~4~

1.4K 141 31
                                    

Sabahın erken saatlerinde yatağımdan kalktığım için güne başlayalı bayağı oluyor aslında. Misafirim uykusuna devam ederken mutfağa girip bir şeyler hazırladım. Ne olursa olsun onu ben davet ettim ve ondan öğrenmem gereken şeyler de var. Dilime dolanan şarkı eşliğinde kahvaltıyı hazırlamaya devam ettim ancak salonda gelen bağırışla ne yapacağımı şaşırdım odaya koştuğumda Athena yerde oturmuş yere sert darbeler atıyordu.

"Hey! Ne oluyor burada?!"

Derin bir nefes alıp öfkeyle bana döndü.

"Uykumun en güzel anında şu!..."

Az önce yatıyor olduğu koltuğu gösterip konuşmaya devam etti.

"Lanet koltuktan düştüm! Başka ne olmasını istersin?!"

Bir kaç saniye düşünür gibi yapıp Athena'ya baktım ve gülümseyerek sorusunu yanıtladım.

"Daha önemli bir şey? Farkında mısın bilmiyorum ama şu anda o koca sarayında değilsin. Bunun haricinde bir apartman dairesinde kalıyorum anlayacağın bu binada başkaları da yaşıyor."

Umursamaz bir şekilde tek kaşını kaldırıp 'Ee?' dercesine kafasını salladı.

"Anlayacağın en ufak şeyde bile çığlık atıp insanları rahatsız etme."

Arkamı dönüp tekrar mutfağa girdiğimde o da arkamdan geldi.

"Sen şaka mı yapıyorsun?!"

"Ses tonuna dikkat eder misin?"

"Edemem! Hiç kimse bana ne yapacağımı söyleyemez! İstersem avazım çıktığı kadar çığlık atarım, istersem gıkımı çıkartmam! Sen! Bana ne yapacağımı söyleyemezsin!"

Yüzümdeki gülümseme bir an olsun düşmezken Athena'ya omzumun üstünden bakıp konuştum.

"Kalacak başka yerin var mı?" Sorduğum soruyla bir afalladı.

"Kalacak yer mi? Hayır, neden?"

"O zaman daha fazla konuşmasan iyi edersin. Neden biliyor musun? Çünkü sana evimde kalacak yer vermek zorunda değilim ben. Annemin öğrettiği gibi misafirperver biri olmaya çaba sarf ediyorum ancak sınırlarımı zorlansan annemin öğrettiği gibi değil kendi istediğim gibi hareket ederim."

Diktatör duruşu bir anda yerle bir olurken sesli bir şekilde oflayıp salona geri döndü. Karşımdaki kişi nasıl olursa olsun ona sesimi yükseltmek bir yerden sonra vicdan azabı çekmeme sebep oluyor ancak kimse ben iyilik yaparken bana mecburmuşum gibi davranamaz. Onun dışında eğer Athena o kadar iyi biri olsaydı şu an burda değil Olympos'ta olurdu. Kahvaltılıkları masaya dizdikten sonra mutfak kapısından kafamı uzatıp Athena'ya seslendim.

"Kahvaltı hazır, gel hadi."

Tekli koltuğa oturup kollarını göğsünde birleştirmişti, söylediğim şeylere alınmış olacak ki somurtuyordu. Yüzünü bana dönmeden kısık bir sesle konuştu.

"Aç değilim..."

Küçük çocuktan farksız bu hareketiyle gülme istediğim artsa dahi bu isteği göz ardı edip son kez teklifte bulundum.

"Emin misin? Birazdan dışar çıkmam gerekebilir ve harika bir omlet yaptım. Eminim kokusu buraya kadar gelmiştir. Zaten kahvaltıyı kendim için değil senin için özenerek hazırladım."

Gelmek istediği o kadar belli ki şu an sadece gururuna yediremediği için gelmiyor.

"Gelmemen senin için büyük bir kayıp olacaktır hem..."

Son Tanrıça Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin