''Hiç kimse kendisi istemeden girmez bu sonu bucağı olmayan dipsiz kuyuya. İtseler bile düşmez. Sen kendin istedin düşmeyi. Şimdi çık çıkabiliyorsan...''
Karanlığın ortasında yüzüme vuran rüzgarın soğuğunu hissedince şapkamı başıma daha sıkı geçirdim. Sokak bomboştu. Ara sokaklarda birkaç erkek dolanıyordu fakat gerisi boştu. Herkesin gitmesi gerekiyordu. Saat 01:00 olmuştu. Güneş çoktan bırakmıştı sokakları gecenin eline. Ay çok fazla aydınlatamıyordu. Karanlıktı çünkü şehir. Şehir karanlık olunca güneşten başka hiçbir şey aydınlatamıyordu sokakları. Geceyi daha çok severdim. Çünkü karanlık olurdu. Karanlık benim benliğimdi.
Sokak tamamen boşalınca cebimde oynaşıp duran anahtarı çıkardım. Hızlıca sokağın köşesine yürüdüm ve ordaki büyük kuyumcuya baktım. İnsanlar kesinlikle çok aptaldı. Bu anahtarı nasıl aldığımı fark etmemişlerdi bile.
Yeni yıla girmeye tek bir gün kalmıştı. Bir tane gün. Herkes o günün mükemmel geçecegine emindi. 2014 yılının son günü iyi geçmeliydi. Fakat benim gibi bir bela İstanbul sokaklarında dolaşırken huzurla 2014 yılını bitirmeleri imkansızdı. Kalabalık arasında sıradan bir kız gibi görnüyordum. Kuyumcuya girmek için köşeyi döndüm. Kuyumcunun kapısını açıp yüzümde en sahici gülümsememle içeriye girdim. Orta yaşlı bir adam "Hoşgeldiniz." Dedi gülümseyerek. "Merhaba."dedim. İlerleyip vitrine bakıyormuş gibi görünmeye çalıştım. "Ablamın düğünü var da. Çeyrek altın fiyatlari ne kadar?"dedim. Adam "146 tl."dedi. Mırıldandım. "Peki bilezikler?"dedim adama bakarak. Adam "İsterseniz ben size birkaç örnek getireyim."dedi. "İyi olur."dedim. Adam uzaklaşınca kameranın olduğu tarafa baktım. Sonra ekrana bakıp saçımı düzeltiyormuş gibi görünmeye çalıştım. Kamera bir iki dakika buraya bakıyor sonra diğer tarafa dönüyordu. Neredeyse bir aydır bu anı planlıyordum bu yüzden her yeri tek tek biliyordum. Adam geldiğinde bilezikleri alacakmış gibi detayla inceledim. Sonra "Burada lavabo var mı acaba?"diye sordum. Adam "Elbette. Sağa dönün, oradaki odanın solunda." Dedi. Orada olduğunu biliyorum.
Gülümsedim ve oraya doğru yürüdüm. Elbette orada da bir kamera vardı fakat o kameranın işi basitti. Anında halledebilirdim. Kamera tuvaletin olduğu tarafa dönüktü. Bir dakika oraya bakıp sonra yolun girişine dönüyordu. Yani odanın tepesinde kalıyordu. Odanın girişini görmesi imkansızdı ama benim tuvalete giriyor gibi görünmem gerekiyordu. Her şeyi tek tek düşündüğümü söylemiştim. Kameranın ne kadar saniye tuvalete baktığını biliyordum. Tuvalete kamera tam buraya döndüğünde girdim ve saymaya başladım. Bir dakika otuz beş saniye sonra çıktım ve hızlıca üzerinde "PERSONELDEN BAŞKASI GİREMEZ" yazılı odaya girdim. Derin bir nefes alıp anahtarın bulunduğu çekmecenin başına gittim. Çekmeceyi karıştırdım fakat orada değildi. Olamaz, yoksa çekmeceler mi karıştırmıştım! Çekemceleri fazla kurcalamadan aradım. Yoktu! Ve birkaç ses duydum. Buraya geliyor olamazlardı değil mi? İlk baktığım çekmeceyi yeniden açtım ve aklıma gelen şeyle irkildim. "Anahtar çekmecenin içindeki kutudaydı, onu getirir misin Ceren?" Birkaç hafta önce geldiğimde adam bir kıza bunu söylüyordu. Hemen çekmecenin arkasına elimi attım ve kutuyu elimle yokladım. Elime kücük bir şey geçti. Hemen açtım ve anahtarları çıkardım. Çantamın içinden süngeri çıkartıp anahtarları tek tek üzerine bastım. İzini her türlü çıkarınca anahtarları kutuya geri koyup odadsn çıktım. Kameranın yola dönmesini bekledim. Dönünce tuvalete girip yeniden çıktım. Adamın yanına gelip biraz dsha bakındım. Neredeyse yirmi dakika. Sonra da teşekkür ederim çıktım.Yaptırdığım anahtarlar hem girişi hem de kasaları açabiliyor. Öncelikle kameraları yok etmem gerektiğini düşünebilirsiniz ama öyle değil. Benim maskem var. Türkiye'de bana Maskeli Hırsız derler. Yani beni bilen herkes kameraları yok etmediğimi ve kameralarla dalga geçtiğimi bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKELİ HIRSIZ
Teen FictionMaskesinin ardına saklanmış bir hırsız... O normalken hayat zorlaştı, Ve onu kötü olmaya zorladı... Kaderi değiştiremezdi, Kendini... Kötü çocuk imajıyla herkesi etkileyen bir zengin... Hayat ona iyi davranmıştı, Ve onu şımarttı... Kadere karşı gele...