"Gayet başarılısınız. Ne yalan söyleyeyim bu iş için uygunsunuz fakat yeterli tecrübeniz yok. Biz çalışanlarımızın tecrübeli ve çalışkan olmasını isteriz."
"Anlıyorum fakat bana bir şans vermeden neler yapacağımı bilemezsiniz. Öyle değil mi? İşimi düzgün yapamazsam ki öyle bir ihtimal söz konusu bile değil. İşime son verirsiniz."
"O zaman Biz size daha sonra döneriz roséanne hanım."
"Tabi. Görüşmek üzere!"
Sürekli aynı tempoda giden bir hayat. Sürekli iş bulmak için çalmadık kapı bırakmayan rosé.
Sıkılmıştı artık genç kız. Daha 23 yaşıdaydı ama bıkmıştı. Hayatın bir heyecanı yoktu.
Arkadaşı jennie gibi değildi. Ayakkabı değiştirir gibi sevgili değiştirmiyordu. Hiçbir zaman da ciddi bir ilişkisi olmamıştı zaten.
Canı sıkılıyordu. Çünkü Bu size döneriz deyip dönmedikleri 20. İş görüşmesi falandı.
Aklından 'teyzeme gitsem nasıl olur?' Diye geçirip duruyordu bir süredir. Teyzesi korenin ünlü şirketi olan lee holding'in sahibiydi. İstese onun yanında işe girebilirdi ama kendi ayakları üstünde durmak istiyordu. Bu zamana kadar teyzesi yetiştirmişti zaten onu. Anne babası trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti. Teyzesi ise ona sahip çıkmıştı.
Ani bir dürtüyle 1 hafta için teyzesine gitmeye karar verdi. Teyzesini aramayı düşündü ama sonra Habersiz gidip süpriz yapmayı daha mantıklı buldu. Ufak bir hediye de almak gerekti.
Hazırlanıp fotoğraf makinesi satan bir yere gitti. Küçük ama bir o kadar da şirin olan makineyi satın almaya karar verdi. Evine dönerken gördüğü çiçekçiden bir iki tane gül aldı. Hediye paketi için aldığı kutunun içine koydu.
Ardından telefonunun titrediğini fark etti. Jennie arıyordu hemen aramayı yanıtladı.
Alo jenjen
Rosie napıyorsun?
Özel birisi için hediye hazırlıyordum
Özel birisi? Sevgilin mi var yoksa?
Ne? hayır öyle bir şey değil
Peki. Şey diyecektim ben bu gece beraber bara gidelim mi?
Jenjen gelmek isterdim fakat bavul hazırlamam gerekiyor.
Bir yere mi gidiyorsun?
Evet teyzemi ziyaret etmek istiyorum.
Ne kadar süre kalacaksın?
Yaklaşık 1 hafta
Çok uzun! Rosie burası sensiz geçmez!
Üzgünüm jennie. Biliyorsun ne zamandır gitmiyorum yanına
Ah üzgün olma! O zaman sana iyi yolculuklar?
Saol jenjen görüşürüz.
Öptüm seni
Roséanne hazırladığı bavulları kapının yanına koydu. Resmen 3 saatini bavul hazırlamaya harcamıştı. Sonrasında ise yemek yapmaya başlamıştı. Küçüklüğünden beri yemek yapmakta iyiydi. Hazır gıdalar tüketmeyi pek sevmiyordu.
Hazırladığı bavullar biraz ağır olsa da arabanın bagajına atabilmişti. Bavuluna çoğunlukla günlük giyilebilecek kıyafetler almıştı. Malikane dağlık bir yerdeydi. Biraz da ıssızdı. Yolda başına bişey gelmemesi için dua ediyordu. Tam arabayı hareket ettirecekken yanına mahallenin sinir çocuğu jack geldi.
Bu çocuğu oldu olası sevmemişti. Bir kere madde bağımlısıydı.
Ayrıca ağzından küfür eksik olmuyordu yaşı da 17 olmasına rahmen kendisine yürüyordu.Roséanne hiç bir zaman kendisinden küçük olan erkeklerden hoşlanmamıştı. Ona göre kendinden bir kaç yaş büyük olmalıydı ki anlaşabilsin.
"Yolculuk nereye güzelim?"
"Seni niye ilgilendirsin ki?"
"Aa! Ayıp ediyorsun. Gelecekteki sevgilinle böyle konuşmamalısın!"
"Biliyor musun Jack sana kötü bir haberim var. Gelecekteki sevgilimin senin gibi bir veled olması isteyeceğim son şey! Yani şu boş heveslerinden vazgeç! Şimdi çekil yolumdan!"Genç çocuk Roséanne' in kendisine neden böyle davrandığını bilmiyordu. Sadece ona aşıktı. Bu tür davranışları o bilmese de kalbini kırıyordu.
Yavaşça çekilip geçmesi için yol verdi. Ardından araba ve Roséanne sokakların arasından kayboldu.~•~
Malikanenin bulunduğu semte girmişti roseanne. Teyzesinin hala neden böyle bir yerde yaşadığını anlayamıyordu. Tamam malikane büyük ve ihtişamlıydı. Değer olarak milyon dolarlar bile edebilirdi ama çok ıssız ve korkutucuydu. Semt merkezine de uzaktı ve bu gün anlamadığı şekilde etrafta sis vardı. Arabayla ilerlerken önünü zar zor görüyordu.
Etraf sisten dolayı bembeyaz kesilmiş arabaların korna sesleri birbirine giriyordu.
Tam semt yolundan çıkıp teyzesinin yaşadığı malikaneye sapacakken
beklemediği bir şey olmuştu. Arabanın üst kısmında yatan bir adam vardı. İnanılır gibi değil adama çarpmıştı!!!
Hemen arabadan inip kendi yaşlarında olduğunu tahmin ettiği adama seslendi."İyi misiniz? Beni duyuyor musunuz?"
Adam hiçbir tepki vermiyor arabanın ön kısmında yatıyordu. Rose ise ağlamak üzereydi. Bu yaşında kariyer yapacakken katil mi olacaktı? Şimdi ömrünü hapisane duvarlarında mı geçirecekti!
"B-bayım l-lütfen s-ses verin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
who is the killer? ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ. ᵗᵃᵉˡⁱᶜᵉ
Mystery / ThrillerBir ev düşünün entrika ile dolu. Herkes birbirinin ölmesini istiyordu. Herkes birbirine kinliydi ama kimse belli etmiyordu içindeki kinli katili Ama bir cuma akşamı yaşanılan cinayetle kimse eskisi gibi olmamıştı. Kartlar artık açılmıştı. Roséann...