2. BÖLÜM : "İZİN VER"

299 65 44
                                    

Bölüm şarkısı :
Can Ozan - Sar Bu Şehri

Keyifli okumalar!

2. BÖLÜM

Birinden korkmak zordu, hele ki korktuğunuz kişi babanızsa..

Babamdan korkuyordum ama aynı zamanda seviyordum da. Bu ikilem beni çok yoruyordu. Bazen bu iki duygunun arasına nefret de karışıyordu ki sormayın. Öyle bitkin bir halde oluyordum ki hangisini hissedeceğimi şaşırıyordum.

Şu an tam olarak ne hissettiğimi bilmediğim anlardan birindeydim. Yatağımda uzanmış tavana bakarken hangi duygumun ağır bastığını düşünüyordum.

Sevginin şu an geri planda kaldığı kesindi. Biraz nefret, biraz korku, çokça hüzün ve çokça sevgisizlik vardı içimde. Beni birazcık sevseydi, bir kereliğine içten sarılıp saçlarımı okşasaydı hayatın daha yaşanır olacağı kesindi.

Ama sevgisini bir kere bile göstermemişken evleneceğim adamı o mu seçecekti? Böyle bir şeyi kabul edeceğime ölürdüm daha iyi.

Şimdi de kabul etmemek için işe gitmiyor gibi davranıyordum. Hazırlanmış bir şekilde battaniyenin altında babamın bir an önce evden çıkmasını bekliyordum. İşe çok geç kalmıştım ama yapacak bir şey yoktu, o evdeyken çıkamazdım. Dünkü konuşmadan sonra şu an kabul edip akşam için hazırlanacağımı düşünüyordu.

Gece uyumadan önce kapıma gelip uyarısını yapmıştı: "Yarın akşama güzel giyin."

Ne kolaydı söylemesi. Hiçbir cevap vermemiştim. Sessizliğimi olumlu cevap algıladığı kesindi. Çünkü bugüne kadar ona hiç karşı çıkmamıştım. Ama bu sefer öyle olmayacaktı, kabul etmeyecektim.

Kapının çarpma sesiyle hemen yataktan kalktım. Pencereden arabaya binip gidişini izledim. Çantamı kaptığım gibi evden çıktım. Telefonuma baktığımda Kerem'den
bir mesaj vardı.

"Bir an önce gelsen iyi edersin. Ayşem izinli, biliyorsun. Babam sinirlendi."

Ahh Ayşem'in izinli olduğu aklımdan çıkmıştı! Koşar adımlarla kafeye yetiştiğimde nefes nefeseydim.

Kapıyı açtığımda etrafa yayılan zil sesiyle müşteriyle ilgilenen Kerem bana baktı, bir de kasadaki patron.

Kaşları anında çatıldı ve ona doğru gidişimi izledi. Ben mahçup bir şekilde önünde dururken çantamın zincirleriyle oynuyordum.

"Nerdesin sen! Ayşem izinli, sen yoksun. Ben mi ilgileneceğim müşterilerle!"

"Çok haklısınız Ali Bey. Ama inanın geçerli bir sebebim-

"Sebebin her neyse beni ilgilendirmiyor Ahu! Bu konularda ne kadar katı olduğumu bilirsin. Bu olay bir kez daha tekrarlanırsa işine son verilir haberin olsun."

"Peki efendim." diyerek kafamı salladım yüzüm yere eğik şekilde. Çünkü Ali beyi tanırdım. Uzun süredir burda çalıştığım için ikinci şansı veriyordu. Benim yerimde bir başkası olsa tek seferde kovmuştu.

Sessizce arka tarafa geçip önlüğümü giyip hemen müşterilere göz gezdirdim.

Ve O'nu gördüm.

Çınar Ilgarlı.

İlk defa bu saatte kafede görüyordum. Bu yüzden şaşkınlıkla ona baktım.

Laptopa odaklanmış bir şekilde kahvesini ağzına götürüyordu. Bir yudum aldı ve yüzünü buruşturdu. Buna şaşırdım çünkü ilk defa içtiği kahveye böyle bir tepki veriyordu.

Bu sırada kafasını benden tarafa çevirdi ve elini kaldırıyordu ki ona baktığımı görünce duraksadı. Ahh adamı izlerken yakalanmıştım! Tekrar elini kaldırınca yavaş adımlarla yanına gittim.

GÜL ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin