17

1.2K 95 123
                                    

Jungkook

Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim ve gözlerimi araladığımda şaşkınlık içerisindeydim.

Nasıl yani uyuya mı kaldım?

Bütün öpüşmelerimiz falan rüya mıydı?

Doğru ya...en son Yoongi ben stickerları yapıştırdıktan sonra beni odada yalnız bırakmıştı. Bende yorgunluk ile uyuya kalmıltım.

Şaka gibi ya...resmen rüya değilde gerçek gibiydi. Dudaklarını hissetmiştim. Hatırlıyorum tadını. Ancak rüyaydı işte.

Şimdi ise Yoongi beni kucağına almış şirketten çıkıyorduk. Ellerimi omzuna koyup boğuk mırıldandım.  "Üzgünüm uyuya kalmışım. Kendim yürüyebilirim."

"Arabaya geldik bile."

Arabanın kapısını açıp beni ön koltuğa oturttu. Kendisi de sürücü koltuğuna oturduktan sonra eve yola almıştık.

Kendime gelmek amacıyla gözlerimi ovarken mırıldandım. "Yardım etmek için geldim ancak sadece yük oldum size. Çok özür dilerim."

Güldü. "Jimin seni yormuş olmalı."

Arkama yaslanıp dışarıyı izledim. Saate baktığımda akşam 10 olduğunu görmüştüm. Kısa sürede eve geldiğimiz zaman arabadan inip zile bastık. Kapı elindeki pasta ile Jimin tarafından açılmıştı. Taehyung ile hep bir ağızdan doğum günü şarkısı söylerlerken ayıp olmasın diye bende eşlik ettim. Yoongi dileğini tuttuktan sonra üflemiş ve içeri girmiştik.

Yoongi’ye sarılacakları zaman Yoongi onlara izin vermemişti. "Önce bir elimi yıkayayım."

Jimin offlayarak pastayı alıp mutfağa götürdü. "Aman be."

Ona güldük. Yoongi odasına gitmişken ben de odama gidip elimi yıkadım. Daha sonra aşağı inip onların yanına gittim. Görevliler evine gitmiş ve biz dördümüz kalmıştık. Bu yüzden pastayı Jimin servis ediyordu. Ben de ona yardımcı oluyordum.
Yoongi alaylı ancak gülümseyerek söylendi. "Yine her şeyi abartmışsın Jimin."

Mızmızlanarak pastasını yedi. "Ya hyung sen görmesen de ben böyle şeyleri önemli görüyorum. Bana sataşma."

Güldü. "Tamam, tamam. Susuyorum. Ama bu kadar uğraşmanıza gerek yoktu. "

Omuz silkti ve sanki uzun saçları varmış gibi hayali uzun saçlarını geriye attı. "Yaptık işte bir şeyler."

Jimin'e gülerken aklına bir şey gelmiş olmalıki donmuştu. "Sakın doğum günü partisi yapacağız deme."

"Tamam demem."

Offladı. "Ya Jimin!"

Çocuk gibi homurdandı. "Ya hyung! O kadar kişiye dedim artık parti vereceğiz diye. Artık çok geç." Tam o sırada zil çalmıştı. Açmak için ayaklandı. "Geldiler bile."

Pastayı masayq koyup ayaklandı. "İyi de hiç parti havasında değilim Jimin. Çok yorgunum."

"Bir şey olmaz hyung ya 1-2 saat durur giderler."

Kapı açıldığında 7 kişiyi görmüştüm. Sanırım hepsi teker teker gelecek. Zaman geçmiş ve gelenler artmıştı. Herkes Yoongi ile ilgileniyordu ancak doğum günü çocuğumuz pek eğleniyor denmez.

Ona acıyarak yanına gidip dikkatini çektim. "Bay Min, bir şey demem gerek."

Yalnız kalmak istediğimi anlayıp beraber odasına gittik. Kapıyı kapatıp bana döndü. "Dinliyorum? "

Ayaklarımı tepkisinden korkarak yere sürttüm ve ellerimle oynadım."Şey aslında bir şey demeyecektim. Sadece yorgunluğunuzu görünce sizi buraya getirdim. Biraz kestirseniz iyi olur gibi."

Bitkin bir şekilde gülümseyip yatağa oturdu. "Beni o deli hastanesinden çıkardığın için teşekkür ederim."

My Spy/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin