1. Kısım

75 8 83
                                    

Parmakları masanın üzerinde duran zarfa gittiğinde avuç içleri heyecandan terlemeye başlamıştı. Neydi şu an hissettikleri? Tam tamına bir gündür bu zarfı açmak için beklerken hissettiği tüm o şeyler neydi? Bunu o da bilmiyordu. Kimden olduğunu bilmediği fakat öğrenmeyi dilediği bu mektup dün akşam saatlerinde ulaşmıştı eline. Üzerinde yazan tarihte ve saatte açması gerektiği söylenmişti. Neyse ki tarih ertesi güne, yani doğum gününe aitti.

Saman kağıttan olan zarfı açmadan önce durdu, düşündü. Hayatında ilk defa birisinden mektup alıyordu, en önemlisi de kimden olduğunu bilmiyordu. Bu devirde kim kime mektup yollardı ki daha önce mektup almış olsundu. Asıl olayı ilginç kılan da buydu zaten.

Bu gece arkadaşları ile dışarı çıkacak ve doğum gününü onlarla kutlayacaktı. Belki içecekti, belki sarhoş olacaktı, belki bir kızı öpecekti, belki gülecekti, belki ağlayacaktı...Hiçbir şeyden haberi yoktu, olamazdı da. Çünkü herkes kaderini yaşardı ve bu mektup için bir gün boyunca bekleme sebebi de kadere inanmasıydı.

Derin bir nefes alıp verdikten sonra nefes sesinin odasının duvarlarına çarpıp kendisine geri döndüğünü işitti. Şu an yapayalnızdı ve mektubun içinde sakladığı kişiyle birazdan buluşacaktı.
Zarfı açıp içindeki kağıtları çıkarttı, masasını üzerine yavaşça bıraktı. Ne kadar da çok kağıt vardı böyle. Zarfın kalınlığından zaten anlamalıydı.

Özenle dizilmiş kağıtlardan en üstte olanı aldı ve okumadan önce kısaca göz gezdirdi. İlk sayfa bu olmalıydı. Tekrardan derin bir nefes alıp yutkundu, okumaya başladı.

Sevgili Seokjin,

Nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum diyerek başlamayacağım çünkü bunun için aylarca düşündüm. Hayatımda ilk defa birisine mektup yazıyorum bu yüzden berbat edersem lütfen kusura bakma. Büyük ihtimalle bu da senin ilk mektubun olabilir ya da değildir. Benim gibi seni önceden fark etmiş olan illa ki birileri olmalı ancak kimsenin benim kadar uzun süre düşünüp tonlarca kağıdı yazacağı mektup için harcadığını sanmıyorum. Çünkü hiçbir kimse şu an benim sana anlatmak istediklerimi anlatamaz.
Öncelikle başlamadan önce kendimi tanıtmak istiyorum, merak ettiğini düşünüyorum. Ben Kim Namjoon, babanın en yakın arkadaşının oğlu. Beni zaten tanıdığını biliyorum, seninle geçirdiğimiz bir sürü güzel zaman oldu ve o anlar işte tüm hikayeyi oluşturan anlardı. Şimdi soruyor olabilirsin ne hikayesi diye, sana vereceğim cevap şu ki; tüm okuyacağın şeyler benim sana olan itiraflarımdan ibaret olacak. Eğer şu an bunları öğrenmek ve kendini rahatsız hissetmek istemiyorsan lütfen tüm bu kağıtları yak çünkü okuduğunda kafanın karışmasını istemiyorum.

Başını bir anlığına kağıttan kaldırıp düşündü. Namjoon'u tanıyordu fakat onlar sadece mesafeli bir arkadaşlığa sahiplerdi. Aileleri görüşürse onlar da görüşürdü. Aynı ortamda genellikle yalnızca aileleri için bulunurlardı. Ayrıca neredeyse iki yıla yakın bir süredir onu hiç görmemişti bu yüzden bahsettiği itirafını çok merak etmişti.

Bundan sekiz ya da dokuz sene öncesi olmalı, tarihi tam hatırlayamıyorum çünkü gerçekten aklımı kaybetmeye başladığım zamanlardı. Lisedeydik, aynı okuldaydık fakat farklı sınıflardaydık. Babalarımızdan dolayı bebekliğimizden beri tanıyorduk birbirimizi fakat ailelerimiz çok meşgul insanlardı ve senede en fazla birkaç kez bir araya gelebiliyorlardı. Ben de ancak o zamanlar seni görebiliyordum. Ailelerimiz aynı okula yazdırmıştı bizi çünkü bizim de yakın olmamızı istiyorlardı fakat hiçbir zaman öyle olmadık. Aramızda kötü bir şey de olmamıştı, sen her zaman olduğu gibi müthiş bir kalbe sahip, çok kibar bir insandın bu yüzden asla bana kabalık etmemiştin ancak ben sana yakın olmaya olan korkumdan buna izin vermedim.
Dediğim gibi lisedeydik, hayatımın en iğrenç günlerini yaşamaya başladığım zamanlar o zamanlardı. Ailemle ilişkim çok iyiydi, okuldaki en başarılı öğrenciydim, güzel bir arkadaş çevresine sahiptim, yetenekliydim fakat hiçbir şey yolunda gitmiyor gibiydi. Kimse düşünmemişti benim bu kadar dipte hissedip, bu kadar berbat bir hale geleceğimi. Ben bile düşünmemiştim.
Kendimden çok fazla nefret ettiğimi fark etmiştim. Bu duyguyu çok fazla benimsediğimden fark etmem zor olmuştu fakat senin sayende aslında tüm bu hayatımı kendimden nefret ederek geçirdiğimi anlamıştım.
Sakın kötü bir şey yaptığını düşünme çünkü sen aslında çok iyi bir şey yaptın. Bilmeden de olsa tüm dengemi bozup beni yeniden yarattın. İşte bu yüzden bu satırları okuyorsun.
Kendimden o kadar nefret ediyordum ki her kusurum gözüme batmaya başladığında her şeyden vazgeçmek istedim. Ailemi terk etmek, okulu bırakmak, arkadaşlarımla ilişkimi kesmek istedim. O kadar çıkmazdaydım ki kendi canıma kıymak için bile cesaretimi toplamaya çalışıyordum bir yerden sonra.
Bir karalama defterim vardı, oraya her gün sözler yazardım. Sonra onları birleştirip şarkı sözleri olarak kullandım. Hep kendimle olan kavgam hakkında sözler yazdım, isyan ettim, gözüm hiçbir şeyi görmez oldu.
Yine dipte hissettiğim karanlık günlerimden birisiydi. O gün güneş ne kadar parlak olursa olsun benim günüm karanlıktı. Okul koridorunda bir hayaletten farksız öylece yürürken seni gördüm. Senin o güneşten daha parlak, kalbimin ritmini bozan gülüşünü gördüğümde tüm karabulutlarım çekilmiş gibi hissettim. Güneşe dönüp lanet ettim senin parlaklığın yanında bir hiçti çünkü. İstemsizce ben de seni görüp gülümsemiş ve o günümü iyi geçirmiştim.
Arkadaşlarımız farklıydı bu yüzden okulda pek konuşmazdık, hatta hiç. Bunu, seninle konuşmak için can atmaya başladığımda fark etmiştim ancak bir türlü cesaret edip yanına gelemedim. Biliyorum, gelseydim benimle konuşurdun, belki bana gülümserdin...
Uzun bir zaman sonra gittikçe kötüye gittim. Ailemle tartışmaya, dersleri boşlamaya, arkadaşlarımla görüşmemeye başladım. Tamamen hayattan kopmuştum. Artık kalmak istemiyordum burada çünkü ait hissetmiyordum kendimi dünyaya. Ölü bir bedenin bu gezegene sıkışıp kalmış ruhu gibiydim. Gün geçtikçe acı içine gömülüyordum, nefretim bana ölümü diletmeye başladığında gitmeye karar vermiştim. Kalmak için bir sebebinin olmaması gitmek için iyi bir sebeptir. İşte o gün cesaretimi topladım ve kararımı verdim.

mi confesión • namjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin