7 / O BENİM!

147 22 11
                                    


           Gece klan halkı, sürü lideri, oğlu ve diğer savaşçılara veda ederken, meydanda hakim olan duygu yalnızca hüzün değildi. Tedirginlik ve gelecek kaygısının da,  hüzne eşlik eden duygular olduğu, etraftaki feromonların kokularından da, sürü insanlarının gözlerinden de anlaşılabiliyordu.

    Halkın istediği son şey, sürü içerisinde yaşanacak olan kaostu. Hepsi biliyorlardı ki;  bir omega sürüyü yönetemezdi.  Bunu istese de yapamazdı. Bu diğer sürülerin onlara saldırıp yok etmeleri için, ellerine geçen bir fırsattan başka bir şey olmazdı. Bilmedikleri şey ise, omeganın tüm bunlar için bir çare bulduğu ve sabah olduğunda bunu hepsiyle paylaşacak olmasıydı.

    O gece Danovan, sürü evinde kalması tehlikeli olduğu için, geceyi kurt formunda ormanda geçirmeyi tercih etmişti. Gerçi seçeneği olsaydı, ormanda olmaktansa Violet ile güzel omeganın evinde hatta yatağında sabahlamayı tercih ederdi elbette ama bu olanaksızdı. Zaten içinde bir yerlerde, kelimenin tam anlamıyla dokunulmamış bu kızın, saflığına kıyamayan insan bir yönü de vardı. Fakat bu yön baskın alfasının, bu omegaya sahip olmak için yanıp tutuşan hisleri yanında çok geride, çok içerlerde kalıyordu.

    Violet ise sabaha kadar neredeyse gözünü bir an bile kırpmamıştı. Korkuyordu. Heyecanlıydı. Kafası karışıktı. Hayatı boyunca hiçbir zaman kullanmasına izin verilmeyen karar mekanizması, ilk defa alması gereken bu büyük karar karşısında çaresizdi. İşleri omegasına bıraksa, her şeyi gönül rahatlığıyla alfasına bırakıp, deliksiz bir uyku çekebilirdi lakin o babasının baskısından, omegasıyla asla sağlıklı bir ilişki kuramamıştı. Hep baskılamak, görmezden gelmek zorunda olduğu yanıydı omegası. Şimdi özgür olduğunda bile, omegasını dinlemek onun için henüz alışık olmadığından çok zordu. Aslında ne kendini ne omegasını tanıyordu. Yıllarca birileri ona yapması gerekenleri söylemiş, o da yapmıştı.

    Hoş şu an da yaptığı şey, öncesinden çok da farklı değildi. Bu defa da, ipleri eline alan baş alfa vermişti kararları onun yerine. Gerçi başka da çaresi yok gibi görünüyordu. Bütün bu düşünceler içinde sabaha varan gecenin ardından, yapacağı şey için güç toplayıp sakinleşmek adına, elinde ikinci fincan melisa çayı ile verandada ki, babasının kullanmaktan yıprattığı, kendisininse oturmaya hep korktuğu sallanan iskemlede, bacaklarına örttüğü kalın örtü ile gün doğumunu karşılıyordu.

    Gün doğumunda dilenen şeylerin, doğa ana tarafından kabul edildiğine inanan annesinin etkisiyle, olacak olanların sürünün ve kendisinin yararına olması için içinden dilekler diliyordu. '' umarım'' dedi içinden son kez, ''umarım doğru olanı yapıyorumdur''

    Öğleden önce sürü evine, bu kez zorunluluktan değil de, kendi tercih ettiği için giydiği, siyah salaş bol elbisesi ve boynuna gevşekçe doladığı, sağ omzunu da kaplayan, toprak rengi, püsküllü geniş şalı ile varmıştı. Sürü evinin önünde onu bekleyen, Black ile buluşmuş, köy meydanına doğru hareket etmeye başlamışlardı.

    Tam saatinde toplanmış sürüm karşımızdayken, Baş alfa bir kez daha haklı çıkmıştı. Sürümün hemen arkasında ondan fazla sürü lideri, bana ulaşmaya çalışıyordu. Feromonlarından ve bakışlarından anlayabiliyordum. Tıpkı onları benden uzak tutmak için, Black'in o yağmurdan sonraki toprak kokusunu andıran orman kokusuyla, etrafımı çepeçevre sardığını anlamam gibi.. Lakin geç kalmışlardı. Ben alfamı seçmiştim. Bunu da hemen şimdi hepsine duyuracaktım.

    Hemen sağ tarafımda, yanı başımda duran alfadan güç alabilmek için, bir kez daha gözlerinin içine baktım. Korktuğumu bildiğinden emindim. Bir şey deyip, beni sakinleştirsin istiyordum. O ise söylemektense yapmayı tercih etmiş, kolunu belime dolayıp, cesaret verir gibi hafifçe sıkmış ve kokusunu, geldiğinden beri defalarca yaptığı gibi üzerime bırakmıştı.

VİOLET (DÖNÜŞÜM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin