Ben, Jeon Jeongguk.Evet, o filmlerini ve belki dizilerini izlediğiniz Kim Taehyung'un 5 yıllık asistanıyım.
Ve Kim Taehyung'dan nefret ediyorum.
"Jeongguk, derhal buraya gel!"
"Geliyorum efendim!"
Elimdeki senaryo kağıtlarıyla hızlıca yönetmenin beni çağırdığı yere doğru koştum. Koşarken bir yandan kâğıtlar uçmasın diye uğraşıyor, gözlerimi kağıtlardan ayırmıyordum.
"Makyözler nerede kaldı, aramadın mı onları sen?"
"Aradım efendim, izin verin arayıp tekrar kontrol edeyim yerlerini."
"Çabuk davran çekimlere başlamamız gerek. Kim Taehyung nerede?!"
Taehyung'u aramak için yanımdan uzaklaşan yönetmenden kurtulduğum düşüncesiyle rahatlayıp cebimden hızla telefonumu çıkarıp ekibi aradım.
"Cidden, nerede kaldınız? Bay Lee çok sinirlendi."
"Onu biraz daha beklet Jeon, 5 dakikaya oradayız!"
"Geçen sefer de 5 dakika demiştin seni sersem!"
Telefonu kapattım ve senaryo kağıtlarını asistan koltuğuna bıraktım. Gözlüğümü düzelttim ve karavanların olduğu arka alana ilerledim.
"Bu Bayan Jung'un karavanı, bu Bay Park, bu Bay K-, Kim Taehyung!"
Hızlıca karavana daldım ve içeriyi gözden geçirdim. Ah, tabii ki bir kızla yiyişiyordu.
"Bay Kim, dalga mı geçiyorsunuz? Sizi bekliyoruz çekimler başlayacak! Çabuk olun saçınızı dağıtmışsınız."
Hızlıca onu bulunduğu karavanın içindeki makyaj aynasına doğru çektim ve koltuğa oturttum. Ardından da kız koşarak karavandan çıktı.
"Iş yerindesiniz, Bay Kim. Lütfen düzgün davranın."
Elimi yavaşça saçında gezdiriyordum. Her ne kadar nefret etsem de saçlarına dokunmak beni mutlu ediyordu. Elime saç spreyini aldım ve 2 tur saçlarında dolaşırdım.
"Şimdi kalkın ve çekimin yapılacağı alana gidelim, Bay Lee sinirleniyor."
"Bana emir vermezsen daha güzel anlaşacağız güzelim."
"Affedersiniz efendim."
Her zamanki yan sırıtışı vardı yüzünde. Dudağında ve yanağındaysa ruj izleri.
"Bay Kim, bekleyin yüzünüzde ruj izleri kalmış!"
Hemen yanımda duran makyaj silme mendiliyle dudağını ve yanağını iyice sildim.
"Makyözler gelmiş olmalı, biraz durun çağırıp geliyorum."
Karavandan çıkacakken kolumdan tuttu ve beni durdurdu.
"Sadece bir ruj, sen de sürebilirsin."
"Haklısınız."
Çekmecede 10 saniyeye yakın ruju aradıktan sonra bir ton koyusunu bulmuştum. Iç çekip Taehyung'a döndüm. Bir saniye, o benim kalçalarımı mı kesiyordu?
"Bir ton koyusu bu, fakat iş görecek."
Çenesinden tutup ruju orantılı bir şekilde yaydım dudaklarına.
"Şimdi acilen gitmemiz gerek."
Karavandan çıkıp alana gittik. Bay Lee herkese bağırıyordu her zaman ki gibi.
"Taehyung, nerelerdeydin?!"
"Açıklama yapmak zorunda değilim. Şuan buradayım ve işimizi halledebileceğimiz bir durumdayız."
Aklımdan söylediklerini tekrarlayıp aptal diyerek dalga geçiyordum ama dışa vurmuyordum bunları. Onlar hala tartışırken arkadan çaktırmadan gelen makyözlerle göz göze geldim. Başımla işaret edip yerlerine geçmelerini söyledim.
"Pekala sessizlik lütfen! Film başlıyor."
Taehyung'dan nefret ediyorum, ancak onu film çekerken izlemek bir başka. Sanki, Dylan O'brien'i izliyormuşsunuz gibi bir his bu.
"Biraz bekleyin, sözlerimi unuttum. Senaryo kağıtları nerede?!"
Tüm gözler bana dönmüştü. Genelde senaryo kağıtlarını bana verirler ve kaybetmememi isterlerdi. Ben de o anlık telaşla hızlıca asistan koltuğuna gittim, fakat orada yoklardı.
"Efendim ben b-buraya koymuştum!"
"Nerede o zaman şimdi Jeongguk?!"
Ellerimi endişeden saçlarıma daldırdım ve çektim. Beni sakinleştiriyordu bunu yapmak bazen. Sonra bir an aklıma kurtulmak için bir çözüm yolu geldi.
"Neden kamera kayıtlarına bakmıyoruz?"
Bay Lee'nin kaşık çatları biraz da olsa kalkmıştı.
"Bayan Choi, kamera kayıtlarına bakın. Kimin aldığını 3 dakika içerisinde bulmamız lazım!"
Bay Lee ve Bayan Choi koşarak çekim yaptığımız villadaki kamera odasına gittiler.
Ben de biraz kalp atışlarım sakinleşsin diye havuzun başındaki şezlonglardan birine oturdum."Adam sıyırmış, değil mi?"
Korkudan ayağa kalkıp 3 adım geriledim. Oturduğum şezlongun arkasından Bay Kim sinsice gülüyordu.
"B-Bay Lee hakkında konuşmamın pek doğru olduğunu düşünmüyorum Bay Kim."
Ben hâla ayaktayken o demin oturduğum şezlonga yayıldı ve kafasını da geri attı. Saçları savruluyordu rüzgarda, hayatımda hep böyle bir saçım olmasını istemiştim... Ama bana gelen; kokonat Jeongguk!
"Bana Bay Kim demeyi bırak, arkadaş sayılırız. Çok resmi oluyorsun Jeon. Taehyung yeterli."
"Tamam Bay Ki- yani Taehyung."
Kafasını kaldırınca hemen ellerimi arkamda birleştirdim ve alana doğru gittik beraber.
"Sana bir sır vereyim mi Jeongguk?"
"Ne sırrı, Taehyung?"
Dudaklarını yaladı ve beni havuzun sonunda durdurdu. (Yazar: yani demek istediğim daha alana varmadılar.)
"Ama bunu hiçbir kimseye söylememen gerekiyor, anlaştık mı?"
"O zaman bana neden söylüyorsunuz Bay Kim?"
"Birine söylemem lazım, içimde kalmasın. Ayrıca Bay Kim mi duydum ben?"
"Hayır! Taehyung demiştim ben."
"Neyse çok uzadı, söylüyorum tamam mı?"
"Bekliyorum. "
Öksürerek sesini düzeltti ve ardından kıyafetlerini.
"Ben, çok yakışıklıyım."
Gözlerimi devirdim ve kusuyormuş gibi yaptım.
"Hayır değilsin bu muydu sırrın?"
Mırıldanarak bana küsmüş gibi uzaklaştı yanımdan. Çok çocuksu biri, bu yüzden nefret ediyorum ondan, ama bu sanki biraz tatlıydı..
"Evet bulduk, herkes toplansın çekim başlıyor!"
Işte, bir günüm böyle geçiyor..
HERKESE MERHABA!!
YENI VE MUKEMMEL BIR FICE BAŞLADIM.
UMARIM BU DA MR. JEON GIBI TUTAR!
Sizi seviyorum, iki okumalar!!
_
•'3•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
film set, taekook
FanfictionÜnlü film yıldızı Kim Taehyung ve asistanı Jeon Jeongguk. 21/04/2020'