Alarmın çalmasıyla yerimden fırladım. Hemen elimi yüzümü yıkadım.
Bu arada annem ve babamı Londra'ya iş toplantısı için giderken kaybetmiştim. Bu nedenle evde bana kahvaltı hazırlayabilecek kimse yoktu. Hemen dolaptan tost ekmeği, kaşar ve sucuk çıkarttıktan sonra tost makinesinde kendime lezzetli bir tost hazırladım.
Yanında da portakal suyu. Imm... Biliyorum, bu iki şey hepimizin vazgeçilmezleri arasındadır her zaman.
Kahvaltımı yapıp ortalığı toparladıktan sonra odama geçtim. Dolabımı açıp şöyle bi göz gezdirdim. Bugün çok fazla abartılı birşeyler giymek istemedim. Gözüme batan siyah kot pantolonumu ve üzerine beyaz ve salaş bir tshirt giydim.
Aynanın önüne geçip saçlarımı taradım. Dudak parlatıcısı, siyah far, yüzüklerim, gözlüğüm, turuncu sırt çantam ve kırmızı beremle kombinimi tamamladım.
Fazla vakit harcamadan ayakkabılarımı giydim ve asansöre bindim. Otoparka gittim ve arabaya binip motoru çalıştırdım. Aslında bu arabaya "araba" demek günahtı lan. Sonuçta altında hayvan gibi bir "Lamborghini Aventador" vardı.
Otoparktan gaza köklenmiş bir şekilde çıktım. Trafik vardı ve ayrıca ben trafikten nefret ederim. Lanet olasıca 6 harf!
Ara sokaklara girerek okulun önüne geldim. Hemen önüme gelen bir yere park ettim. Okulun girişinden geçerken herkesin gözü benim üstümdeydi. "Ebenizinkini gördünüzde mi bakıyonuz zaa." diye bağırıcaktım ama bağırmadım tab2 jsjdjf, neyse söylemedim sayın.
O sırada Ayaz, Rüya ve Yeşim'i gördüm. Rüya "Naber kanka?" dedi. "Ehh, napalım yavrum geçinip gidiyoruz işte ekmek parası." dedim. "Çok komiksin, o kadar güldüm ki bahçeye diktiler." deyince Rüya'yı boğmak istedim ama Yeşim kardeşim sağolsun tuttu beni hemen. Ayaz, "Oo Ece Hanım, bıgün kendinizi fazla bi süslemişsiniz, hayırdır?" dedi. Bende "Siktir git Ayaz!" dedim.
Nerdeyse her sabah arkadaşlarımla böyle sabahlaşırız. Bizde böyle bi insanız, napcan işte gülüw shdhfhfj.
Hep birlikte merdivenlerden iki kat çıktık. Sonra sınıfa doğru ilerledik.
Sınıfa geldik ve arka sıralardan birine geçtik. Dört kişi olduğumuz için bir sıra yetmedi tabi. Hemen yanda mal gibi kulaklık takıp dışından şarkıya eşlik eden kızın sırasını aldım ve bize doğru yanaştırdım. Kız bana "Hey! O benim sıramdı." dedi. Bende ona sikici ters bakışlarımdan birini attım. O da bana pardon abla bakışını yolladı ve göt olmuş bi şekilde önüne döndü.
Bizimkilerle sohbete dalmıştık. O sırada hoca girdi. Ders biyolojiydi. Iyyk. Biyoloji nedir ya? Lanet olası birleşmiş 8 harf. Hemde üst üste 2 ders.
Hoca sınıfa girer girmez hemen kitapları açmamızı söyledi. Hop yakışıklı bu ne aceledir, eve kız mı attın yoksa? Ahshshjd
İnanması gerçekten zor ama ders bitmişti ve tenefüs zili çalmıştı. Hemen bizim grup toplandı. Kantine indik ve hepimiz ilkokul bebesi gibi muzlu süt aldık. Bu arada "muz" deyimce bi fesatlaştım bi sn akskdkdkkfkf
Hayır yani neden muzlu süt? Neden kakao değil yada çilek değil? Bende haklıyım yani skdkdkkf
Bizimkiler kantinin önünde beklerken bende boş yer aramaya gitmiştim ama neredeyse hepsi doluydu. Bende hemen önümde kezoları postaladım. Ve bizimkilere bağırarak el sallıyordum. Biliyorum şuan televizyondan akrabalarına selam gönderen yaşlı teyzeler gibi gözüküyorum andnjf.
Bizimkiler hemen yanıma geldi ve her tarafa yayıldık. Muzlu sütlerimizi bitirdik. Cebimden sigara paketimi ve çakmağımı çıkarttım. Sigaramı yaktım. Bana Shrek'in eşşeğinin bakışlarını atan Yeşim'e dayanamayıp bi sigara fırlattım. Piç, her seferinde bu bakışlarıyla etkilemeyi başarıyordu beni.
Rüya hemen "Napıyonuz lan mal mısınız? Nöbetçi hıcalar siker sizi valla." dedi. Bende "Hangi hoca nöbetçi?" diye sordum. "Abdullah." yanıtını alınca sigarayı götümle söndürdüm yemin ediyorum. Adamın tipini görseniz adeta bir orangutanla ilişkiye girdiğini hemen anlarsınız. Sonra da "Oğlum keşke Aykut Hoca nöbetçi olsaydı. Sigaramı söndürmezdim gelsin siksin beni." dedim. Ayaz bana ordan bi sikici bakış atınca bende hemen sustum abi bakışımı gönderdim.
Sonra Rüya "Lan dün naptınız?" diye sordu. Ben başladım ana avrat sövmeye. "Dün neden beraber kaçtınız? Sizin beyninizi sikiyim. Özürlü kılıklılar. Koşucam diye götümü yırttım resmen. 8-9 tane polis vardı arkamda. Dünki malları bizimle birlikte yakalasalardı işte o zaman boku yerdik." dedim. Sonra Ayaz "Napalım oğlum, hemen kaçmak zorundaydık." dedi.
Bu sırada ders zili çaldı. Birlikte kalktık ve sınıfa doğru ilerledik. Kahretsin yine biyoloji!!
Gerçekten bu dersten nefret ediyordum. Derste telefonumu çıkarttım ve ders boyunca Tumblr'la ilgilendim. Ah benim cağğnım Tambılırım, sen olmasaydın biyoloji dersinden kim kurtarabilirdi?
Zil çalmasıyla yengeç dansına başlamıştım. Ah, biliyorum çok pörfekt dans ederim.
Yine bizim grup toplandı. Ayaz, "Gençler, hadi asalım okulu da bi sinema felan yapalım. Bayadır yapmıyoruz özlemişim." dedi. Bende "Siz gidin ben dünden sonra çok yorgunum." dedim. Herkes beni ikna etmeye çalışıyordu ama gerçekten çok yorgundum ve göz altlarım yorgunluktan torba torba olmuştu.
Yeşim, "İyi o zaman beraber inelim aşağıya arka duvardan kimseye görünmeden kaçarız. Sonrada sen bizi sinemaya bırakır eve geçersin." dedi, bende "Olur." dedim.
Birlikte merdivenlerden iniyorduk.
Ama, ama bu oydu.
** Evet arkadaşlarlar birkaç kişiden 2.Bölüm ısrarla istenmişti bende sizi kıramadım ve direk yayınladım. Elimden geldiğince uzun tutmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Muckss :) **
Mutimedia : Ece'nin okul kombini