"merhaba. Jungkook."
güzel el yazısı ile adının yazılışına gülümsedi. belki de bu küçük tebessüm için bir bahane arıyordu ve bulmuştu da.
Jimin'e ait her şey güzel ve tatlıydı.alışmışlık hissinin verdiği burukluk ile o'nun odasındaki sandalyeye oturdu. Jimin bu sandalyede oturup dönmeyi ne severdi...
küçük gamzeleri belirirdi ve Jungkook hep dokunmak isterdi onlara.
hayal etmeyi bırakıp elindeki deftere döndü.
şirin mavi kaplı defter Jimin kokuyordu..defterin kapağındaki notu okumaya devam etti.
"bu günlüğü okumaya vakit bulursan beni yanında hissederek oku.
gözyaşı döktüğüm satırları okurken beni yanında ağlarken hayal etmeni istiyorum.
çünkü bunun gerçeğini görmedin, göstermedim.
acımasızca mı oldu?
üzgünüm.. ""çok mu canını yaktım?" diye sordu deftere doğru. sanki o Jiminmiş gibi.
ilk sayfasını açıp okumaya başladı."bugün kendimce bir şeyleri açıklığa kavuşturdum.
sen o'nun yanındayken asılan suratımı, yalnız hissetmemi,
sürekli seni görmek istememi ve sebepsizce kıskanmamı.
sana yemin ederim inanmakta çok güçlük çektim.seni tanıyalı henüz 3 ay oldu ama hayatımda bu kadar güzel bir yere yerleşeceğini bilemezdim.
Jungkook, ben asla kimsenin hayatında böyle bir yere yerleşmeyeceğim,
değil mi?neden? neden insanların olmasa da olur dediği kişiyim ki.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
why? • kookmin
Short Story"neden? neden bir kez olsun aşkla tebessüm etmedin ki bana?"