1 8

5 0 0
                                    

Çok eğlenceli bir akşamın sonunda, sabah olmuştu.
Cenk, Efe, babam, ben o kadar eğlenmiştik ki.

Cenk ile uyanmış biraz sohbet etmiştik.

"Hadi kahvaltı vakti." dediğimde ayaklandık. Okul saatine göre daha erken kalkmıştık, bu yüzden rahat rahat kahvaltı edip zaman geçirebilirdik.

Mutfağa indiğimizde babam, işe çok erken gittiğinden ortalıkta yoktu, ama bize leziz bir kahvaltı bırakmayı ihmal de etmemişti. Efe bey hala uyuyordu, onu da geç kalmaması için çok geçmeden uyandıracaktım.

"Caner amcaya bayılıyorum, şu kahvaltının güzelliğine bak." Cenk konuştuğunda gülmeye başladım.

Oturduk ve masada ne var ne yoksa silip süpürmeye başladık.
Dün evde ne var ne yoksa yememize rağmen, yine de hiç yememiş gibi yiyorduk.
Ağızlarımız doluyken birbirimize bakıp kahkaha atarken, Efe elinde oyuncak ayısıyla yanımıza geldi.

"Ne bağırıyorsunuz ya?" dediğinde ayağa kalktım ve ona sıkıca sarıldım.

"Sana da günaydın." dediğimde güldü ve benden ayrılıp Cenke de sarıldı.
Yanımıza oturduğunda hep beraber bir şeyler yemeye başladık.

"Okula gidecek misiniz?" Efeyi onayladım.

"Gideceğiz tabi, ama önce senin servisini bekleyeceğiz."

"Çok uykum var."

"Bizim hiç yok sanki." Cenk'e güldüğümde Efe de dudaklarını büzmüş öylece duruyordu.

"Cenk acele etmezsek, geç kalabiliriz." dediğimde başını tamam dercesine salladı ve ağzına bir şeyler daha atıp ayağa kalktı bende son lokmalarımı alıp kalktım.

"Efe sende hızlıca yemeğini ye, hemen giyin sonra."

"Tamam abla."

Cenkle giyinmek üzere yukarı çıktık.
Ben hızlıca giyindiğimde kızarmış göz altlarıma biraz krem sürdüm ve saçlarımı da açık bırakıp odamdan çıktım. Cenkte kapının önünde giyinmiş beni bekliyordu.

"Hadi gidelim."

"Hadi." dedim ve aşağı indik.
Efe de üstünü giyinmiş, bizi bekliyordu. Hep beraber dışarı çıktık ve Efe'nin servisini beklemeye başladık.

Bir süre sonra, Efe'nin servisi geldi ve hızlıca binip gitti.
Bizde kendimiz için servis beklemeye başladık.

"Saat kaç?" dediğimde, Cenk kolunda ki saate baktı.

"7.40" Başımı onaylarcasına salladım. Okul maalesef ki gereksiz erken bir saatteydi.

-

Okula vardığımızda, hemen sınıfa ilerledik. Gözlerim her zaman ki gibi, Doruğu arıyordu.
Dün provadan sonra Doruğu ne görmüş, ne de konuşmuştum.
Açıkçası onu özlemiştim, yokluğunu hemen hissetmiştim. Artık Doruğun yanında olmaya ihtiyacım olduğuna karar vermiştim.
Bugün provadan sonra, hemen yanına gidecektim. Belki de ona, içimdekilerden bahsedebilirdim. Bunu yapmak için erken miydi bilmiyordum ama bana öyle eşsiz duygular yaşatıyordu ki sanki artık o olmadan yapamazmışım gibi geliyordu. Birbirimizi çok iyi anlıyorduk bir kere daha herşey yeni olduğu halde ona kendime bile açıklayamadıklarımı söylemiştim. Beni anlıyordu bende onu. Zor bir hayatı vardı bunu görebiliyordum babası yüzünden kötüleşen maddi durumları ve bakması gereken bir annesi ve kardeşi vardı. Bana kalırsa Doruk mükemmel bir evlat ve mükemmel bir abiydi. Annesi de Cemre de çok şanslıydılar.

Dorukla yakın olduğumuz için bende çok şanslıydım. Gerçekten öyle hissediyordum. Onu önceden tanıyamadığım için epey üzgündüm hatta. Onun gibi birini daha erken tanımak isterdim. O çok güzel bir insandı ve ben birbirimize iyi geleceğimizi biliyordum. Aşka olmayan inancım Doruk sayesinde tekrar ortaya çıkmıştı sanki. Onu sevdiğime artık emindim. Onun da bana karşı boş olmadığını biliyordum. Bu yüzden herşeyi bir kenara bırakıp onunla rahat rahat konuşmak istiyordum. Tanışalı iki ayı geçmişti ve artık çok iyi biliyordum ki o doğru kişiydi.

En Güzel ŞarkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin