DİNLE BENİ Bİ ||TEXTİNG|| TAMAMLANDI

2.2

6K için teşekkür ederim. Yerim sizi!
Bu aralar yorum yapan ve oy veren bir sürü okuyucu var ve beni çok mutlu ediyorlar. Yazma isteğim artıyor. Bu bölüm biraz Masum Bir Aşk karakterlerine de yer verdim. :)

Damla'nın Anlatımı:

Sıramdan başımı kaldırarak sınıfa göz gezdirdim. Herkes başka bir kafada takılıyordu. Matematik hocasını takan bir Büşra ve Seda vardı.

Gamze ve Ezgi, Simge'nin anlattığı şeyi dinliyorlardı. Oğuz, bir Sarp'a vir Arkın'a sataşıyor ardından ikisinden de dayak yiyerek kısa süreliğine yerine siniyordu. Buse yanımda dersi dinliyor görünümlü uyuyordu. Bunu nasıl yaptığına dair tek bir fikrim yoktu.

Murat kağıdı yırtıp küçük toplar yapıyor ve sınıftakilere atıyordu. Gözlerim Pelin de takılı kaldı. Bir kaç gündür okula gelmiyordu. Yine Serkan'ın yanına oturmuştu. Ona bir şeyler anlatıyordu. Serkan ise sık sık yüzünü buruşturup başını tutuyordu. Migreni başlamış olmalıydı. Çalan zil ile çantamdan ağrı kesiciye uzandım. Hızla yerimden kalkıp yanına gittim.

Pelin göz ucuyla bana baktı. İlacı Serkan'a uzattım. Gözleri ilaca ve ardından benim gözlerime gitti. Gülümsedi ve ilacı aldı. Su ile birlikte ilacı içti. O esna da Buse hızla sınıftan çıktı. Çıkarken sınıfa yeni giren Bulut'un omzuna çarpmayı da unutmadı. Serkan ile gözlerimiz buluştu. Koridora çıkıp Buse'yi aradım. Göremeyince kantinde olabilceğini düşündüm ve hızla kantine indim. Yoktu. Bu sefer bahçeye bakmaya karar verdim.
Arka tarafa doğru giderken Arkın, Ezgi ve Savaş' ın kavga ettiğini gördüm.

Arkın da Ezgi de salaktı. Birbirlerini sevmelerine rağmen bunu dile getirmiyor ve susuyorlardı. En iyisi insanların özel hayatlarına burnumu sokmamak olduğunu düşündüm ve ordan uzaklaştım. O esnada da Buse'yi gördüm. Çardağın altında oturuyordu. Koşar adımlarla yanına gittim.

"Bilinmeyen Bulut demi?"

"Oha nasıl anladın?"

"Dalga geçme salak!"

"3 haftadır dediklerinin hiç birini anlamadın mı? O kadar belliydi ki bırakta dalga geçeyim."

Gözlerini devirip kolumdan ittirdi. Yanına oturdum.

"Bence bir şans vermelisin. Pişman."

"Zamanında nedem reddetti."

"Onu da git sen sor."

Omuz silkti.

"Ben kahve alıcam sende benimle gel."

Gözlerimi devirip onunla ayağa kalktım. Kantine girip sıraya girdik.
Uzun sayılan bir bekleme sonunda kahveleri alıp boş bir masaya oturduk. O arada bizden bir kaç masa ileride oturan Serkan'ları gördüm. Serkan, Bulut ve Pelin'i. Kaşlarımı çatıp Buse'yi dürttüm. O da benim gibi bir tepki verdikten sonra bana döndü.

"Bu kızı sevmedim. Neden eniştemin masasında. Olmaz böyle sen tasmasını çok geniş tutuyorsun."

"Ne tasması sevgili mi yaptım köpek mi sahiplendim Buse! Ama evet bende Pelin'i sevmiyorum. Ayrıca Bulut'a daha yakın oturuyor."

"Bence müdahale etmemiz gerek. Ayrıca neden Bulut'un elinin üstünde eli."

Dehşetle Buse'ye baktım. Gözlerini kısmış avını yakalamayı bekleyen avcı gibiydi. Ayağa kalktı ve beni de kaldırdı. Serkan'ın bakışları bize döndü. Yanlarına vardığımızda Pelin ve Bulut'ta bizi fark etti. Serkan'ın yanında ki sandalyeye oturdum. Buse ise benim yanıma oturmuştu.

"Damla'ydı demi?"

Sevimsiz bir şekilde gülen Pelin'e baktım. Hafifçe tebessüm ettim.

"Evet Damla."

"Serkan'la sevgili misiniz?"

Kafamı salladım ve sırıttım. Serkan dudaklarını birbirine bastırıp sırıtmasını engellemeye çalıştı. Yandan öldürücü bir bakış attım.

"Bulut'cum senin sevgilin yoktu demi?"

Bulut kafasını sallarken yan gözle Buse'ye bakmıştı. Buse'nin masanın altından yumruklarını sıktığını görebiliyordum. Bir müddet sonra Pelin yanlızca Bulut ile konuşmaya başlamıştı. Buse de olduğu yerden bakışlarını onlara dikmekle yetiniyordu.

" Onları yanlız bırakmalı mıyız?"

Serkan'a baktım ve sırıttım. Bence biraz kaostan sorun çıkmazdı.
Sessizce kalkıp başka bir masaya geçtik. Pekte fark etmediler. Veya umursamadılar. Biz çoktan Serkan ile onları unutmuştuk. Çoğunlukla Gece hakkında konuşuyorduk. Buse'lerin olduğu masadan vir çığlık sesi yükseldiğinde oraya baktık.

Buse ayağa kalkmış zaferle sırıtıyordu. Elinde boş bir su şişesi vardı. Pelin ise sırılsıklamdı. Kahkahamı bastıramadım. Pelin olduğu yerde bağırınırken Buse çoktan bahçeye çıkmıştı. Bulut da hızla arkasından gittiğinde kaosun daha yeni başladığı gerçeği yüzüme çarptı.

Bu ikili daha nereye kadar birbirlerinden kaçıcaklardı? Çalan zille herkes içeri girerken benim aklım hala Buse ve Bulut'saydı.

Kısa bir bölüm oldu. Ben pek beğenmedim ama boş bırakmakta istemedim.

Bölümü sevdiniz mi?

Ayrıca Buse ve Bulut'a ship ismi bulamıyorum. Bir yardım edin ya.

İyi geceler 🌌