Bölüm 19 -Saldırı-

7.7K 356 26
                                    

"Ecrin hanım?"

Tek gözümü hafifçe araladım.

"Hı?"

"Uyanmanız lazım."

İki gözümü de zorlayarak açtım. Feride başımda dikiliyordu. 

Başımı yastığımdan kaldırıp esnedim. 

"Ne oldu sabah sabah?" diye sordum memnunsuz bir şekilde. 

"Karan Miraç kapı da."

Ani bir şekilde yataktan kalktım. "Olay çıktı mı?"

"Herkes uyuyor daha." dedi. "Sizi görmek istedi. İçeriye almadılar kapı da bekliyor."

Dağılmış saçlarımı sıkıntıyla kaşıyarak daha çok dağıtmıştım. 

Saat çok erkendi. Karan akşama doğru gelsen ne olurdu sanki?

"Geliyorum Feride çık sen." dedim. Feride beni yalnız bıraktı. Üstümü es geçip altıma sadece bir kot giydim. Bir hırka giyip kapşonu kapattım. Saç olayını da çözmüştük.

Acele bir şekilde bahçeye çıktım. Karan'ı kapıda görünce adımlarımı yavaşlatıp ona doğru yürüdüm. Yine mutsuz ve sinirli gibiydi. 

Beklenilen gibi.

"Günaydın. Rüyanda beni mi gördün?" diye sordum önünde durunca. Aramızda kocaman demir bir kapı vardı. 

"Kardeşinle bir bağlantım yok. Yerini bilmiyorum.." Keyifsizce güldü. "Gerçekten salak mı sanıyorsun beni?"

Omuz silktim. "Estağfurullah." dedim.

Tek elini demir kapıya yasladı. "Serenay'ı ver."

"Misafirim." dedim. "Bir kaç gün burada kalacak."

"Serenay'ı ver." dedi bir kez daha.

"Duymuyor musun? Misafirim."

Başını hafifçe yana eğdi. "Neden?" diye sordu. "Neden bunu yapıyorsun Ecrin?"

"Ne yapıyorum?" diye sordum anlamamazlıktan gelerek. 

"Serenay'ı koruyorsun." dedi. "Kardeşimi benden koruyorsun."

"Çocuğun kimden olduğunu öğrenmek isteyeceksin." dedim. "Kızı zorlayacaksın. Korkuyor Karan."

"Derdin bu değil mi?" diye sordu. "Serenay önemli değil. Çocuğun babası önemli. Ona bir şey yapacağımdan korkuyorsunuz. " Başını hafifçe yana eğdi. "Hangisi? Hakan mı? Ali mi?"

Dudağımı ısırdım. Nasıl anlayabilirdi ki! 

Zeki biriydi. Onu kandırmak çok zordu.

"Konuşarak çözülebilir." dedim. "Şiddet hiç bir zaman çözüm değildir."

Alayla güldü. "Belinde silah olan bir insan mı bunu söylüyor?"

Ellerimi kapşonumun cebine koydum. "Belim de silah yok."dedim. "Ve evet. Ben söylüyorum. Seni içeriye alırım. Güzel bir kahvaltı masasına otururuz hep beraber. Bu konu adam akıllı konuşulur. Her şey tatlıya bağlanır."

Tek kaşımı havaya diktim. "Kabul mü?"

Bir kaç saniye bana boş boş baktı. Sonra belinden silahını çıkarıp aralıklı demirden bana uzattı.

"Kendime hakim olamazsam diye" dedi. Uzanıp silahını aldım. 

"Eğer gerçekten kardeşini seviyorsan sakin olursun zaten." deyip demir kapıyı açması için adamıma bir işaret yaptım. Karan'ın silahını da orada ki adama verdim. "Karan Bey çıkarken geri verirsiniz."

BABAMIN EMANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin