ch. 13 - Sallantı

401 32 30
                                    

     Hızla akıp giden zaman bir günü daha öldürmüştü fakat yarın yeni bir gündü. Ancak umutla karşılanacak bir yanı kalmamıştı. Her gün diğerinin aynısı, sözde yeni günün geçmişin tozlu sayfaları arasına karışanlardan tek farkı takvimde ilerleyen rakamlardı. 
   Ama çalan müzik her nasılsa Deniz'e yeni umutlar aşılıyordu. Yanı başında bıkkınlıkla bardak silen sevgilisi çalan melodinin akışına kapılıp gitse de sözlerine inanmıyor gibi bakıyordu.

Bir gün daha bitti ama yarın yeni bir gün diye inanmazsam nasıl yaşarım?
Hiçbir şey boşa yaşanmamıştır diye inanmazsam nasıl yaşarım?
Bu da gelir geçer diye inanmazsam nasıl yaşarım?

   Deniz DJ mikserini kurcalayan Konstantin'e baktı. Genç adam sanki tuhaf davranıyordu, gözleri sürekli etrafı kolaçan ediyorken Deniz sevgilisinin kolundan tutup onu kendine çekti ve kısık sesle sordu. "Konstantin'in nesi var? Arkasından katil kovalıyormuş gibi duruyor."

   "Farkında mısın çok absürt bir benzetme oldu Deniz, çünkü gerçekten de arkamızdan bir katil kovalıyor."

   "Şaka yapmayı bırak da cevap ver

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   "Şaka yapmayı bırak da cevap ver. Ne olmuş buna? Hem sadece o değil, herkes çok tuhaf davranıyor..."

   Azra çocuk gibi omuz silkti. "Bir şey olduysa da benim haberim yok. Açıkçası pek de ilgilenmiyorum. Malum başımızda milyon tane dert var, bir de bunu düşünemem." 

   Garip bir tepkiydi. Azra Konstantin'i severdi, onun hakkında bu kadar umarsız konuşması normal değildi. Mavi gözleri bu kez her zamanki gibi bir köşeye çekilmiş ve boş boş telefonuna bakan Roman'a çevrildi. Taştan adam olur, bu çocuktan olmazdı. 

   Yerleri paspaslayan Alev'e baktı. Çalışanlar arasında bir tek o mutlu görünüyordu. Rashad belli bir mesafede duruyor, kimseyle konuşmuyordu. Hareketlerine bakılırsa tedirgindi; sanki hayatı tehlikedeymiş gibi bakıyordu. Deniz kendi kendine güldü, herkes başka bir aleme dalıp gitmiş diye düşünüyordu. 

   Ancak bu durum can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. Elini havada salladı. "Konstantin, şu müziği kapatır mısın?"

   Konstantin miksere uzanıp bir tuşa basarak müziği susturdu. 

   "Burada ne olduğunu anlatacak mısınız artık?"

   O an herkes dönüp birbirine baktı ama kimseden ses çıkmadı. Deniz iyice sinirleniyordu, bu insanların ve sevgilisinin sakladığı şey her neyse öğrenecekti. Sır çıkarmaya meyilli tek kişi Roman'dı, onun da gözlerindeki dehşeti rahatlıkla fark ediyordu. 

   "Bana söylemek istediğin bir şey var mı Roman, yoksa benim Vladimir'la konuşmamı mı istersin?"

   Roman'ın telaşla Azra'ya baktığını görünce hemen akabinde başını Azra'ya çevirdi. Kızıl saçlı kadın hiçbir şeyden haberi yok gibi bakıyordu. Bu bakışların arkasında sakladığı bir şey olduğunu kesin olarak söyleyebilirdi. "Azra... Biriniz bir şey söylesin artık ya!"

Siyahtan KoyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin