Selaaammm. Nasılsınız bakalım? Bir önceki bölümde sandığından fazla okuma oldu. Ve bu beni cidden çok mutlu etti. Bir kişinin bile okuduğunu görünce o kadar mutlu oluyorum ki. Umarım git gide büyürüz. Neyse fazla tutmayım ben.
Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar gece yıldızları :3
***
Eve girdiğimde annem camın yanındaydı. "Telefonunu almamışsın. Ve geç kaldın." Cidden telefonumu unutmuştum. Ve Kara bozuntusu yüzündendi.
"Üzgünüm..." Diye mırıldandım aldıklarımı yerlerine koyarken.
"Şu kim?" Diye sordu. Camdan baktığı yere baktığımda Kaya'yı gördüm. Sen düştüğün yerden kalktın ve beni mi takip ettin? Bu çocuk aptal ya.
Ona baktığımı görünce gülümsedi. "Alış veriş merkezinde tanıştım." Diye mırıldandım. Kaya'yı umursamadan eşyaları yerleştirmeye devam ettim.
"Seni takip edecek kadar ne oldu?" Diye sordu bu sefer. O sırada elime onla tanışma anımda olan kitap geldi. Kitaba bakarak gülümsedim.
"Pek bir şey olmadı. Aynı kitabı alıyorduk. Elimi uzattığımda bana oyun oynadı. Sonra orada tanıştık. Ve klâsik herkes gibi o da beni ilk görünce peri sanmış." Dedim. Annem anlattıklarımı dinledikten sonra perdeyi kapattı ve bir şey demeden bir şeyler yapmak için malzeme ayarlamaya başladı. Bende odama çıktım.
Üstüme siyah bir sweet geçirdim. Sweetin uzun olduğunu düşünüp altıma bir şey giymedim ve aşağı tekrar inip mutfakta yiyecek bir şeyler aradım.
Annem yemek istemediği için bende çok bir şey yemeden bir iki şey atıştırdım ve odama geri döndüm. Sonra aklıma büyü okulunda öğretilen yeni büyü geldi. Onu çalışmamız lazımdı. Kitabı açtım ve büyüye baktım. Bu büyü kırık eşyaları düzeltebilen bir büyüydü. Sanırım bir şeyi kırmam ya da çatlatmam gerekiyordu. Etrafta gözlerimi gezdirirken masamın yanındaki bardak çarptı gözüme. Onu elime aldım ve kırma büyüsünü yaptım. 'pause'
Bardak bir iki parçaya ayrılırken cam tıklatıldı. Odak noktam orası olurken gözlerim siyah gözlerle buluştu. Şaşkınlıkla kendimi masaya yasladım. Bu çocuk cidden hastaydı. Camı açtım ve ona "Ne işin var burada?" Dedim ve parmağımı ona doğrulttum. "Beni takip ettiğin yetmiyor sanki" dedim. Gülümsedi. Doğrulttuğum parmağımı tuttu. Ve elimi geri indirdi. Sonra da içeri girdi. Ben yerimden ayrılmadığım için aramızda pek mesafe yoktu. Ama ben mesafeyi ayarlamak için bir adım geri çekildim.
"Yetmemiş demek ki." Dedi pişkince ona sinirle baktım. O da hiç istifini bozmadan elini uzatıp çatılı kaşlarımı düzeltti. Elini uzaklaştırdım ve onu göğsünden iterek.
"Çok sinir bozucusun biliyorsun dimi." Dedim. Güldü... Gıcık! Başını aşağı yukarı salladı.
"Bazen öyle olabiliyorum." Dedi. Bazen mi? Ben burada pek bazen göremedim! Ona sorgulayıcı bir ifadeyle baktım.
"Git." dedim onu iterek. Başını hayır manasında salladı. Ve arkasını dönüp camı kapattı. Yeniden bana döndüğünde beni baştan aşağı inceledi. Gözleri bacaklarımda takılı kalınca aklıma gelmişti. Altımda bir şey yoktu. Yüzüm kızarıyordu sanırım. Hemen elimle gözünü kapattım. "Madem şimdi gitmiyorsun o zaman arkana dön ve ben diyene kadar gözlerini bile açma!" Dedim.
"Bana sorun o olmazdı aslın..." Derken diğer elimle karnına yumruk attım. Sırıttı. "Tamam tamam." Dedi ve arkasını döndü. Bende hızlıca elime gelen ilk şeyi aldım ve giyindim. Siyah bir tayttı.
"Tamam mı?" Diye sordu. Aslında bir cadıya güvenmemelisiniz. Bende güvenmedim. Ve bugün beni uğraştıran Kara'ya güvenmemek zeki olduğunuzu gösterir. Ama o beni yanılttı. Arkasını dönmesini veya farklı türden bir şey yapmasını bekledim ama yapmadı. "Hı-hı." Dedim bana dönmesi için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlı Gece
FantasyBuzu sadece ateş eritir... ★★★ Periler, Cadılar ve onlar arasında geçen savaşlar... Buz, bir cadıydı. Sadece annesi vardı hayatında. Hayatı normal bir şekilde ilerlerken bir gecede her şey değişti. Yıldızlı Gece... O geceden sonra kafasında çözmek...