Kapı çaldığı an koşa koşa aşağı indim. Bu akşam partiye beraber gideceğimiz için Julie gelmişti.
"Julieee hoş geldin!" dedim ve sarıldım.
"Hoş buldum Jo!!" dedi sarılmama karşılık vererek.
"Partiye sadece bir saat kaldı hemen hazırlanmalıyız!" dedi Julie heyecanla.
"Gerçekten gidecek miyiz?" dedim bıkkınlıkla.
"Jo telefonda gelmek istediğini söyleyen sendin." dedi Julie.
"Yaani fikrimi değiştirmiş olamaz mıyım hım?" dedim kocaman gülümsemeyle.
"Çok geeeç süslenme başlasın!" dedi Julie ve alkışladı.
"Tamaaam." dedim. Beraber odama çıktık. Julie yatağıma oturdu ben de gardırobumu açtım. Elbiselerimin hepsini çıkardım tek tek üstümde tuttum, Julie'de puan verdi. En son bir elbiseyi beğendik.
"Saçlarınla çok uyumlu, kesinlikle bunu giymelisin!" dedi Julie.
"Ben de beğendim hemen giyinip geliyorum." dedim. Tuvalete gittim, elbisemi giydim. Aynada kendime bakıp pozlar verdim, kendimi beğenmiştim. Julie'nin yanına gidip etrafımda döndüm. Islık çaldı, gülüştük daha sonra Julie'yle makyajımızı yapmaya başladık.
"Sence Timothée gelecek mi?" dedi Julie, yanaklarıma allık sürerken.
"Bilmiyorum Julie. Belki gelir belki gelmez. Kendi bilir." dedim.
"Bu onunla yakınlaşmak için çok iyi bir fırsat biliyorsun değil mi?" dedi Julie.
"Eğer yanıma gelirse konuşuruz ama onun dışında bir şey yapmayacağımı biliyorsun." dedim.
"Aşktan bu kadar korkmayı bırak Jo. Harekete geç!" dedi Julie. Ne zaman birimiz bir şeyden kaçsak cesaretlendirmek için bu repliği söylerdik "Harekete geç!"
"Geçilecek bir durum olursa geçerim Julie aaa üstüme gelme! Git kendine birini bul!" dedim gülerek.
"En kısa zamanda." dedi Julie. Kahkahalarla makyajımızı bitirdik.
"Jo çabuk çantanı kap gitmeliyiz!" dedi Julie. Danny'den ayrıldığımdan beri heyecanım sönmüştü. Birkaç hafta öncesine kadar daha heyecanlı, aktif bir insandım ama şu sıralar daha durgun davranıyordum. Julie'yse bu olaydan tam tersi etkilenmişti, dışarıya daha çok açılmıştı ve ben onun adına çok mutluydum. Onu böyle enerjik görmeyi seviyordum. Çantamı aldım ve Julie'nin peşinden merdivenlerden indim.
"Geç kalma Jo!" dedi annem ben evin kapısını kapatmadan önce.
"Tamaaaam" dedim ve kapıyı kapattım. Arabama bindik. On beş dakikalık yolculuğun ardından parti alanına vardık. Arabayı park ettim, Julie'yle indik. Parti başlayalı yirmi dakika olmuştu ve insanlar hâlâ gelmeye devam ediyordu. Etrafıma bakındım.
"Son gittiğimiz parti kadar kalabalık değil. Bu sefer daha az küçük sınıf var." dedim Julie'ye.
Ortak derslere girdiğim insanlarla koca salonda selamlaştım. Ayakta kalmaktan yorulunca Julie'yle köşede duran koltuklara geçtik. Yarım saat oturduk ve gürültü eşliğinde sohbet ettik, daha sonra ayağı kalkıp dans etmeye başladık.
"Timothée nerede, geldiğimizden beri görmedim." dedi Julie. O öyle söyleyince etrafıma bakındım.
"Galiba gelmedi." dedim. Biramdan bir yudum aldım. Julie'ye yaklaşıp konuştum.
"Keşke o da burada olsaydı. Dediğin gibi belki konuşurduk." dedim.
"Kesin gelir, arkadaşı düzenledi partiyi." dedi Julie. Yarım saat daha dans ettik. Kendimi kötü hissedince Julie'ye döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jo ve Hayatı
Teen FictionMerhaba ben Jo. Gördüğün gibi saçlarımı kızıla boyuyorum ve kendi özgürlüğümü arıyorum. Maceramda bana ortak olmaya ne dersin? Sence bu engebeli hayattan çiziksiz kurtulabilecek miyim?