0.1; What should Sehun do?

72 12 12
                                    

Bu tahmin edilemez dünyada var olmak, kırmızı şarap gibidir. Doldurursun kadehe, alırsın bir yudum. Bazen ekşi, bazen acı, bazen tatlı.

___________________

Elinde ki sigarayı küllüğe bıraktı ve ezdi. Kırmızı kadife koltuğundan kalktı, topuklularının yankı yaptığı zeminde yürümeye başladı. En sonunda, ellerini karanlık odada bulunan uzun tahta masaya vurdu ve kapının dışından bekleyen genç kadına seslendi. "Kim Yerim, o lanet kıçına tekmeyi basmadan gel buraya!" Kapı aralandı ve sarışın kız içeri girdi. "Bayan Bae, gerçekten çok özür dilerim." Kız, Bae Min-jin'in önünde eğiliyordu. Çünkü Aralarında ki en yüksek mertebeli ve acımasız ajan oydu. Ve Yerim, bir hata daha yaparsa direk kıçını tekmelerlerdi.

Kim Yerim, dünyanın en çok aranan kötü çetelerinden birindeydi. Ajanlar arasında, Min-jin'den sonra ki en başarılıydı fakat Min-jin ondan daha yüksek mertebedeydi. Bu yüzden, onun önünde saygısızca davranamazdı.

Bayan Bae, Kim Yerim'e öfke dolu bakışlarını savurdu. "Seni lanet sürtük, Oh Sehun tüm adamlarımızı, gizli ve kirli işlerimizi, Ayrıca yerimizi öğrendi! Onu hemen yakala ve öldür, yoksa seni ben öldürürüm!" Kim Yerim, kulaklarının işittiği yüksek sesle başını daha da eğdi ve konuştu, "Bayan Bae, ama o normal bir insan. Onu tehdit edebiliriz, ölmek zorunda mı?" Bayan Bae, tekrar sinirlendi ve bu sefer topuklu ayakkabılarını duvara fırlattı. Kim Yerim'in saçlarından tuttu ve kafasını geriye attı. "Seni aptal çöp torbası. Tabii ki ölmek zorunda! Sence onun gibi aptal bir iyilik meleği bunun peşini bırakır mı!?" Kim Yerim, hayır anlamında başını salladı. Bayan Bae, kapıyı işaret etti ve bağırdı. "Siktir git seni beyinsiz!" Kim Yerim, dağılmış sarı saçlarını geriye attı ve siyah botlarının sesi zeminde yankılandı. Kapının dışına çıktıktan sonra suratını astı ve Kang Seulgi'nin yanına gitti.

Seulgi, Yerim'i gördüğünde kalçasını dayadığı masadan doğruldu ve sakızını çiğneyerek konuştu. "Fena fırça yemiş duruyorsun. Yoksa bu sürtük kıçına tekmeyi mi basacak?" Yerim göz devirdi, " O orospu yüzünden sinirlerim bozuk zaten. Bir de bana sürtük diyor lanet olası." Seulgi güldü, "Yerim-ah, hepimiz burada birer sürtüğüz onun gözünde hatırlatayım." Yerim, dayandığı masadan doğruldu ve ellerini deri pantolonunun ceplerine koyarak, "Doğru ya, sanki kendisi orospunun teki değilmiş gibi." Dedi ve oradan uzaklaştı.

❈❈

Oh Sehun, evinin önünde ki su kaplarına su dolduruyordu. Birden köpeğin havlamasıyla, daldığı yerden gözlerini kaçırdı ve irkildi. Doldurduğu kaba bakınca, aptal dalgınlığı yüzünden taştığını gördü. Hemen su şişesini oradan çekti ve köpeklerin kafasını okşayarak apartmanın içerisine girdi.

Evine girdiğinde, kendini yatağına attı ve gözlerini kapadı. Öğrendiği şeyleri ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Onlar tehlikeli insanlardı, diğer acılı insanları kurtarmaya çalışırken kendi canından olabilirdi. Fakat, bu riski alamazdı. Onun, ne olursa olsun yaşaması gerekti.

Kendini dünyada tek kalan küçük bir çocuk gibi hissediyordu. Ama, onun değer verdiği şeyler için yaşaması gerekti. Çünkü ancak böyle yaşamına da bir değer biçebilirdi.

Yatağından kalktı ve mutfağa gidip bir bardak su içti. Su bardağını mutfağın tezgâhına hızla koydu ve derin bir iç çekti. Yaklaşık 4 gündür restoranına gitmiyordu. Onun yerine yardımcı şef restoranı ve yemekleri idare ediyordu. Oh Sehun, Kore'nin önder ve en büyük restoranlarından birinin sahibi ve şefiydi. Çok para kazanıyor ve lüks bir apartmanda yaşıyordu. Fakay bu parayı aynı zamanda hayır işlerinde kullanıyordu.

Ülke ve dünya tarafından takdir ediliyor, aynı zamanda "Kore'nin karizmatik şefi" diye anılıyordu. Ama insanlar onu ne kadar cesur bilsede, o kendini dünyanın en korkak insanı olarak görüyordu. İşte böyleydi hayatı, korkularıyla dolu. Bu korkuları unutmak için hayvanlarla ilgileniyor ve çeşitli iyilikler yapıyordu. Bu iyilikleri gönüllü olarak yaptığı için kafası o kadar meşgul oluyordu ki, korkuları birden akıp gidiyordu. Ama, bir an da olsa aklına geldiğinde panik yapmadan edemiyordu. Birçok insan onun gibi bir yaşamı düşlüyordu ama o, kendi yaşamını boktan bulmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Böyle yaşamaya daha ne kadar devam edecekti? Daha ne kadar boka batabilirdi? Öğrendiklerini anlatmalı mıydı, yoksa kendi hayatını kurtarıp diğer insanları es mi geçmeliydi? Kafasında ki milyonlarca soru baloncuğunu tek hamlede patlatmaya çalışıyordu ama bu boş uğraşı bir işe yaramıyordu.

Kafasını toparlamak ve düzgün bir zihinle düşünmek için dinlenmeliydi. Odasına gitti ve terliklerini bir kenara atarak yatağına uzanıp gözlerini kapadı.

❈❈

Biliyorum, kısa bir bölüm ama bir süre burada olmayacağım. Daha doğrusu yedek hesap açacağım ve oradanda birşeyler yazacağım, açtığımda size haber veririm aşkolar♡

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ʀᴇᴅ ɢᴏʙʟᴇᴛ ❈ ʜᴜɴʀɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin