Kırmızı ışığı son anda fark ettiğinde ise başına korkunç bir sey geldi. Akülü tekerlekli bir sandalyeyle karşıdan karşıya geçen kıza vurmuştu. Allah'tan çok hizli değildi, fazla sert vurmamıştı. Kız vurmanın tesiriyle yere düştü. Etrafta fazla insanda yoktu. Karşı marketten çıkanlar koşup geldiler. Gökhan indi aracından panikle; "Özür dilerim, çok özür dilerim. Bir anda oldu. Çok özür dilerim," dedi eli ayağı birbirine dolanırken.
Kızın yüzü kanıyordu. Heralde başını bir yere vurmuştu. Hal böyle olunca Gökhan daha çok korktu. Kız ya beyin kanaması geçirirse, ya ölürse diye endişelendi.
Gökhan gününü kendi içinde yaşamadan kâbusa çevirmeyi başarmıştı. Ambulansı beklemeden araca aldı kızı, doğru hastanenin acil servisine götürdü. Bir yandan da aracın içinde ki malzemeyi düşünüyordu. Ya gelip aracı aralarsa, alkol felan var mı diye bittim lan ben o zaman diye içinden konuştu. Kapıda, aracından paketi aldı ve kızın çantasına koydu. Nasılsa ona kimse bakmazdı.
Hastane polisi ifadesini aldı. Kızın da önemli bir şeyi yoktu. Kız da onun bu hâline ve çaresizliğine üzülmüştü. Canı yansa da şikayetçi olmadı. Basında ki kanamanın nedeni; tekerlekli sandalyenin köşesinin çizmiş olmasıydı. Düşerken kafasını vurmamıştı Allah'tan. Sadece ufak bir çizikle atlatmıştı.
"Çok teşekkür ederim," dedi Gökhan kızın yüzüne masum bir ifadeyle bakarak. "Seni bırakabilir miyim gideceğiniz yere?"
"Okula gidecektim notların vardı. Hem akülü aracım da yok. Kaza yerinde kaldı," dedi kız üzgün bir şekilde.
"Hemen gidelim," dedi Gökhan. "Bu arada ben Gökhan kötü bir tanışma oldu. Çok özür dilerim bir kez daha."
"Ben de Hilal... Böyle tanışmak kısmetmiş. Her şer de bir hayır vardır derler," dedi gülümseyerek...
♥️HAYIRLI RAMAZANLAR♥️
BİR KUSURUM OLDUYSA HERKESTEN ÖZÜR DİLERİM♥️🌹