Genç kadın gözlerini açtığında kendini yine esiri olduğu korkunç, ıssız bir karanlığın ortasında buldu. Karanlık sanki onu her saniye daha çok içine çeken dipsiz bir kuyuya benziyordu. Ortam o kadar soğuktu ki bacağından sızan kanın sıcaklığında ısınmak zorundaydı.
Adam ateş ettiğinde onu dizinin biraz aşağısından vurmuştu. Her şey o kadar hızlı olmuştu ki Ecem dayanılmaz bir acı içinde bağırmaya fırsat bulamadan bilincini yitirmişti.
Şimdi yapayalnız kaldığı bu karanlığın içinde o merminin bacağında değil kalbinde olmasını diliyordu. Karanlık korkusu zayıf ve susuz kalan bedenini titretirken kollarını hareket ettirmeye çalıştı. Yalnızca zincirlerin şangırtısını duymuştu. Üstelik hareket ettiği her an acısı katlanıyordu. Acının yanında servis edilmiş açlık ve susuzluk; karanlıkla sotelenmiş ağır küf ve kan kokusu, genç kadın nefes almakta zorlanmaya başlayınca panikleyerek daha çok hareket etti.
"Eğer böyle debelenmeye devam edersen omzundaki yarayı da kanatacaksın. Bunu istemezsin herhalde."
Ses çok yakınından gelmişti ama karanlık olduğundan ve bütün varoluşsal kavramları yitirdiğinden sesin nereden geldiğini bile algılayamadı. Normal şartlarda refleksleri ve içgüdüleri ona bu alçak adamın yerini çabucak gösterebilirdi, oysa şimdi bir hiçliğin ortasında tamamen savunmasız ve acınası bir durumdaydı. "Bundan zevk alıyorsun değil mi aşağılık herif? Aç şu ışıkları!"
Adamın kulak tırmalayan kahkahasının ardından sağdan sert bir yumruk yedi. Başı sola savrulurken alt dudak derisi paramparça oldu, yoğun bir kan gölü tükürdü.
Güçlükle bir nefes alırken başını eski konumuna getirdi. Etrafında dolaşan adamın ayak seslerini duyuyordu. Adam onun etrafında yürüyordu muhtemelen; çok geçmeden adım sesleri yoğunlaştı ve adam koşmaya başladı. Akabinde yüzüne bir başka yumruk yedi.
Başı kanlar içinde yana savrulduğu esnada bir darbe de karnına indi. Kendini çizgi filmdeki aptal karakterler gibi hissediyordu. Sanki etrafında dönerek dolaşan Tazmanya Canavarı yarattığı tornadonun arasından ona saldırıyordu.
Kontrolsüzce gülmeye başladı. Asabı bozulmuştu. O gülmeye başlayınca adamın ayak sesleri kesildi.
"Ağlanacak haline mi gülüyorsun yoksa deliriyor musun?"
Ecem ağzında kalan son kan tortusunu gelişigüzel tükürdü. Tıslayarak, "Sanırım ikisi de." dedi.
"Sana işkence etmenin bu kadar güzel ve keyifli olacağını düşünmezdim. Karanlık, işkenceye renk katıyor, ne dersin?"
Genç kadın başını arkaya attı, ağır nefesler aldı. Nefes almak bile canını yakıyordu.
Adımlar kendisinden uzaklaştığında adamın daha kötü bir numarayla geri döneceğine bahse girebilirdi. Acımasız herifin sesi yakından geliyordu ve bir kutuyu karıştırdığı anlaşılıyordu. Zifir karanlıkta aradığını nasıl bulacağını merak ettiği esnada adamın öksürük sesiyle kendine geldi. Sımsıkı kapattığı gözlerini açtı, karanlığa adapte olabilirse belki bir şeyler görebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahtan Koyu
Fanfiction"Kalbim saf iyilikle beslendiği sürece dışım varsın, siyahtan koyu gözüksün." Bir parça kızıl, bir tutam mavi: Onlar büyük bir planla hapishaneden kaçmış iki kadın da olsa, birbirlerinin kalplerinde hala birer mahkumlar. Azra ve Deniz kaçak olarak y...