1.bölüm: menekşe

60 14 7
                                    

Okuduğunuz tarihi buraya yazabilirsiniz*-*

İyi okumalar💐

Kapıdan geçer geçmez ayağıma dolaşan Pamuk'u gülerek eğilip sevdim. Yumuşacık bembeyaz tüyleri vardı. Kedim Pamuk ayağımın ucundan ayrılınca kabanımı girişteki fortmantoya asıp elimi yıkadıktan sonra yavaşça salona gittim. Pencere kenarına oturup menekşelerimi ve kaktüslerimi sevdim. Rengarenk, gökkuşağı gibi duran menekşelerimi bu eve taşındıktan sadece birkaç hafta sonra almıştım. Kaktüslerimi ise annem geldiğinde dikmişti. Pamuk'tan ise hâlâ haberi yoktu. Kızmazdı ama ne bileyim, söylemedim işte.Canım annem. aslında kendisi de yanıma gelmeyi istemişti ama babam kızmıştı biraz. Gerçi kızmak da denilemezdi. "Beni yalnız mı bırakacaksınız Leyla Hanım" demişti.
Annemde yanıt olarak, "olur mu öyle şey Fikret Bey? Ben hiç sensiz yapabilir miyim?" demişti. Çok tatlılardı, çok. Hayatımda hep onları örnek alırdım. Acaba bir gün onunla da böyle anılar yaşar mıydık?

Bu arada hemen kendimi tanıtayım. Ben Menekşe. 20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Birkaç menekşem ile birkaç saksı da kaktüsüm, çok sevdiğim de bir kedim var. Ha bir de canımdan çok sevdiğim Mete'm var. Aslında 2 yıldır saplantılı bir aşığım. Ya da sadece saplantıdır, bilmiyorum. Tek bildiğim onu kendi dünyamda mütemadiyen yaşatmak istemem. Kendi dünyam dediğime de bakmayın benim dünyam evimin içidir. Menekşelerim, kaktüslerim ve Pamuk'un bulunduğu tatlı küçük evim.

Onu ilk gördüğümde içimden "işte bu" demiştim. O zamanlar ne dediğimi anlayamamıştım ama şimdi, ona ilk gördüğümde tutulduğumu anladım. O gün 9 eylüldü. Asla unutmadım asla da unutmayacağım bir tarih. O gün siyah bir sweet ile siyah kot pantolon giymişti. Saçlarını dağıtmıştı ilk defa. Daha önce onu dağınık sacla görmemiştim. Sadece bir kere öyle görmüştüm ve hep de öyle görmek istiyordum. Dağınık saç birine ancak bu kadar yakışabilirdi.

Aslında şöyle ki Mete, bizim eski komşumuzun çocuğuymuş. Ama ben o zamanlar pek sosyal biri olmadığım için hiç farkedememişim. Aslında şuan da pek sosyal olduğumu söyleyemem. Salağım değil mi, evet. Aslında Mete, sizin sandığınız gibi fazla kası olan, filmlerden çıkmış gibi yakışıklı biri değil. Kası yok ya da az, bilmiyorum, yani tişörtünün üzerinden belli olmuyor diyeyim. Kumral bir teni var. Kumral tenine zıt olarak da simsiyah gözleri var. Siyah gözlerine uyan siyah ince ip bilekliği üzerinde çok zarif dururdu. Saçları ise...

Saçlarını her gördüğümde ellerimi saçlarının arasında gezindirmek, saçlarını dağıtmak isterdim. Neden saçlarını yapardı ki hergün. Bırak dağınık kalsın canımın içi öyle daha bir tatlı oluyorsun.

Tavşanla ZürafaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin