yalancı gülüşlerde senin yüzünü gördü(m)

715 56 229
                                    

Kahraman Deniz-Böyle Sever

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kahraman Deniz-Böyle Sever

Bazen hayatımı sorguluyorum. Annem çok kızar, tanrının benim için tasarladığı hayatı sorgulamamı çok yanlış ve günah buluyor. Fazla sorgularsam eğer kafayı yermişim, delirir mişim. Fakat bilmediği bir şey var, ben gerçekten kafayı yemişim. Delirmişim. Hayatım hiçbir zaman iyiye gitmedi, elbette gittiği zamanlar oldu ama sonu her zaman hüsranla bitti. Neden sorgulamayayım? Elimi attığım her şeyi kurutuyordum. Gerçekten şanssız bir insandım ve bu haksızlıktı.

Yatağımın içinde uzanmış, ellerimi başımın altında sabitlemiş bir şekilde tavanımdaki yıldızları izliyordum. Tavanımda yıldızlardı vardı evet ama hepsi resimdi. Yaptığım tek şey ise düşünmekti. Arada sırada düşünmekten fazla derine indiğimi, gözyaşlarımın yastığımı ıslattığında anlıyordum. Jimin beni öptükten, Jongdae'nin omzuma çarparak gittiği günden beri evden dışarı çıkmıyordum. Kendi evime, annemle babamın yanına, gelmiştim. Mutlu değildim ama biraz huzurlu hissediyordum. Telefonum kapalıydı ve hiç açmamıştım. Bir kaç kere Chanyeol gelmişti ama anneme kesinlikle kimseyi görmek istemediğimi söylemiştim. Hepsi beni merak ediyordu, özellikle Chanyeol ama gücüm yoktu. Chanyeol'e ve arkadaşlarıma hesap vermeye gerçekten gücüm yoktu. Chanyeol bana, 'neden' diye soracaktı ve ben karşısında sadece dizlerimi büküp ağlayacaktım. Kendimi ifade bile edemeyecektim çünkü bu hep böyle olmuştu. Beni anlamak için çabalamıyorlardı, tıpkı Jongdae gibi. Çocukluk arkadaşımın beni tanımaması(!) zoruma gidiyordu. Böyle bir insan olmadığımı en iyi o bilirdi.

Ben içimden, 'bu kadarını hak etmedim' diyerek kendimi teselli ederken kapımın tıklatılmasıyla az daha yüreğim ağzıma geliyordu. Düşüncelerime ve kendi iç sesime odaklanmıştım ve bir anda iki tık tık sesi ödümü patlatmıştı. Gözyaşlarımı hızlı bir şekilde silerken boğazımı da temizlemeyi ihmal etmedim. "Kimsiniz?" dediğimde ise sesim pürüzlü çıkmıştı.

"Ballı böreğim benim, annen."

Annemin şefkat ve sıcak sesi yüreğimi kıpır kıpır yaparken, ballı börek demesiyle yalandan öğürdüm. Ballı börek de neydi?

"Gelebilirsin anne." düz sesimle söyledim. Her ne kadar anlamsız bir şekilde annem yanıma geldiği için soft olsam da yinede modum düşüktü. Kapıyı dikkatli bir şekilde açtı ve içeri girdi. İçeri girdiğinde yüzünü buruşturup odamdaki balkona doğru yürüdü. "Baekhyun, perdeleri çekmişsin, odan havasız, dağınık ve çok kasvetli. Nasıl dayanıyorsun bu odada?"

Annem perdeleri açıp, balkonumun kapısını da açtığında, ilk olarak baharın tatlı havası direk yüzüme çarpmıştı. Burnuma direk polen ve çiçek kokusu gelmişti. Neyse ki polenlere alerjim yoktu. Odam güneş sayesinde aydınlanınca kendimi huzursuz hissettim. Çünkü depresyondaydım ve odamın karanlık olması gerekiyordu!

Güçlü Çocuklar Ağlamaz √chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin