on beş

557 17 8
                                    

Michael;

3 buçuk saat olmuştu hala direksiyonun başındaydım. Aklımdaki düşünceler asla susmuyordu. Bir taraftan Luke'u dışarı atıp başka bir şehire kaçmak, bir taraftan da Luke'u öpüp aramızın iyi olmasını isteyen farklı saçma düşünceler..

Yola çarpan far ışıkları ve karşıdan gelen arabaların sesleri başımı iyice döndürüyordu. Gecenin karanlığı gözlerimin kapanmasına neden oluyordu. Ve gözlerimi artık tutamadım.
En son duyduğum şey Luke'un çığlıklarıydı. Gözlerimi hemen açtım ve arabayı ani bir hareketle sağa kırdım. Kalbim çok hızlı çarpıyordu. Ellerim titriyordu hemen Luke'a baktım. İki eliyle emniyet kemerine sarılmış kendini tamamen koltuğa yaslamış ağır ağır nefes alıyordu. Korkmuştum. Ama ona iyi misin diye sormadım bile. Hala kızgındım.

Tekrar arabayı çalıştırıp benzin istasyonu aramaya karar verdim. Uzun bir yolculuğun ardından bir tane buldum ve hemen oraya bir yere kenara çektim. Kemeri çıkarıp koltuğu yatırdım ve Luke'a arkamı dönerek gözlerimi kapattım. Luke'un korkmuş sesinden

"M-Mike. Uyudun mu?"

Hiç bir şey demedim.

Gözüme vuran güneş ışığıyla gözlerimi yavaşça açtım. Telefonuma bakıp saatin sabah 7 si olduğunu gördüm. Koltuğu düzelttim ve yanıma baktım Luke yoktu. Büyük bir sinirle bir yandan direksiyonu yumruklayıp bir yandan bağırıyordum

"Harika, şimdi de gitmiş. Bense aptal gibi kendisi için 1 gündür hayatımı mahvediyorum. Sen tam bir beyinsizin tekisin Michael. Senin kadar sa-"

derken Luke kapıyı elinde bir paket donut ve meyve suyu ile açtı.

"Günaydın Mike, açsındır diye sana bir şeyler ald-"

"Senin parana ve aldığın hiçbir boka ihtiyacım yok. Kendine sakla" diye çıkıştım. Sonra pişman oldum ama bunu belli edemezdim.

"Biliyor musun? Dün için senden çok özür diledim ve bunu istemeden söylediğimi de belirttim. Ama sen çok bencil bir insansın Michael. Sadece sana yapılan kötü şeyleri görüyorsun. Ve aynı zamanda bir korkaksın!"

"Öyle mi? Ben korkak ve bencil miyim? O zaman defol arabamdan ve eve dönüş yolu bul."

Bana o güzel dolmuş mavi gözleriyle baktı ve seis titreyerek

"Sana ve arabana ihtiyacım yok."  diyip arabanın

kapısını çarpıp gitti.

Kendimi boşluğa düşmüş hissetmiştim. Çok ama çok üzgündüm aynı zamanda çok kızgındım. Ama bir kez daha onu kaybetmek istemedim. Arabadan inip arkasından koştum. Kolunu tutup kendime çevirdim.

"Luke seni çok seviyorum. Lütfen gitme"

Bana çatık kaşlarıyla bakmaya devam ediyordu.

"Lütfen Luke, seni de kaybetmek istemiyorum, hayatımda değer verdiğim 2. insanı da kaybetmek istemiyorum."

gözümden yaşlar akıp gidiyordu. Kaşlarını indirip bana sarıldı. O kadar sıkı sarıldı ki kendimi güvende hissetmeme yardımcı oldu.
Kafamı elleriyle kendisine çevirip, göz yaşlarımı sildi.

"Her şey yoluna girecek Mike, seni seviyorum ve hep yanında olacağım."

More // MukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin