son

577 54 35
                                    

kavurucu yaz sıcakları her zamankinden çabuk başlamıştı. elimde limonlu soğuk çayım ve köpeğim ile bahçedeydim. ona aldığım küçük havuza girerek kendisini serinletiyor, aynı zamanda yaptığı hareketlerle de beni gülümsetiyordu. biten soğuk çay kutusunu yanımdaki masaya bıraktım ve oturduğum salıncakta kafamı geriye yasladım. aslında, klimalı odamda akşama kadar yatabilir, sadece rex'i gezdirmek için evimden çıkabilirdim. fakat bunu yaparsam, taeyong'u her gün göremezdim.

taeyong, benim yan komşum. aynı zamanda aşık olduğum kişi. bu iki katlı şirin müstakil eve taşınalı on üç ay oldu, rex ile tanışalı ise on iki. taeyong veterinerdi ve kliniği için en uygun yerin sahil kenarında, herkesin uğrak yeri olan bir alanda olması gerektiğine karar vermiş, kliniğini tam da benim evimin yanına açmıştı. açıkçası, ben bundan gayet memnundum.

rex ile nasıl tanıştığıma gelirsem, bu çok ani gelişen bir olaydı. hayvanları severdim; fakat küçükken annemin bana dokuzuncu yaş günü hediyesi olarak aldığı papağanımın iki ay sonra açık bıraktığım penceremden kaçmasıyla, on beşinci yaş günümde aldığı balıklarımın fazla yemlediğimden dolayı bir haftada ölmesiyle ve lise sonda arkadaşımın tatile çıkarken bana bakmam için emanet ettiği tavşanını da iki günde kaybetmemle beraber, bir daha bir canlının sorumluluğunu almamaya karar vermiştim.

bu karardan tam sekiz yıl sonra, akşamüstü deniz kenarında koşu yaparken beyaz ve küçük bir yavruyla karşılaştım. sahibinin tasmasını çıkartıp gezmesi için serbest bıraktığını düşünmüştüm, fakat peşimden benimle beraber koşmaya başladığında kimsesiz olduğunu anlamıştım. bir süs köpeğinden bekleneceği şekilde, parlak gözlerini bana dikmişti ve şirin bir şekilde havlıyordu. eğilip ona baktığımda ıslanmıştı ve titriyordu. büyük ihtimal, sahibi artık ona bakamamış ve buraya bırakmıştı, küçük yavru da uzun süre burada dolaşmış ve sahibinin geleceğini düşünerek onu beklemiş olmalıydı. onu öylece orada bırakmadım ve daha fazla üşümemesi için üzerimdeki kapüşonluya sararak evime getirdim. onu iyice temizledim. daha tam yerleşmemiştim, bu yüzden yeni açılmış kolilerden birisine battaniye sererek onu içine yerleştirdim, eve dönerken aldığım mamayı da güzelce yedirdim.

yine de, evden kaçmış olma ihtimalini de düşünerek birkaç hafta boyunca ailesini aradım. ne kadar uğraşsam da bir sonuç alamamıştım. bu tatlı şeyi tekrar sokağa bırakamazdım, ben de geçmişte olan bütün kötü deneyimlerimi unutup ona rex adını verdim ve bakmaya başladım. bu, hayatımda verdiğim en doğru kararlardan birisiydi. her sabah rex'in havlayışları ve üzerime çıkmasıyla uyanıyordum, boş zamanlarımda sıkılmak yerine onunla dışarıda dolaşıyordum, alışverişe çıktığımda onun için de küçük kıyafetler alarak eğleniyordum. kısacası, rex ile beraberken keyfim hiç olmadığı kadar yerindeydi.

ayrıca, bu birkaç haftada yan tarafımdaki boş binaya bir veteriner kliniği açılmıştı. bu iyi olmuştu, küçük dostumun başına bir şey gelirse onu hemen yetiştirebilirdim. harika, tanrı beni sevmeye başlamış olmalı.

kliniğin açılmasının ertesi günüydü. rex'e tasmasını bağladım ve mahallede küçük bir yürüyüşe çıkardım. yarım saat sonra eve döndüğümüzde, yeni yan komşum da marketten dönüyordu. bu anı size nasıl anlatacağımı bilmiyorum, fakat bir saçmalık olarak düşündüğüm ilk görüşte aşkın gerçekten var olduğunu tam o an anlamıştım. arasında mavilikler bulunan siyah dalgalı saçları ve beyaz teniyle bir meleğe benziyordu. yolun ortasında, arabasından poşetlerini taşıyıp evine girene kadar onu izlemiştim. eğer rex beni çekiştirmeye devam etmeseydi, kapanan kapıya bakmaya devam bile edebilirdim.

evet, tanrı beni gerçekten sevmeye başlamıştı. ilk önce bana rex'i, ardından da bu harika veteriner komşuyu göndermişti. o akşam uyuyamamıştım. onunla nasıl tanışmam gerektiğini ve güzel yüzünü düşünmekten dolayı beynimi boşaltamamış, saat üçe kadar tavanı izlemiştim. gözlerimin açık kalmaktan acımaya başlamasıyla, serinliğin iyi geleceğini düşünerek camı açmıştım. öyle de olmuştu, içeri giren hava bedenimi rahatlatmış ve nihayet uykuya dalmamı sağlamıştı. fakat yan komşumu düşünürken unuttuğum bir şey vardı, o da yaramaz bir köpeğe ve zemin katta bir odaya sahip olduğumdu.

vet::jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin