5. N'oldu Ya Foton Gitti?

270 53 1
                                    

Bölüm 5 : N'oldu Ya Foton Gitti?

Günümün güzel geçtiğini söylemek isterdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günümün güzel geçtiğini söylemek isterdim. Hocanın jüriliği nedeniyle iptal olan dersim ve öğlene doğru hesabıma sevgili öğrencim Ozan tarafından gönderilen 600 lira bile günümü güzelleştiremedi. Zira aynı Ozan kişisi dün geceden beri inadına yapar gibi zır pırt soru sorarak kıymetli vaktimi obur bir canavar gibi tüketmişti.

Ding...

Yine bir bildirim sesi.

Acaba kimden diye tahmin edecek yer kalmamıştı beynimde. Zira Pavlov'un köpekleri gibi tek bir seçeneğe koşullanmıştım: Ozan!

Onu WhatsApp'tan engellediğim için normal mesaj göndermişti bu sefer. Mesajı açıp okudum.

"N'oldu ya foton gitti," Yazmış.

Gider tabi. Telefonumun canına okudun üst üste attığın mesajlar yüzünden. Kız gruplarında bu kadar çok bildirim akışı olmuyor.

Numarasını engellemeye ramak kalmıştı. Telefonu yatağa fırlatıp yarım kalan ödevimi tamamlamak için odanın ortasındaki dört kişilik masaya oturdum. Tam kalemi elime almıştım ki tekrar bildirim yağmaya başladı.

"Eh ama," dedi Sahra dayanamayarak. "Kim bu sik kafalı sabahtan beri mesaj bombardımanına tutuyor seni?"

"Aynen ya. Derincim rica etsem kapatsan sesini. Kitabıma odaklanamıyorum," dedi Aysu bezgince. Kızlar da haklıydı.

"Özür dilerim kızlar. Bugün defalarca kapattım ama tam bizimkilerin arayacağı saat. Arayıp ulaşamadığında annem panik yapıyor biliyorsunuz. Bu Ozan eşeği de durup durup yazıyor. Dün görmezden geldim ama bugün de aynısını yaparsam sorun olacak." Zira işimi kaybedebilirim. Öyle sıkışık bir dönemdeyim ki, eğer Ozan'a ders vermeyi bırakırsam çok sıkıntı çekerdim. Hesabıma gelen ve bu süreçte gelmeye devam edecek olan para çok tatlı gelmişti. Ama tabi bu yüzden kızların rahatsız olmasını da istemiyordum. Zira toplu taşımada hönküre hönküre konuşan kaba insanlardan farkı kalmazdı yaptığım şeyin. Dayanamayıp rehberden Ozan'ın numarasını bulup aradım.

"Gönderdiğim son soruyu çözdün mü?" diye sordu Ozan telefonu açtığı gibi ne bir selam sabah demeden. Kıyamet falan mı kopacaktı acaba? Ozan'ın birden bu kadar özenli çalışkan bir öğrenciye dönüşmesi imkansızdı. Acaba dün çok yüklenip garibimin beynini kısa devre mi yaptırdım?

"Hayır Ozan. Görmedim daha sorunu. Şu yaptığına bir son ver demek için aradım. On dakikada bir soru soruyorsun. Kusura bakma ama senin dışında da bir hayatım var benim. Ama izin vermiyorsun ki yaşayayım." O kadar gerilmiştim ki sesim sonlara doğru yükseldi haliyle. Elimden geldiğince toleranslı biri olup dengeyi sağlamaya çalışıyordum ama Ozan izin vermiyordu ki böyle devam edeyim.

"Hey, hey, sakin ol bakalım. Öğrencin olarak anlamadığım soruları sana sormak istedim sadece. Sinirlenecek bir şey yok bunda."

"Tüm kitabı sormasan sinirlenmezdim belki," dedim kinayeli bir ses tonuyla.

KIZ YURDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin