"Maviyi sevemezsin,siyaha aşıkken."Bölüm şarkısı;Contra-Kıvılcım.
Multimedya: Itır Göksun.
KEYİFLİ OKUMALAR ...
"Mekâna gelmen lazım,acil!"
Mesajı defalarca okuduktan sonra,"Neden?"diye sorguluyorum kendimi.
Daha fazla vakit kaybetmek istemiyordum.Hemen karşımdaki beyaz duvarın önüne gelip ,duvarla bitişik olan tuşa elimle dokunarak arkaya ittim.Kapı yavaşça açılırken ben olağanca hızım ile içeriye girdim.Karşımda ki siyah demir rafların yanına geldiğimde gerekli olan silahı aramaya başladım.En sonunda iki tane gümüş gibi parlayan ama oldukça ağır olan minimal boydaki siyah ve gri renginde silahlarımı elime aldım.
Odadan çıkmadan önce duvarın yanındaki kilide dokundum.Eğer dokunmasaydım ;burayı bilen herkes girebilirdi.
Şuanlık kimse bilmiyordu ama ...
Elim ile çıktığım kapının geri tuşuna bastım.Saçlarımın birkaç tutamı önüme yapıştığında derin bir nefes aldım ve saçlarımı geriye doğru attım.
Makyaj masamın üzerinde ki küçük çakıyı elime aldım ve beklemeden arka cebime koydum.Odadan çıkmadan önce etrafa kısa bir bakış attım.
Çantamı alarak odanın kapısını kapatarak dışarı çıktım.
Merdivenlerden hızla yukarı çıkarak babamın odasına doğru geldim.Kahverengi ve siyah karışımı olan sert kapıyı çalmadan direk içeri girdim.
Gözlerim babamı aradı ama sonuç başarısızdı.Niye babamı arayarak vakit kaybediyordum ki ?Odanın ahşap parkelerine topuklu ayakkabılarım savaş açıyordu.Kapı kulpunu elimle çevirdim ve odadan dışarı çıktım.
Merdivenlerden hızla aşağı indikten sonra beklemeden dış kapıya doğru geldim.
Kapıda bekleyen iki tane korumaya,"Takip edin beni hemen.Silahlarınızın şarjörleri dolu olsun !Depoya gideceğiz ."
Korumalar dediğimi uygulayıp siyah arabanın birine bindiler .Bende vakit kaybetmeyerek siyah BMW arabama bindim.
Tenha yollardan geldiğim için
Trafiğe takılmadan erken gelmiştim.Korumalar arkama park ettikten sonra bende çevik bir hareketle emniyet kemerimi çıkardım ve arabadan indim.Korumalara elimle takip edin , işareti yaptıktan sonra dikkatli ve hızlı adımlar atmaya başladım.Deponun lacivert tonlarında ki duvarı ve ona uyumlu lacivert tonlarında ki, kapısını elimle araladım.
Karşımda siyah duvarlar paslanmış bir demiri andırıyordu.Aklımın bir köşesine burayı boyatmam gerekeceğini not ettim.
Etrafa göz attığımda sadece içeriden bağırma sesleri geliyordu.Bir adamın böğürme sesi !İSilahımı belimden çıkardım ve şarjörü çekerek etrafta tok bir ses yankısında bulundum.
Korumalar benden önce içeriye doğru koştular.O sırada,"Cellat !"diye bağırdım.
Sesim duvarda yankılanarak tekrara bana boomerang misali geri döndü."Cellat!"diye tekrar bağırdığımda onun sesini duydum.
"İçeriye gel ."diye bağırdı.
Koşar adım içeriye doğru geldiğimde gördüğüm şeyler bir an duraksamama neden oldu.
Toplam altı tane koruma daire oluşturmuş ,ortada ise Cellat ve Kuyu vardı.
Cellat'ın gerçek ismi yoktu.Bu benim taktığım bir lakaptı .Nedeni ise ailesinin onu bir çöp konteynırına bırakmasıydı.Gerçi onun ailesinin bıraktığında bile şüpheliydim !Onu babam yetiştirmişti,ona diğer korumlardan farklı özel bir eğitim vermişti.Onun hep,"Çok iyi bir yetkisi var üzerinde."diyordu.
Taktığım lakaba gelirsek ;getirilen mafyanın adamları veya onlara iş veren şerefsizleri infaz etmek ile görevliydi.Bu yüzden lakabının hakkını layıkıyla yerine getiriyordu !