Pontenin gözünden :
Kendimi mügeye kaptırmamak için büyük bir çaba veriyordum ama o her haliyle beni kendine çekiyordu.
Ellerimle dövmesini incelemeye başlamıştım. Siyah ve mat bir duruş vardı. Tenşne yakışmıştı. Kendimi her saniye biraz daha kaptırıyordum.
Elimi tamamen göğsünün üzerine koyduğunda hiç tepki vermedi. Bu biraz tuhaftı.
Göğüs ucuna dokunduğum da hâlâ tepkisiz di.
-Müge?
Uyumuş. Gerçekten mi?
Gerçekten de bu hayat müge için fazla ve yorucuydu. Nasıl baş edebileceğine dair en ufak bir fikri bile yoktu.
Okadar masumaneydi ki.
Yavaşça ayağa kalkıp kucağıma aldım. Kollarımın arasında minicik kalıyordu.
18 yaşında bir ufaklık. Benden yaşça ve bedence küçük bir kız çocuğu.
Yatağını açıp onu yatırdım. Üzerini örtüp yanından çekildiğim sırada küçük bir çığlık attı.
Dönüp ona baktım. Kabus görüyordu belli. Elimle tenine dokunup "Burdayım yanında"hissini verdiğim sırada elimi tuttu.
Cılız ve güçsüz bir sesle 'Gitme'diye birleyke fısıldadı.
Aralık dudaklarından cümleler düştü. Küçük masumane bir öpücük kondurduğum kuru yumuşak dudakları kapandı ve uykusuna devam etti. Uzandım yanına. Belkide ömrümde ilk defa sorunsuz ve gerçek benliğimle güzel bir uykuya bıraktım kendimi.
İlk defa kendimi rahat hissettim. Kendimi bildim bileli ayaklarımın yere yetişmediği zamanlara dönmek istemiştim ve şuan tamda o zamanlardaydım. Ayaklarım belki yere değiyordu ama ruhum huzurun kollarındaydı.
Nefes almak ilk defa bukadar güzeldi.
MÜGE :
Göz kapaklarım açılmamak için direniyordu resmen ama telefonumun sesi artık beynimi deliyordu.
Yatakda dönüpte yüzümü çıplak bi tende bulunca gözlerimi açtım.
Pontenin göğüsünde kırmızı rujumun izlerini görünce kıkırdamak istediği bütün vücudumu sardı.
Alarm daha şiddetli çalmaya başladığında pontenin huzursuz mırıltısına katlanamayarak yatakdan kalktım.
Alarmı kapattığımda saat tam 7:00 dı.
Yani okula gitmek için tam tamına bir saatim vardı.
Banyoya gidip duş almam ve sonra hazırlanmam gerekiyordu.
Sıcak bi duş aldıktan sonra parmak uçlarımda odadan eşyalarımı alarak çıktım
Okul üniforma mı giyinip saçlarımı havluyla kurutmaya başladım. Bu satte makineyi açıp da ponte yi uyandırmak istemem.
Tamamen hazırlanıp saçlarımıda makûl seviyede kuruttuktan sonra botlarımı giyip evden çıktım.
Eminim ben dönene kadar uyuyor olurdu.
Arabaya bindikten sonra en sevdiğim müziklerden birini seçip açtım. Bugün güzel bi gün olucaktı. Okula gelip arabadan indiğimde nerdeyse herkez bana bakıyordu. Tamam özel bir okul değildi burası belki ama özel okuldan daha çok iş yaptığı göz ardı edilemeyecek kadar zengin duruyordu. Zenginden kastım Kapısındaki arabalar ve öğrencileriydi. Onun dışında okul bildiğimiz okuldu işte spor salonu kantini sınıfları falan olan beton yığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REHAVEYH
ChickLitMerhaba öncelikle ilk defa yazıyorum ve lütfen bir kez bile olsa göz atın belki ilginizi çeker :) Bu arada arkadaşlar "Rehaveyh akıl hocası veya Hocam "anlamına gelmektedir:)