Aşağı doğru inerken merdivende durdu. Aşağı inemem için koluna girmemi bekledi.Parmaklarım bedenine dokunduğunda bana baktı. Ama hala konuşmaya hazır değildi. Bahçeye doğru çıktık. Ve gördüğüm manzara karşında nefesim kesildi. Bu manzarayı fotografa çeksem yetmezdi , elime bir fırça birde tuval alıp da çizsem yetersiz kalırdı. Kısacası buraya cümleler yetmiyordu.
Etrafta göze kalabalık gelmeyen yaşlı ağaçlar kusursuz kesilmişti. Çiçekler ...ve tarihi sütunlar ..
Sanki hepsi mir masaldan çıkmış gibiydi..Bahçe bitiminde ki deniz ise şuan ki sarayı yansıtacak türdendi.Yürümeye devam ederekn ayağımda ki topuklularım yerde ses çıkarırken titredim.Ben denizi izlerekem atilla kolumdan ayrıldı. Bende boşta kalan ellerimle kendime sürtüp ısınmaya çalışıyordum.Birkaç saniye sonra omuzlarıma sıcak birşey geldi. Başımı çevirdiğimde , atilla ceketi ile beni örtüyor.Ceketinde ondan kalan sıcaklık ile daha çabuk ısınıyordum.Atilla ile bahçede yürümeye devam ederken durdu ilk gökyüzüne sonra bana baktı. Ben şaşkınlıkla ona bakarken o gülümseyip tekrar gökyüzüne baktı. Sonra hiç düşünmeden yakında ki çimenlere gidip yere uzandı.Ben ona öyle bakarken..."Herkez acısını farklı yaşar kittym" dedi ve onra gökyüzüne bakmaya devam etti.
Bende yanına giderek yanına uzandım...
Atilla ise konuşmaya devam etti..
"Babam annem öldükten yedi ay sonra kızı yaşında ki birisini.."Söylemeye dili varmıyordu, ona yaklaşıp başımı göğsüne koydum..
"Seni anlıyorum diyemem çünkü böyle birşey yaşamadım , ama belki babanda üzülmüştür.."
Sinirle doğruldu bende hemen kalktım .Bir an beni orda bırakıp düşündüm..."Eğer bir insan gerçekten seviyorsa, kaybetmemek için daha fazla çabalar'dı. Üstelik bu bahsettiğim üzüntü sevme kavramı , her sene koynunda başka kızlarla takılan türden değil, gerçekten kalpten .."
Bana bakarken hala sinirliydi..
"Belki unutmak istedi acı veriyordu bu yüzden böyle birşey yaptı...bu yüzden...""Bu yüzden annem öldükten sonra benk bu pislik şeylere koydu, bunların hespi acı yok etmemi..
İstesede bu yarayı kapatamaz, kimse kapatamaz nazlı. !""Madem ondan bu kadar nefret ediyorsun, neden onun okulunda okuyorsun? "
Yine gözleri yıldızlara döndü. Sustu, konuşmadı. Daha fazla ısrar edemedim. Henüz babası ile buzları erimemişti.Haklı olabilirdi.Ama bu kadar kin iyi değildi.
Bana dönüp gülümsedi..."Sen benim hayatımı kurtardın.Ve sen geldiğinden beri bana güneş doğuyor...
Sen benim bu hayatımın esas kızısın "Benim rengim pembeye dönerken o devam etti...
"O kolye boynundan hiç çıkmasın , kimseye verme olur mu? "
Gözlerine baktım sonra elim kolyeye gitti.Melek kolyem tam kalbimin üstünde sessizce duruyordu.Gökyüzüne baktım kara bulutlar yer değiştiriyordu yerini ay' a bırakıyordu...
"Sence ilk aşk hep sonuncu olan mıdır?" Dedi.
"Bilem ki öyle mi? " diye sordum merakla
O gülümseyerek.."Ya bir kere çok seversin yada hiç sevmezsin kittym.Ayrıca daha önce kendimden çok sevebileceğim birini tanımadım. " dedi. "Daha önce derken" dedim kaşlarımı çatarak.
"Senden önce "diyerek cevap verdi.
Ben cevap vermemiştim sessizce öyle ona bakıyordum. Belki de artık hislerini benimle paylaşacağı o zamandı.Nefesimi tuttum ve o devam etti...
"Benim geçmiş öyle hüzünlü bir aşk hikayesi yok nazlı. Yaralı ve sorunlu bir çocuğum ama asla öyle unutamadığım bir aşk hikayem yok..
Benim hikayem seninle başladı .Sen benim hikayemin esas kızısın."Nefes almaktan başka birşey yapmadım. Affallamıştım.Ben şaşkınlığımı atamadan o yerden kalktıve olduğu yerde oturdu.Bende aynı şekilde yanına oturdum.Ben elimlee saçlarında gezdirirken havada ki elimi tuttu...
"Hala anlamıyorsun dimi nazlı!
Yarından sonra biraz daha kaybedeceğim seni"Yarından sonra mı?
Neden böyle demişti ki ?
Öfkeli nefesi tenime çarptığında.."Beni hayla seviyorsun nazlı!
Benimle mutlusun..Gülüyorsun..
Hemde cenneti bildiğin halde hala yanımdasın.Eğer o gün defne ile birlikte olmasaydık ...
Seninle ayrılmasaydık...
Belki şuan biz..."Biraz daha yaklaştı.Yanaklarıma dokunduğunda , tenime değen elektrikle yutkundum.
"Bizi yok sayamazsın nazlı.Sana baktığımda , dokunduğumda beni yok sayamazsın .Bu gerçeği o güzel kafan ne zaman anlayacak..."
Söylediklerini anlayabilmem için o kadar oksijen beynime gitmiyordu beynime.Tek gördüğüm bana bakan gözleri. O an herşeyi unuttum.İlk kez onu öpmek istediğimi hissettim.Nefesin sıcaklığını yanaklarımda hissediyordum ki gözüme gelen bi ışıkla geri çekildim. Atilla da elini yüzüne siper ederek ışığın geldiği yere baktı...
"Efendim özür dilerim ama çimlere oturmak yasak.Çok özür diliyorum ama sizi bu tarafa alabilirsem sevinrim "
Belli ki görevli işini yapmaya çalışıyordu. Atilla tek hamleyle ayağı kalktı ve elini bana uzattı.Ölümüne şuan utanıyordum.Sırtımda ki ceketi silkeleyip omuzumda sabitleştirdim.Çimlerden çıkıp bahçe taşlarına geldiğimizde atilla bana bakıp gülümsedi. Görevli özür dileyerek yanımızdan ayrıldı. Atilla bana yaklaşarak...
"Ya biz ne zaman öpüşmeye kalksak hep bir engel oluyor , farkında mısın? "
"Sanırım evren bize mesaj yolluyor " dedim gülerek
O tek kaşını havaya kaldırıp..
"Eğer seni yarına kadar öpmezsem hep hayalimde kalacak. "
Ben tam yarın ile neyi kastettiğini soracaktım ki.Eliyle ağzımı kapatıp beni en yakın ağacın olduğu yere çekeleştirdi.Atilla' nın parmaklarını dudaklarımdan çekip konuşacaktım ki!
Bu sefer eliyle "şşhh" dedi , ve eliyle bahçe kapısını işaret etti.
Kapının orda kelebek denen pislik ve kaan vardı. Ne konuştuklarını duyamıyorduk ama belli ki kaan bizi satmıştı.Siyah kelebek heyecanla elini kaan'a uzattı .Ve kaan da elini uzatarak el sıkıştılar . Ve ikiside saraya geri döndüler.Atilla bana bakmadan.."Cenetin peşindeler..."
"Yani senin " dedim.
Ben endişeliyken
Bir an bana bakıp güldü."Sanırım iş bize düştü .." dedi keyifle
"Bu nedemek? " dedim
Sırıttı...
" Bu B plana geçiyoruz demek"
Ve tepki vermeme fırsat vermeden beni planımızın yoluna götürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol yanım >Cennet< ~Serisi 2~
Ficção AdolescenteCennetle tanışmaya cesaretiniz var mı? Sırlar kapısı aralanıyor ve merakla beklenen cennet kendini Ele veriyor.. Nazlı artık herşeyi göze alarak cenneti araştırmaya başlar. Nazlı cenneti tanıdıkça ona daha yoğun duygular beslereken , bir yandan da...