Anılar

1.1K 80 15
                                    

Günlerdir odamdan çıkmıyordum. Sirius sürekli kapıma yemek bırakıyordu. Sadece acıktığımda azcık yiyordum. Nora sürekli geliyordu. "Chasity, bebeğim konuşmalıyız." Derin bir nefes aldım. "Biliyorum. Ama gücüm yok." "Anladım. O zihnifend ve zihnibend'in z'sini bilmeyen Pettigrew'un zihnini okudu. Annen ve baban tabiki söylemişti Pettigrew'un sır tutucu olduğunu. Quirrel'ın kafasının arkasında Voldemort olduğunu, sırlar odasını, Barty Jr'ı da biliyordu. Anladım ama onlar anlamadı. Remus, babam ve Harry bir açıklamayı hakediyorlar. Lütfen kendine daha fazla bunu yapma. Sen varsın, ben varım değiştireceğiz geleceği. Söz veriyorum. Bu arada gerçwkten ölümüne izin mi vereceksin Dumbledore'un?" Gri gözlerine baktım. "Hayır. En az Voldemort kadar kötü olsada... Yapamam." Bana sıkıca sarıldı. "Anlıyorum. Bunu da atlatacağız. Sana bir sürprizim var ama odadan çıkman gerekiyo knk." Hazır mıydım buna?

Hayır.

Ama süpriz dio hayriye

E çık o zmn mq ne soruyon

Haklı. "Geliyorum." Merdivenlerden isteksizce iniyordum. Black Malikanesi'nin salonunun o gösterişli kapısını araladığımda o harika mavi gözlerle karşılaştığım o mavi-gri gözler bana herşeyi unutturmuştu. "Draco!" Hiçbirşey söylemesine izin vermeden dudaklarına yapıştım. Bir süre sonra öksürük sesi ile ayrıldık. Kafamı çevirdiğimde kapıda Cissy ve Lucius'u görmeyi beklemiyordum. "Ee şey ım öhöm. Hoşgeldiniz ben ee." Draco sırıtıyordu. "Basıldık." "Draco!" Omzuna sert bir yumruk geçirdim. Haketmişti. "Ee şey Cissy siz neden burdaydınız?" Lucius ile Cissy göz göze geldiler. "Biz artık onun yanında olmak istemiyoruz ama evi bildiği için orda kalamazdık ve-" "Merlin! Ertık burda mı kalacaksınız?!" Gözlerimi umutla Draco'ya çevirdim. Kocaman gülümseyip kafasını salladı. Küçük bir çocuk gibi yerimde zıplayıp "Yey!" dedim. "Odalarınız, oda hmm ben yapacağım. Asam. Accio Asa!" Asam elime gelirken Draco'nun kolundan tuttum. "Cissy sizin odayı Sirius halledecektir. Hızlı yürü Draco. Seni çekiştirecek bir cüssem yok!" Heyecanla Draco'yu merdivenlerden çıkardım. "Bak burası benim odam. Yanındaki de senin olacak. Gel hadi." İçeri girdiğimizde eski bir yatak vardı. Oda çok temiz sayılmazdı. Odayı teöizleyip yeniledim. Güzel olmuştu. "Aferin ortak. Başardık." Aşağıya inelim. Aşağıya indiğimizde Sirius bizi sorguya çekti. "Nerdeydiniz?" "Yukarda." "Neden?" "Draco'nun odasını yapmak için." "Ne yapıyordunuz?" "Draco'nun odasını." "Başka birşey oldu mu?" "Anlamıyorum. Ne gibi?" "Temas?" "Sirius! Ah size inanamıyorum. Kızınla ilgilensene. Athy ile mektuplaşıyordu en son, kaçmasın yanına." Sirius hızla mutfaktan çıkarken biz kahkaha atıyorduk. "Of Siri of. Cidden of." Draco bakışlarını bana çevirdi. "Ne zamandır görüşmüyoruz biz?" "Bilmem.Neden?" Kollarını masaya dayayıp beni sıkıştırdı. "Özledim." Kollarımı boynuna dolayıp saçlarıyla oynamaya başladım. "Ya öyle mi?" Bana yaklaşırken mırıldandı. "Öyle..." Hızlıca Athy içeri girdi. "Süpriizzz!! Ben gel- Aman Tanrım bakmıyorum çabuk giyinin!" Eliyle gözlerini sıkıca kapatmıştı. "Saçmalamayı keser misin?! Hoşgeldin canım." Sıkıca sarıldım. "Hoşbulduk güzelim. Müstakbel babacığım nerde? Sizi yanlız bıraktığına göre Kreacher evin bir tarafını yakıyor olmalı." Söylediklerine gözümü devirdim. "Yukarda. Nora'nın odasına bak. Orada değilse zaten sevgilinle ilgilen, daha fazla kıskançlık krizleri ve Bethany Wilson'ın Cinayet'i başlıklı konuşmaları kaldırabileceğimi düşünmüyorum. En azından eskidendi yani of sanırım pot kırdım." Draco kafasını hızlıca bana çevirdi. "Birşey olmuş. Neler oluyor güzelim? Bana anlatabilirsin." Derin bir nefes aldım. "Biliyorum. Sadece...çok fazla. Herşey çok fazla geliyor. Olaylar, planlar, Voldemort, her şey. Herşey çok fazla. Güvenebileceğim insan sayısı çok az. İnsanlarla arkadaş olamıyorum. Ya benden nefret ediyorlar, ya hayatımın merkezlerinden biri oluyorlar ya da merhaba merhabamız olmayan, hiç tanımadığım insanlar. Bok gibi bi hayatım var ama ben geçerken arkamdan "Bununda derdi yok ha" diyo tek derdi yarın saçını nasıl yapacağı olan insanlar. Son Dumbledore'un yaptıkları da tuz biber oldu." Sıkıca sarıldı bana. "Ne yaptı yaşlı bunak?" "Ben anlatamam Draco. Hazır değilim. Nora anlatsın?" Kafasını salladı. Me kadar süre orda oturup sarıldık bilmiyorum ama kapının açılmasıyla ayrıldık. "Bir yerinizde durun! Bu gün herkesi basıyorum!" "Ne? Başka kimi bastın?" "Kızımı Jonesla bastım. Odaya girmiştim bişey vercektim. Jonesla bastım onları." "Of Siri. Rahat bırak kızı. O senle Remmy'ye bişey diyor mu? Bu çoğu çocuk için sarsıcı olabilir. Babasının sevgilisi olması yani. Ama o birşey demiyor, sizin mutluluğunuzu istiyor. Birazcık sende öyle yapsan?" Bir kaç saniye duraksadı. Bunu düşünmemiş olmalıydı. "Ya Nora'yı üzerse?" "Üzmez. Ama üzerse emin ol Nora onun ağzına sıçar." Gülümsedi. "Ee bizi rahat bırakıyor musun?" Koluna vurdum. "Draco!" "Ne?" "Evet. Ama en ufak yanlışında ezerim. Ok?" "Ok."

Her gün çığlıklar atarak kabuslardan uyandığım için odama sessizlik büyüsü yapmıştım. Çok üstüme düşüyorlardı ve ben bunu istemiyordum. Regulus çok gözükmüyordu. Nagini ile tüm günü odalarında sohbet ederek geçiriyor, yemeklerde falan iniyorlardı.

Küçük Chasity yetimhane müdürünün odasına gidiyordu. Bay Ophin'in kızı Marissa onunla dalga geçmiş, Küçük Chasity de ona bağırmıştı. Marissa hemen babasına yetiştirmişti, şimdi de Chasity Bay Ophin'in odasındaydı. "Cezanı çekeceksin." Adam sinirle kemerini çıkarırken 4 yaşındaki Chasity gözlerini kapatmış, olacakları bekliyordu. Sırtına inen kemerle yere düştü. Ağlamıyor, bağırmıyordu. Ses çıkarmaması gerektiğini çok küçükken öğrenmişti. Bir tane daha, bir tane daha ve bir tane daha. Sırtı kandan gözükmeyene kadar adam, kızı dövdü. Kız acıyla dudaklarını ısırıyor, arada inliyordu. "Dayan." dedi küçük Chasity kendine, "Dayan. Bu adam bir kaç yıl sonra gidecek. Dayan." Adam bir tane daha vururken kızın çelimsiz vücuduna kemerini tuttuğu yer alev aldı. Bundan yararlanan Küçük Chasity hızla odasına kaçtı. Onu gören yetimhane görevlileri acıyarak bakıyor, öğrenciler ya gülüyor ya da gözlerinden bir kaç damla yaş düşüyordu. 4 yaşındaki küçük kızın sırtından kanlar boşalıyordu. Kız dayanamayıp yere yığıldığında yetimhane görevlilerinden biri kızı yakalayıp diğerine ambulansı aramasını söyledi. Koridorun ucunda Bay Ophin belirdi. "Hayır!" Ambulans'ı arayan kadın bağırdı. "Onları dövmene göz yummuş olmam ölmelerine izin vereceğim anlamına gelmiyor! O 4 yaşında!"

"HAYIR! HAYIR! Hayır..." Derin nefesler alıyor, kabusumu unutmaya çalışıyordum. Birden içeri yan odadan Draco daldı. Çığlıklarımı duyup içeri koşmuştu. Üstüne bir tişört bile geçirmemişti. "Draco ben..." Kafamı ellerinin arasına aldı. "İyisin, geçti. Bana bak. Ben bırdayım. Şşş." Bana sıkıca sarılmıştı ama ban birşey yapamıyordum. Transta gibiydim. Ayağa kalktı. "Gitme." Çok acınasıydım ama umrumda değildi. "Gitmiyorum tamam burdayım." Yanıma yattı. O gece uzun bir süredir ilk defa huzurlu bir uyku çektim...

Kabuslarımı Snape'e bildirmem gerekiyordu.

Sevgili Profesör Snape,

Umarım iyisinizdir. Size bir şey bildirmek için yazmıştım. Ben bir süredir kabuslar görüyorum ve zihnimi kapatmam da işe yaramıyor. Zihnibend'im yeterli mi değil yokse dediğim gibi Zihnibend mi işe yaramıyor bilmiyorum. Black Malikanesine bir uğrarsanız sevinirim.

Saygılarımla,

C.L.P

Mektubu siyah bir zarfın içine koyup Kreacher'ın bana bulduğu siyah koyu mavi gözlü baykuşa zarfı verdim. "Terre, bunu Severus Tobias Snape'e götür tamam mı?" Baykuş onaylarcasına ayağını uazttığında mektubu ona verdim. Kafamı çevirdiğimde kapıda bir Harry görmeyi planlamıyordum. "Snape'in tam adını nerden biliyorsun?" "Unutuyorsun Harry, ben herşeyi bilirim." Gözlerini devirdi. Kıkırdadım. "Hadi gel." Koluna girip aşağıya sürükledim.

"Günaydın herkese!" Her kafadan bir günaydın yükseldi. "Ee son gelişmeler nedir?" Bay ve Bayan Malfoy "Ölüm yiyenler peşimizde." Omuz silktim. "Bir kaçı hariç hiçbirşey beceremiyorlar. Hem bizim bizzat Voldemort peşimizde, bir zararını görmedik." Regulus ve Nagini'ye döndüm. "Ee sizde durumlar nedir?" Bakıştılar ve kızarıp önlerine döndüler. Onlara göz devirdim. "Ee benim favori çiftim nasılmış?" Sirius sırıtarak Remus'un elini tuttu. "Ah elimde büyüdüler!" Yalandan göz yaşlarımı sildim. "Bİ DK!" Herkes benim bağırmamla bana baktı. "HARRY?! SEN SAP KALDIN!" Herkes kahkaha atıyor Harry somurtuyordu. "Chas ben mutluyum tamam mı?" "Ama Harry senin 3 çocuğun olcak." "NE?!?" Nora kafama yapıştırdı. "Gerizekalı. Pat diye söylenir mi?" "Kimle evleniyorum?" "Söyliyemem." Oflayıp yerine oturdu. Draco kulağıma yaklaştı. "Ben kimle evleniyorum?" "BANA BAK MALFOY! SENİ DE O KIZI DA ÖLDÜRÜRÜM!" Ellerini havaya kaldırdı. "Bişey demedim!" Yerime oturdum. "Benimle evleniyorsun. Başkasıyla evlenirsen nikahı basarım." Ciddi söylediğim karşısında kahkaha attı. Eğlenceli bir yemekti. Salona oturduğumuzda şöminenin yanmasıyla herkes asasını çekti. "Saçmalamayın! Profesör Snape geldi!" Herkes asasını indirirken Snape içeri girdi. "Hoş geldiniz Profesör!"

Snape'e rüyalarımı anlatmıştım. Bana artık daha güçlü zihnibend e ihtiyacım olduğunu, tekrar ders almaya başlayacağımı söyledi. "Şuan başlayabiliriz." Snape asasını çekti.
"ZİHNİFENDET!"

Bölümle alakası yok ama
Doja Cat-Bitch Boss dinleyerk yazdım lsldksösksl.

Sevilionuz xoxox.

Voteeeee. By

İkizim | Chasity Lily PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin