanmayı öğretmişlerdi. Düşeni kaldırmayı öğretmişlerdi ama defalarca düşürmüşlerdi de. Güvenmeyi, ama bir o kadar da yarı yolda bırakmayı...