Selam! Bu gün bi konu hakkında biraz konuşalım diyorum. Geçtiğimiz günlerde wattpad da zoraki evlilik kitaplarına bi göz atayım dedim. Sonuçta benim kitabım da bi bakımdan öyle bi yolculuktu,evlilik için ailelerin baskısı vardı. Her neyse birkaç kitaba göz attım içerisinde töre berdel beşik kertmesi vs. Olan kitaplarda vardı...
Hemen hemen hepsinde kızı evlenmesi için dövüyorlar ve kız durmadan ağlayarak ne yapması gerektiğini bilmiyordu...
Sen kimsin ki şiddeti eleştiriyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Benim kitabımın işleyişi için o olayların olması gerekiyordu ve yazabileceğim en rahatsız edici şekilde yazmaya özen gösterdim. Ne bileyim Sadettine Asyayı durduk yere eşek sudan gelene kadar dövdürmedim mesela. Konumuza dönecek olursam, okuduğum kitaplar sadece şiddetle sınırlı değildi. Hatta bir kitapta zorla evlenen kızı kocası dövüyor sabah çarşaf isterler diye tecavüz bile ediyordu... Buna daha fazla dayanamayacağımı anlayarak son bölümlere girip göz atmaya başladım.Sonunu merak ediyordum. Hadi tahmin edin ne oldu?Kız oğlanı affetmiş ve mutlu mesutlardı.
Tecavüzden aşk doğmuştu düşünebiliyor musunuz? İnsanlar bunu rahatsız olmadan okuyorlar... Biz toplum olarak nereye gidiyoruz? Nasıl bi nesil yetişiyor? Dizilerimizi söylemiyorum bile o taraf içler acısı, kadının bir sinek kadar değeri yok. Ben televizyon izlemiyorum bilmiyorum diyorsanız merak etmeyin ben de izlemiyorum o dizileri. Sadece YouTubeden Murat Sonerin dizi eleştiri videolarını takip ediyorum ve anlattığı şeyler midemi bulandırmaya yetiyor. Toparlayacak olursam lütfen tecavüzü ve aşağılamayı normalleştirmeyin. Tecavüz eden, döven ve aşağılayan erkek asla aşık olamaz çünkü o insan bile değildir. Ben kendi okuyucularımın bu konuda bilinçli olduğunu düşünüyorum yine de içimi dökmek istedim.
Mardine gidiyorduk, evet doğru duydunuz. Kaya beye saçmalamaması gerektiğini söylemiştim fakat Uğur diyorsa bi bildiği vardır diyerek kestirip atmıştı, ha birde müneccim kakası diye bir şeyden bahsetmişti...
Odamda gardrobumu karıştrırken Kaya'nın "rahat bir şeyler giy yolumuz uzun" cümlesini hatırlayarak elime gelen en rahat şeyleri birleştirdim.
Güneye gidiyorduk, ekvatora yaklaşacaktık ve güneş ışıkları daha dik açıyla gelecekti. Sıcak ve kuru şehir Mardinde, bu aylarda insanlar böyle giyiniyor olmalıydı...
Üzerimi giydikten sonra makyaj masama geçip, suratımı en sevdiğim nemlendiriciye boğdum.Kaya çoktan hazırlanmış ve mutfakta yemek yiyordu. Cildim nemlendiriciyi emdikten sonra, makyaj fırçalarımı çıkararak masanın üzerine döktüm o sırada da Fondötenlerime göz atıyordum. Ben mat fondöten değil de cildi sağlıklı ve parlak gösteren fondötenler sevdiğim için, elim yine her zaman ki kullandığım ürünüme gitmişti.Fırçaya biraz damlatıp yüzüme yedirdikten sonra, göz altlarıma, alnıma ve burnumun üzerine de biraz kapatıcı geçip aydınlattım. Sıra elmacıklarımdaydı, doğuştan şanslıydım bu konuda, elmacıklarım kendiliğinden çıkıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fenomen Kocam (Düzenleniyor)
Teen Fictionİlk bölümde tanıtım videosu mevcuttur. ERGEN KİTABI DEĞİL. (sürükleyici) Asya, gardiyanına sevimli gözükmeye çalışan Bir mahkum gibi Kayaya yaklaşırken; Kaya, endişelerinin prangalar ile bedenini ele geçirdiğini düşünen lakin Asyayı tanıdıkça ru...