🎶- bu bölüme de Doğukanonline ft. Alpay/ Fal şarkısı ile başlayalım gençler , hadi başlayalım.
~∆~
Pencereden yavaş yavaş esen rüzgar , perdeyi de havaya uçuruyordu. Sokak lambaları tek tek sönmeye başlamıştı. Bora beni çok masum ve yavaş bir şekilde öperken, ben kendimdeki beni kaybediyordum. Sanki yıllardır, arayıp ta bulamadığım şey buymuş gibi hissediyordum. Tabii ki öpücük değil, sakın yanlış anlamayın. Yıllardır aradığım şey mutlulukmuş. Peki ben şu an mutlu muyum? Evet, şu an gerçekten mutluydum. Ben , Bora'nın yanında kendimi çok mutlu hissediyordum. Ama şu an bu olan şey , çok garip değil miydi? Bora'nın beni öpmesi... Ben ise sorular ile cebelleşmeyi bırakmıştım. Çünkü , hayatta hep sorularla yaşamak , insanı zorunlulukta bırakırdı ve hiç de adil değildi, bazen akışına bırakmak gerekirdi. Ve bende sarhoşluğun da üzerimde yarattığı etki ile akışına bırakmıştım. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken gücümde yavaş yavaş eriyordu. Ayakta bile duracak gücü bulamıyordum kendimde. Bacaklarım zangır zangır titremeye başlamıştı ve beni taşıyacak gücü kendinde bulamıyordu. Ben de sonunda doğru kararı verdiğimi düşünmesemde kendimi Bora'nın güçlü kollarına bıraktım.
~∆~
Başımdaki o yoğun ağrı tarif edilmeyecek derece kötüydü. Gözlerimi açmak istiyordum ama açamıyordum. Sanki kirpiklerim birbirine kilitlemişti gözlerimi. Ellerimle gözlerimi ovaladım ve yattığım yerden yavaşça kalktım. Gözlerimi açtığımda karşımda duran o büyük aynadan kendime baktım. Saçlarım ıslaktı,üzerinde de bana ait olmayan eşofmanlar vardı. Nasıl yani kendi kıyafetlerim neredeydi? Yattığım yataksa kocaman bir baza idi. Ve elbise dolabının üzerindeki Bora'nın resimlerine bakılırsa, ben şu anda Bora'nın yatağında yatıyordum. Peki Bora neredeydi? Yataktan afallayarak kalktım ve duvardan tutunarak salona gittim. Bora salondaki kanepede , üzerinde sadece ince bir çarşaf ile yatıyordu. Üzerinde hiç bir şey yoktu,altında ise sadece bir şort vardı.
Yavaş adımlarla Bora'nın yanına yaklaştım. Kenarda duran puf minderi alıp , nazikçe Boranın yattığı koltuğun yanına oturdum. Üzerindeki çarşafı,göğüslerini kapatacak kadar yukarı çektim. İlk defa onu böyle görüyordum.
Sağ göğsünün üzerinde garip harflerle bir şey yazıyordu.
Kollarında da ara boşluklar ile garip çizimler vardı.
Dövmeleri onu daha da güçlü gösteriyordu.
Sadece gösteriyordu.
Kaşları,kirpikleri,dudakları, çenesi,yeni çıkmaya başlayan sakalları, her haliyle mükemmel bir insandı. .
Çok çekiciydi.
Cansın ondan hoşlanıyor olması gayet normaldi.
Onunla sevgili olacak kız gerçekten çok şanslıydı.
O gerçekten koruyucu, sahiplenici bir erkekti.
Kıskanan bir erkek.
...
Saçma saçma düşüncelere dalmışken aslında gelme sebebim aklıma geldi.
Aslında ortamı kontrol edecektim , ve sonra da gidecektim. Dün birşeyler olmuş olma ihtimali yüzde kaçtı. Hiç bir şey hatırlayamıyordum.
Gerçekten tek bir şey hatırlamıyordum.
En son dans ediyorduk,daha sonra... Sonra... Sonra ne oldu hiç bir şey hatırlamıyorum.
...
Bence her ihtimali düşünerek buradan gitmem lazımdı şu anda. Bora'nın odasına gidip , dünkü kıyafetlerimi giydim , üzerimde kileri de katlayıp yatağın üzerine bıraktım.
Sessizce, Boranın haberi olmadan çıkmam lazımdı şimdi.
Çantamı sırtıma taktım , ve kapıyı yavaşça açıp , kendimi dışarıya attım.Başım dönüyor ve yoğun bir şekilde ağrıyordu.
Dün ne olduğunu bilmiyordum. Bu ise daha da acı veriyordu.
Ellerimi yüzümde ovuşturdum ve merdivenleri inip kapıya ulaştığımda kapıyı açıp sonunda dışarı çıktım.
Biraz yürüdükten sonra yorulduğumu hissedip taksi çevirmeye karar verdim.
Taksi gelince bindim ve okula doğru ilerlemeye başladı şoför.
Hâlâ dün ne olduğunu düşünüyordum , o esnada telefonumun çalması ile düşüncelerinden sıyrılıp telefonu elime aldım. Mehtap arıyordu.
"Efendim Mehtap"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE MAVİSİ (DÜZENLENİYOR)
Romansa"Hayat diyorum, ne kadar garip. Yaşadığın şeyler, acılar, üzüntüler ,mutluluklar. Öldüğün zaman ,her şey burada kalıyor. Ama mutluluklar kalmasın, onlar da bizimle gelsin. Sevdiğin için ölmek mi? Yoksa onun için bu savaşı kazanıp, mutlu olmak mı? ...