bölüm 6

4.6K 736 163
                                    

Metal şişeyi avucunun içinde buruşturup çöpe attıktan sonra kendine bir on dakika dinlenmek için mola vermişti. Bu içtiği kaçıncı enerji içeceği bilmiyordu, bu kadarı hassas bünyesine zarar verir miydi bunu da bilmiyordu ama daha ayık ve dinç hissettiği bir gerçekti. Uykusuz kalmamış gibi hiç bilmediği bir yola girip sonunu görene kadar koşabilirmiş gibi hissediyordu. Beyni allak bullaktı fakat bir o kadar da berraktı, çözemiyordu kendisini.

Kapının açılmasıyla birlikte içeriye giren market sahibini görünce yutkunup dağınık olmayan ama yine düzeltme ihtiyacı duyduğu kıyafetlerini çekiştirdi. Şöyle bir etrafı süzdükten sonra yaşlı adamın bakışları kendisine döndüğünde doksan derece eğildi. "Merhaba, efendim." dediğinde yaşlı adam yüzüne bir tebessüm kondurmuş "Nasılsın?" diye sormuştu.

Jeongguk bunu biraz garipsedi. Daha önce kendisine işin dışında herhangi bir soru yöneltmeyen bu adam bir anda nasıl olduğunu soruyordu, bu yüzden kafasında birden fazla senaryo kurmaya başlamıştı bile. Bir eksik mi görmüştü? Kovulacak mıydı? Yoksa dünkü yaşananlardan haberdar mı olmuştu? Oysa iyi toparladığını düşünüyordu.

"İyiyim," dedi gergin bir şekilde. "İşler de iyi, kasa bugün fazlasıyla doldu."

Adam başını memnun olmuş gibi sallamış birkaç adımda Jeongguk'un karşısına geçmişti. "Duyduğuma göre işlerin bu kadar iyi olmasında bir payın varmış," Jeongguk anlamadığını belirtir gibi kaşlarını çattığında ise devam etti. "Liseli kızların hepsi okul bitiminde burayı dolduruyormuş sırf senin için. Eşim arada habersizce seni kontrol etmeye geliyor, aralarında konuşurlarken duymuş."

"Ah," dedi, Jeongguk gülümsemeye çalışarak. Bunu biliyordu. Daha doğrusu rafların arasında kendisine kaçamak bakışlar atan öğrencileri fark ediyordu, aralarında özgüvenli olanlar da kendisiyle flört etmeye çalışıyordu fakat Jeongguk sınırlarını çok net çizmişti ve bu sınırların hiçbirinde onlara karşılık vermek yoktu. "Bunu bilmiyordum," dedi yine de.

"Yakışıklı çocuksun, hakkını yemeyeyim şimdi," Keyfi hayli bir yerinde gibiydi. "Gençken benim de az peşimde koşmadılar," diye kendini övdüğünde ise Jeongguk bu sefer samimi bir şekilde gülümsedi. Yaşına göre gerçekten iyi görünüyordu ve gençliğinde de peşinden koşturduğuna inanıyordu.

"Bunu tahmin edebiliyorum," diye güldüğünde yaşlı adam elini Jeongguk'un saçlarına atmış babacan bir tavırla karıştırmıştı. "Ben sana bir şey söylemek için gelmiştim, biliyorsun ki bu market dışında üç markete daha sahibim ve o üçü de iyi işliyor, bu yüzden yandaki boş dükkanı da satın alıp bu marketi genişletmeyi düşünüyorum," Jeongguk başını sallayabildi sadece çünkü devamında gelecek şeyleri tahmin edebiliyordu ve bu onu germişti. "Tadilat yapılacağı için en az iki hafta kadar marketi kapatacağız," Adam gözlerini kısıp Jeongguk'a baktı, yüzü düşmese bile gözlerinde kırılan birkaç şey görmüştü. Bu yüzden sözlerine devam etti. "Bu süreç boyunca seni mağdur edemem elbette, bunu ücretli izin gibi düşün,"

Ücretli izin. Ücretli izin? Jeongguk duyduğu şeyle gözlerini irice açmış ve doğru duyup duymadığına emin olmak için "Ücretli izin?" demişti.

"Evet, kesinti olmadan paran hesabına yatmaya devam edecek," Adam az öncekinin aksine Jeongguk'un yüzünde öyle mutlu bir ifade görmüştü ki gülmeden edemedi. "İyi çocuksun ve bana lazımsın," diyerek daha şımartmak istemişti onu.

"Ben- ben teşekkür ederim," Başka diyecek bir şey bulamamış gibi. Eli ayağına dolaşmıştı ama yine de arka arkaya bir yere çarpmadan eğildi. "Teşekkür ederim,"

"Tek başına iyi idare ediyorsun, bunu hak ettin," Adam Jeongguk'un omzuna hafifçe iki kere vurdu. "İki gün sonra başlayacak bu tadilat. Yarın gelirsin, yanına birini daha göndereceğim, şu duvarın-" Yandaki binayla birleşen duvarı gösterdi. "-önündeki ürünleri, rafları bir yerde toplayıp üzerine naylon serersiniz- zaten yarın gelip ne yapmanız gerektiğini söylerim size, şimdi gitmem gerekiyor, kolay gelsin," Jeongguk başını salladı ve iyi akşamlar diledi. Arabasına binip gidene kadar arkasından baktı ve gittiğinden emin olduğunda ise kollarını iki yana açtı.

common love isn't for us (don't you agree?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin