Emre karakterimizin ismi Oğuz olarak, Can karakterimizin ismi Tolga olarak değiştirilmiştir. Medya ile birlikte okuyunuz. İyi okumalar dilerim.*
"Unutan birine bir şey hatırlatamazsın,Çünkü o hatırlatmayı da unutmuştur..."
Merdivenleri, hızlı adımlarımla bitirdiğimde binanın tepesine çıkabilmiştim. Buraya gelmeye gerçekten ihtiyacım vardı. Buradan her yeri görebiliyordum. İnsanların aslında ne kadar küçük olduklarını, gökyüzünün onları her şekilde yönetebileceğini görüyordum. Birbirlerine aşığım diye geçinen çiftleri de görüyordum. Aşka inanmayan biri için bunlar midemi bulandırmaya yetiyordu. Hepsi saçma geliyordu. Aşk diye bir şey yoktu. Sadece sevgi denen duygu vardı bu dünyada. Onu da bazıları bilirdi sadece. Çok veya az sevmenin bir önemi yoktu. Yalnızca sevmek yetmeliydi...
Geçmiş,
Oğuz ile otobüsümüzün üstünde küçük prensi okurken Oğuz' un okuduğu kısımda bir cümle görmüştüm. 'Az yada çok değil sadece sevin' diyordu küçük prens.
"Neden böyle demişki şimdi?"
"Ne demesini bekliyordun?"
"Yani neden sevginin ölçülemez bir şey olduğunu düşünmüş?"
"Çünkü sevgi ölçülemez bir şeydir."
"Ama neden? Bir insan başka bir insana onu ne kadar seviyorsun diye sormaz mı?"
"Sevmenin miktarı yoktur. O soruyu soran da cevaplayan da sevgiye inanmıyordur zaten. Sevgi o kadar basit bir şey değil. Örneğin anneni sevemezsin, babanı sevemezsin, kardeşini, ablanı, abini... hiçbirini. Hiçbirini sevemezsin. Onlar doğduğundan itibaren sevmek zorunda bırakıldığın kişilerdir. Onları sevemezsin. Onlara karşı hissettiğin tek duygu ya nefrettir ya da değer. Başka hiçbir şey değil. Annene veya başka bir ebeveyine gidip onu sevdiğini söylemen koca bir yalandan ibarettir. Veya sınıfındaki arkadaşlarına hissettiğin duygunun sevgi ile uzaktan yakından alakası yoktur. Sor bakayım hangisi seni öldürebilecek kadar seviyor? Ben söyleyeyim, hiçbiri. Bunlara cesaretleri yetmez onların ama sevgi cesaret ister. Hepsi seni seviyorum diye geçinen, daha hayatı tanımamış üç - beş canlıdan ibaret. Birinin seni ne kadar sevdiğinin önemi yoktur. O kişinin seni sevip sevmemesi önemli olandır."
"Peki sence birinin sana seviyorum demesi önemsiz mi?"
"Kalbi söylemedikten sonra dili söylese ne yazar? Bak gökyüzüne dünyanın tüm kaynağı onun elinde olmasına rağmen ve insanların onu unursamamasına rağmen o hâlâ kaynağını canlılarla paylaşıyor. Söylesene Rüya gökyüzü bizi sevmese en değerlilerini bizimle paylaşmak ister miydi?"
"İstemezdi... Ama şu an çok yağmur yağıyor Oğuz içeri girmemiz gerek."
"Yağmurdan neden korkalım? "
"Çünkü o yağmur diye küçümsediğin şey bir gün kar, bir gün ise dolu olabiliyor."
"Bazen ise sadece yağmur olarak kalıyor, yalnızlaşıyor."
"Yağmurun yalnız kalması gerekir."
"Hiçkimse yalnız kalmayı hak etmez."
"Peki onun yalnız kalmasını nasıl engelleyeceğiz? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM / Kâbus
Fantasi"Rüyalar bu kadar iyi olsaydı neden onları kâbuslardan ayıran tek özelliklerinin güzel oldukları gerçeğine herkesi inandırmaya çalışırlardı ki? Oysaki kâbuslar daha iyidir. Çünkü onların bir sonu yoktur ama rüyaların sonunu hemen onu gördüğün gün gö...