Bölüm 96 : Hoşça kalın çocuklar... (Tom'un ağzından)

450 37 14
                                    

Bu bölümden finale kadarki bölümler diğer karakterlerin ağzından yazılmıştır. Bu bölüm ise tamamen Tom'un ağzındandır. İyi okumalar dilerim... 

(Medyadaki Tom)

Ayrıca son bölümler olduğu için medyaya şarkı da koyayım dedim. Şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim. Medyaya koydum, ancak girmekte sorun yaşayan olursa diye şarkının ismini burayan yazıyorum. 

Metallica - Unforgiven II

...

Terrence bir hain çıkmıştı. Bunu hesaba katmıştık ve Olivia'nın ona fark ettirmeden taktığı dinleme cihazı sayesinde bunun farkına varabilmiştik. Önceki gün planladığımıza göre, köprünün altında buluşacak ve çocukları buraya getirecekti. Ama bunu yapmayacaktı değil mi? Çünkü yalan söylüyordu.

Dakik biriydi, tam da 13:00'de gelmişti. Yanında 3 tane çocuk vardı, ama... Madem bize ihanet edecekti, o zaman neden yanında çocukları getiriyordu ki?

Çocuklara beni işaret ederek "İşte silah alıştırmasında size yardımcı olacak kişi bu." dedi. Ardından elini uzattı, tokalaştık. Çocuklar karavanın neden olduğunu sordu. İçeri geçmelerini ve sonra anlatacağımı söyledim. O sırada karavanın dışında Terrence ile konuşmaya başladık. Ona taktıkları dinleme cihazı sayesinde Peter ve Olivia da konuşulanları duyabilecekti.

Planları konuşup doğruladıktan sonra karavana girip sürücü koltuğuna geçtim. Beş dakikaya yakın konuşmamızda onun sorularını geçiştirmeye çalıştım çünkü planda bu vardı. En sonunda o meşhur "işkence yeri" dediğimiz yere gelmiştik. Karavandan inip arka kapıyı açtım ve çocuklara içeri girmelerini söyledim. Biri 15 yaşlarında, diğerleri de en fazla 9 yaşlarında çocuklardı. Dediğim gibi içeri girip merdivenlerden indiler.

Terrence da onların arkasından indikten sonra kapıyı kapatarak içeri girdim. Terrence yanıma gelip fısıldadı. "Şimdi bu çocukları bağlayacak mıyız?" diye sordu.

"Evet." dedim ben de aynı fısıltıyla. Ama ne yapacağımı bilmiyordum o sırada. Bu zamana kadar Marty'nin asıl adresini laf arasında sormuş olması gerekiyordu, değil mi? Derken...

Tam o sırada Marty'den konu açtı. "Marty gibilerini de bu çöplükten kurtaracağım için çok mutluyum Tom." dedi. "Nasıl desem... Yetişkin adamlar kendi seçimlerini yaptılar ve bunun için ödeyecekler, ama bunlar henüz çocuk."

"Umarım kurtulurlar." diye geçiştirdim.

"Marty hastanede miydi?" diye sordu.

"Evet, ameliyatından dolayı uçuş yasak." dedim. "Bu yüzden bizimle geri gelemedi."

"Hangi hastane?" diye sordu, tam adresi öğrenmek için epey bir çaba sarf ediyordu. Ve bunu fark ettirmeden yapmakta çok iyiydi. "İngiltere'de o tarz bir ameliyatı yapabilecek birkaç hastane var çünkü."

"Hastanede kalmıyor şuan, sadece uçağa binmesi yasak. Ailesiyle birlikte merkezdeki otelde kalıyor." diye cevapladım.

"Nerede kaldığını sormadım ki, hangi hastanede tedavi olduğunu sord..."

Sözünü keserek "Neden bu saçmalıklarla uğraşıyoruz?" diye sordum ve silahımı çıkartıp bir adım geri çekilerek onun başına doğrulttum. "Marty'nin tam olarak nerede olduğunu bilmek istiyorsun, böylece patronun oraya gidip işini bitirecekti. Değil mi?"

"Hey, sakin ol." dedi ellerini kaldırarak. "Neyden bahsediyorsun sen?"

"Oyun oynamayı bırak." dedim sertçe.

Hayalperest (Dreamer) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin