40 - İyileşme
Cesur'un bulunduğu haberi Tolga'dan gelmişti.
"Babam araştırmış ve kadının yazlık evinde bulmuş Cesur'u. Cesur'un ailesine haber yollamış, onlar da Cesur'u almaya gittiler."
"İyi miymiş peki?" diye sordum merakla. "Bir şey söylemedi ama iyidir herhalde."
Büyük bir rahatlamayla gülümsedim. "Asilsoy'a dönebilirim demek oluyor bu." dediğimde gülümsedi.
"Kandemir'den bu kadar mı nefret ettin?" Alaycı sorusunu duyunca sırıttım. "Tabii ki hayır. Sadece işlerden uzak kalmak hoşuma gitmedi."
"Eşyalarını topla, birazdan ışınlanırız." dedi. Odanın dört bir yanına saçtığım eşyalarımı hızlıca toplayıp çantama tıktım. "Hazırım!"
"Dur bizimkilere mesaj atıyorum." dedi ve bir şeyler yazıp telefonunu cebine koydu. Birlikte Asilsoy'a ışınlandığımızda tanıdık görüntü beni gülümsetmişti.
Odama girdiğimizde içerisinin boş olduğunu gördüm. "Kızlar muhtemelen müdirenin yanındadır." dedi Tolga. Gök beni gördüğüne sevinmiş, üstüme tırmanmaya başlamıştı. Gülümseyerek onu koynuma soktum.
"Geldim bebeğim, geldim." dediğimde beni anlamış gibi başını boynuma sürterek mırıldandı. Tüylerini öptüm.
Gök'ü kucağımdan indirip Tolga'ya döndüm. "Gidebiliriz."
Müdirenin odasına giderken kapıyı tıklatıp içeri daldım. Tolga'nın dediği gibi arkadaşlarım buradaydı. "Mehir!" diyerek üstüme atladılar. Onlara gülümseyip sarıldım.
"İyi misin?" diye sordu Merve. "İyiyim."
Müdire "Mehir, gel otur canım." diyerek koltuğu gösterdi. Oturdum. "Cesur nasıl?"
"Doktorlar kontrollerini yaptılar. Çok büyük bir hasar yok gibi. Daha çok aç ve susuz kalmış. Yorgun."
"Bilinci açık mı? Bir şeyler söyledi mi? Kadını yakaladınız mı?"
"Kadın kaçmış." dedi müdire. "Adı ne, tipi ne?"
"Ne yapacaksın?" diye sordu Sude. "Kadını öldüreceğim tabii ki!"
"Sen kimseyi öldüremezsin." dedi Lara. Tek kaşım kalktı. "Çok değer verdiğim bir insanı öldürdü, diğerini de esir tuttu. Sevdiğim kişinin toprağa girişini izledim. Sence öldüremez miyim?"
Kızlar cevap veremeden kapı tıklatıldı. İçeri Demir, Atlas ve teyzemler girdiğinde rahatladım. Demir'in kaşından kan akıyordu. "Ne oldu sana?" diye sordum panikle kalkıp ona yaklaşırken.
"Bir şey yok, ufak bir çatışma." dediğinde başımı iki yana salladım. "Kiminle? Kırmızılarla mı?"
Atlas başını salladı. "Senin yanımızda olduğunu düşündüler." Ona sarıldım. Bitkin düşmüştü. "Neyse ki iyisiniz." dediğimde sırtımı okşadı.
Teyzemlere gülümsedim. "Cesur'u gördünüz mü?"
"Hayır, o Cihanlarlaydı." dedikten sonra gelip bana sarıldı. "Özgür için üzüldüm." Adını duyduğumda gözlerim doluyordu hemen. Hayatımın önemli bir bölümünün tabutunu görmüştüm.
"Sağ ol teyze." dedim ve ondan uzaklaşıp gözlerimi kuruladım.
"Özgür kim?" diye sordu Merve. Yutkundum. "Arkadaşım. Öldürüldü." dediğimde gülen gözleri yine aklıma gelmişti. "Kırmızı asalılar bana güzel bir selam vermek istemiş."
Kızlar şok olmuşlardı. "Yazık." dedi müdire. Başımı salladım.
Kapı tekrar açıldı. Doktor içeri girdiğinde merakla ona baktım. "Cesur uyandı hocam. Mehir'i sorup duruyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈
Fantasy𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈 │Her bir rengin anlamı vardır derler lakin hiçbir rengin anlamı hayatı pamuk ipliğine bağlayacak kadar tehlikeli olmamıştı. © audrisimpavi...