"Anıl kazandı! Ödül gönüllülerin!"Kollarımı iki yana açıp takımımın bana gelmesini bekledim. Herkes sarıldığında gülerek zıplamaya başladım.
"Hadi bir gönüllüler!"
"Oooooo! Şşşşt! Bir iki üç! Gönüllüler!"
Sevincimiz bittiğinde seremoni için yerimize geçtik.
"Konuşmaya ödülü kazanan tarafla başlayacağım. Öncelikle günün yıldızı, bugün oyun kaybetmeyen Anıl'a söz vermek istiyorum."
Gülümseyerek hafif öne çıkıp Acun abiye baktım.
"Geleli 3 hafta oldu ama ben kendimi hiç tam olarak kanıtlayamamıştım. Bugün üçte üç yaparak her şeyi ortaya koyduğumu düşünüyorum. Her şey bir yana ben takımıma teşekkür etmek istiyorum. Çünkü burası bir takım oyunu. Ben bugün sadece onların işlerini kolaylaştırdım."
Geri çekildim. Diğerlerine de söz verdikten. Ödülü yedikten sonra adaya gittik. Eşyalarımı barakaya atıp sahile yürümeye başladım. Nisa ve Cemal benden önce gelmişler.
3 haftadır buradayım ve kimseyle öyle çok bi samimiyet kurmuş değilim. Biraz Ardahan, biraz Cemal, biraz Evrim, birazdan daha fazla Burak.
Üzerimi çıkarıp kenarıya koydum ve denize girdim. Bu suya girmek beni uyumaktan çok daha fazla rahatlatıyor. Biraz ileri açıldım ve etrafa bakmaya başladım.
Nisa ve Cemal çoğu zaman herkesten uzak beraber takılıyorlar. İlk geldiğimde ben de aralarında bir şey olduğundan şüpheleniyordum ama vakit geçirdikçe çok iyi arkadaş olduklarını anladım. Aralarındaki iletişimi fazlasıyla kıskanıyorum.
Suyun dibine dalıp yüzmeye başladım tekrar kıyıya. Sudan çıktığımda ayağım yere değiyordu. Ayağa kalkıp kıyıya doğru yürümeye başladım.
"Anıl, gelsene!"
Beni yanlarına çağıran Cemal'in yanına gittim.
"Bir şey mi oldu?"
"Öyle laflayalım biraz. Geldiğinden beri yatıyorsun da acaba sohbetin nasıl merak ediyoruz ikimiz de."
Gülümseyerek yanlarına oturdum ve önüme düşen saçlarımı geriye attım.
"Saçlarının gerçek rengi bu değil, değil mi?" Başımı salladım Nisa'ya.
"Birkaç sene önce boyatmıştım güzel olmuştu. Buraya geleceğimi öğrendiğimde de bir değişiklik olsun farklı gideyim diye boyattım. Güzel mi?"
İkisine de baktım cevaplarını almak için.
"Sen ilk geldiğinde Nisa geldi zaten kulağıma şey diyor. Cemo senden daha yakışıklısı geldi."
Gülerek Nisa'ya baktım. Cemal'e ters ters bakmaya başladı. Ardından omuz silkip bana döndü.
"Yalan mı?" Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Değil canım baksana çocuğa. Boylu poslu."
"Eğer beni daha fazla överseniz kıpkırmızı barakaya giderim. Utanıyorum." İkisi de gülümsediğinde ciddi olmama rağmen ben de gülümsedim.
"Sence şu sürekli yenilgi halimizi çözecek miyiz?"
"Normalde pozitif bir insanım ama sanmıyorum. Yani öyle bir ödül kazandık diye düzelecek bir şey değil."
"Bana da öyle geliyor. Ama yine de moralimi yüksek tutup kazanmaya odaklanıyorum." Başımı salladım Cemal'e. "Sen niye takımın içine giremedin hiç?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Survivor
General Fiction"Biraz eğlence için kendimi satarım." * "Hepiniz söz verin. Öyle gücüm kalmadı diye bırakmak yok." "Söz." "Söz."