Karanlık caddede hiç durmadan, son hızımla koşuyordum. Çok hızlı koşmam gerekiyordu çünkü arkamda yaklaşık 8 veya 9 tane polis vardı.
Hiç durmadan koşmaya devam ediyordum. Hemen gördüğüm bir ara sokağa girdim. Yan tarafımda duran büyük ve kırmızı renkli varillerin arkasına saklandım hemen. Hiç sesimi çıkartmamam gerekiyordu.
Yakalanırsam kötü şeyler olabilirdi. Olabilirdi değil aslında, kesinlikle kötü şeyler olurdu. Mesela yakalanırsam hayatımın geri kalanını hapishanede geçirmek zorunda kalırdım ve bu gerçekten çok kötü birşey.
O sırada uzun boylu, yüz hatları keskin ve kendini belli eden bir çocuğun beni izlediğini farkettim. Hayır anlamıyorum, neden izliyordu ki bu şapşal beni?
Neyse şu şapşalla ilgilenme vakti değil şimdi.
2 yada 3 dakika sonra bütün polisler buraya geldi. İçlerinden birkaç tanesi beni izleyen çocuğun yanına geldi. El kol hareketleriyle beni tarif ettiklerini kısa sürde anladım. Sesleri duyabiliyordum, o da "Hayır, buralarda öyle birisini görmedim." dedi ve başını sallayarak eşlik etti.
Ah, şimdi de kahramanım olmuştu bu yakışıklı. Ne diyorum ben ya?!
Kısa süre sonra polisler burayı terkedince bende rahatladım. Sonra saklandığım yerden çıktım ve direk çocuğun yanına doğru gittim.
- Teşekkür etmeliyim sanırım. Az önce hayatımı kurtardın.
+ Rica ederim ama sorunu merak ettim açıkçası, yani senin gibi güzel bir kızın polisle ne işi olabilir ki?
- Önemli bir konu değil, çok yorgunum şimdi gitmem lazım görüşürüz.
+ Görüşürüz.
"Yono sonon gono gozol bor kozon poloslo no oşo olobolor ko?". Gıcık. Sanane bundan? Ayrıca resmen yavşadın yani. Hop, orada duracaksın liseli abshdj. Neyse çok saçmaladım sonuncuyu demedim sayın.
Direk ara sokaktan ayrılıp ana caddeye doğru yürümeye başladım.
Bu arada bugün olanlara gerçekten çok sinirlenmiştim. Kim bizi tam teslimatın olduğu gün depoda olduğumuzu ihbar etmişti ki? Ne kadar süre geçse de kimşn yaptığını bulacaktım, kafama yazdım. Ama bulduğumda haddimi bildirecektim, seni sürtük!
Ana caddeye çıktım. O sırada yanımdan geçen bir taksiyi durdurdum ve bindim. Sürücü bana aynadan bir bakış attı ve arkasından "Nereye gidiyoruz abla?" dedi ve bende "Etiler." dedim.
Bi dakika, bi dakika. Az önce bu moruk bana "abla" mı demişti? Çüşş.
15 dakikalık yolun ardından cebimden cüzdanımı çıkarttım ve sürücüye 100 Lira uzattım. "Ama bu fazlaa..." dedi, bende "Üstü kalsın şekerim." demek istedim ama yemedi tab2 shdhfhf. Sadece "Üstü kalsın." demekle yetindim bende.
Asansöre bindim ve 16. kata bastım... Sonunda açıldı şu asansörün kapısı.
Evin kapısına geldim ve anahtarımı çıkarttım. Kapıyı açtım ve direk kendimi banyoya attım. Sıcak suyu hazırladım ve bende bu sırada odama gittim. Kıyafetlerimi hazırladım ve tekrar suyu kontrol etmek için banyoya geldim. Küvet dolmuştu. Bende kıyafetlerimi çıkarttım ve kendimi küvete attım.
Oh, buna bayılıyordum. Sıcak su ve köpük harika birşey gerçekten.
Yarım saat banyoda kaldıktan sonra durulandım ve suyu boşalttım. Küvetten çıktım ve ıslak saçlarımı havluya sardım ve biraz suyunu aldım. Sonra da saç kurutma makinesiyle kuruladım. Ardından taradım.
Odama gittim ve ilk önce iç çamaşırlarımı sonra da pijamalarımı giydim.
Yarın lanet olası okul vardı. Bu yüzden alarmımı kurdum ve kendimi yumuşacık yatağıma attım. Gözlerimi kapattım ve direk uykuya daldım.
** MERHABA ARKADAŞLAR! Yeni hikayemle sizlerin karşısındayım. Umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen. :) **
Mulimedia : Ece ve Ege (Ece'yi izleyen kişi)
20 YORUM ve 20 OY olduğunda YENİ BÖLÜM GELECEKTİR.